enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,5424
EURO
36,0063
ALTIN
3.006,41
BIST
9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Denizli
Yağmurlu
21°C
Denizli
21°C
Yağmurlu
Cumartesi Parçalı Bulutlu
10°C
Pazar Parçalı Bulutlu
10°C
Pazartesi Az Bulutlu
10°C
Salı Açık
14°C

Yargıtaydan müdürlere kötü haber geldi

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun emsal kararıyla birlikte, iş yeri müdürü olarak görev yapan üst düzey yöneticinin fazla mesai ücreti alamayacağına hükmetti.

Yargıtaydan müdürlere kötü haber geldi
28.11.2019
A+
A-

Kurul; iş yerinde üst düzey yönetici konumda çalışan işçinin, çalışma gün ve saatlerini kendisinin belirlediğinden, görev ve sorumluluklarının gerektirdiği ücretinin ödenmesi durumunda, ayrıca fazla çalışma ücretine hak kazanamayacağına karar verdi.

7 GÜN ÇALIŞTIĞINI BELİRTTİ

Bir akaryakıt istasyonuna işletme müdürü olarak görev yapan kişi, işten ayrılınca 5. İş Mahkemesi’nin yolunu tuttu. Haftada 7 gün, hafta içi 8.00-21.00, hafta sonları ise 10.00-19.00 saatleri arası çalıştığını ileri sürerek fazla çalışma alacağının tahsiline karar verilmesini talep etti

DAVALI İŞ YERİ SAHİBİNDEN SAVUNMA

Davalı akaryakıt istasyonu sahibi, zaman aşımı definde bulunarak, davacının iş yerinde üst düzey yönetici ve aynı zamanda (B) grubu imza yetkilisi olduğunu, çalışma saatlerini serbestçe belirleyebildiğini, davacıya bu husus nazara alınarak ücret ödendiğini ve fazla çalışmaya ilişkin diğer itirazlarını belirterek davanın reddini savundu. İş yerinde çalışanların davacıya bağlı olarak çalışmış olmasının davacının üst düzey yönetici olduğunu göstermeyeceğine dikkat çeken Mahkeme;, bunun kabulü için en azından işçi alıp çıkarmaya yetkisi olması gerektiğine vurgu yapıldı. Davalı tarafın sunduğu imza sirkülerinin iş yeri ile ilgili bazı işlemlerin takibi için verildiği, dosya kapsamından davacının davalı iş yerinde haftada 18 saat fazla çalışma yaptığı, davalının ise davacının yapmış olduğu fazla çalışma ücretini ödediğini ispat edemediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verdi. Kararı davalı temyiz etti. Yargıtay 23. Hukuk Dairesi, üst düzey yöneticilerin fazla mesai ücreti alamayacağına hükmederek mahkeme kararını bozdu. Mahkeme ilk kararında direndi. Kararı davalı temyiz edince devreye Yargıtay Hukuk Genel Kurulu girdi.
Üst düzey yönetici işveren vekilidir.

İŞTE KARAR!

Kurul ilk olarak ‘üst düzey yöneticinin tanımını yaptı. Kararda şöyle denildi. ”Yönetici; ilke olarak iş yerinde işveren vekili sıfatını taşımanın ötesinde iş yerinin bütününü sevk ve idare eden, işçilerin çalışmalarını ve çalışma saatlerini düzenleyerek onlara emir ve talimat veren, duruma ve iş yeri düzenine göre işe alma ve işçi çıkarma yetkisini de taşıyabilen kimse olarak tanımlanabilir. Çalışma gün ve saatlerinin bizzat belirlenebilmesi yetkisi de üst düzey yöneticilik sıfatının benimsenebilmesi için kabul edilen kriterlerden biridir. Davalıya ait iş yerinde işletme müdürü olarak çalışan davacının, kendisine emir ve talimat veren daha üst düzeyde bir yöneticinin bulunduğu hususunun ispat edilemediği sabittir. Öte yandan, dava dilekçesi ile dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacının fesih tarihi itibariyle ücretinin brüt 7.500 olduğu ve asgari ücretin yaklaşık on katına karşılık geldiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacının davalıya a it iş yerinde üst düzey yönetici olarak çalıştığı sonucuna varılmıştır. O hâlde, üst düzey yönetici olan, çalışma saatlerini kendisi belirleyen, görev ve sorumluluklarının gerektirdiği ücret kendisine ödenen davacının fazla çalışma ücretine hak kazanamayacağı ortadadır. Hâl böyle olunca, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen 22. Hukuk Dairesi bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının bozulmasına oy birliği ile kesin olarak karar verildi.” ifadelere yer verildi.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.