Daha önce Antalyalı bir vatandaşı, ‘sazan balığı’ yedirerek dolandıran çetenin 35’in üzerinde kişiyi farklı yöntemlerle çarptığı ortaya çıktı. Araçlarını internet üzerinden satışa çıkartan çift, içtikleri bitki çaylarının ardından 100 bin liralık otomobillerini çeteye kaptırdı.
Denizli’nin ilçelerinde olduğu iddia edilen dolandırıcılar, Türkiye’nin birçok farklı ilinde internet üzerinden satışa çıkarılan araçlar için aynı yöntemini kullanarak vatandaşları mağdur etti. Tespit edilen mağdur 35 kişi şebekenin yakalanması için WhatsApp grubu kurarak birbirleri ile haberleşiyor. Şebeke daha önce Antalyalı bir vatandaşı, sazan balığı yedirerek dolandırdı. Başka bir kişiyi, ‘kekik toplayacağız’ diyerek dolandıran çetenin, İzmir’de oturan bir çifte ise bitki çayı içirdikleri daha sonra araçlarını alarak kaçtıkları ortaya çıktı. Dolandırılan vatandaşlar ise çareyi WhatsApp grubu kurmakta buldu. Savcılığa suç duyurusunda bulunan vatandaşlar başlarından geçen film gibi hikayeyi anlattı. Dolandırıcılara esnaf kefalet kredisi çekme bahanesiyle araçlarını kaptırdığını söyleyen mağdurlardan Hasan Erdem, 2 yıl önce kredi ile 100 bin TL’ye bir araç satın aldığını ve 11 ay kullandıktan sonra askerden gelen oğluna ev alabilmek için otomobili satmak için internete koyduğunu belirtti. Aracının üzerinde 21 bin 400 TL’lik kredi borcunun parasının dolandırıcılar tarafından hızlı bir şekilde toparlandığını ifade eden Erdem, “Dolandırıcılar bu paranın yatması için ve geriye kalan parayı yatırmak için ‘esnaf kefalet kredisi’ çekmeleri gerektiğini söylediler. Bu şekilde güven sağladılar” dedi.
Hasan Erdem hakkını aramak için geldiği Denizli’de başına gelenleri anlattı. Erdem, “Bizi İzmir’e davet edip, orada arabamızı aklımız yerinde olmadan, satışını alıp paramızı vermeden dolandırdı. Şu anda adliyede 2 tane davam var. Bugün savcı ile de görüştüm, bunların çete olduğunu kendi de teyit etti. ‘Doğru, bunlar şebeke halinde çalışıyorlar, gözlerimiz üzerinde’ dedi. Polis karakoluna gittik onlar da aynı şekilde ‘Onları takibe aldık’ dediler. Biz Buldan’a geldik şoförlerden biriyle bu konuyu konuşunca kendilerine haber verip oradan kaçmış. Bizim adli mercilerden istediğimiz, Tosuncuk gibi olmayıp bunlar kaçmadan yakalanmaları. Biz burada bilinçli bir şekilde malımızı vermedik” diye konuştu.
Dolandırıcıların iddialara göre bitkisel çayları kendilerine içirdiklerini ifade eden Erdem, “İçerisinde bir şey olduğuna eminim. Bilincim net olarak yerinde değildi. Kriminale gönderdirler kanımızı ama kimyasal bir şey içirmediler. Çay ve bitkisel çaylar içirdiler. Ben malımı verdikten sonra bana satış belgesinin bir tanesi verilmesi lazım ondan bile haberim yok. Devletten istediğim malımızın iadesini istiyoruz. Çünkü ben malımı bilinçli vermedim. Şu anda bilindiği kadarıyla dolandırılan 35 kişi ama bu rakam çok daha fazla. Çünkü kimsenin haberi yok. Biz bile bu olayı televizyon kanalında gördükten sonra bu arkadaşlarla temasa geçtik ve hakkımızı aramaya çalışıyoruz hep beraber” şeklinde konuştu.
Olayı gözyaşları içinde anlatan Hasan Erdem’in eşi Gönül Erdem, “Eşim aracımızı internete koydu ve ilk bir ay hiç müşteri çıkmadı. Sonra bir gün biri aradı. Araca talip olduğunu söyledi. 100 bin liraya anlaştık. ‘Siz mi gelirsiniz, biz mi gelelim’ dedi. Eşim ‘Siz gelin’ dedi. ‘Ben sizin hesabınıza yol parası yatırayım. Siz gelin’ dediler. Eşim bunu kabul etti. İzmir Buca’da notere gidiyorlar. Satışı vermeden önce çay içirmişler. Bizim aracımızın kredi borcu vardı. 21 bin 400 TL. O parayı 5 dakika içerisinde toparlayıp getirmişler. Eşime de ‘Bize güvenebilirsin, bak biz bu parayı bulduk. Merak etme diğer paran da yarım saat içerisinde hesabına yatacak. Bu paranın yatması için biz esnaf kefaletten kredi çekeceğiz ama satışı bizim üzerimize vermen lazım’ demişler. Saat 16.30’da eşim onların üzerine noter satışını veriyor. Arabayı alıyorlar. Eşim ile oğlumu Erdek’e doğru getiriyorlar. Eşime demişler ki, ‘Hasan abi merak etme paran yatacak.’ Evime geldiler. Bir şeylerden şüphe etmedik. Arabayı alış amaçları ise kardeşleri üniversiteyi yeni bitirmiş. Avukat olmuş. Babası söz vermiş, ‘kızım üniversiteyi bitirince ona sıfır araba alacağım’ diye. Bizim arabamız 3 bin kilometredeydi, daha arka koltuklarının naylonları bile duruyordu. Binip bir yere gitmek kısmet olmadı. 11 ay kullanabildik. Herkese aynı şekilde anlatmışlar. Bize de aynı yalanı anlattılar” dedi.
Aracı kullananın ehliyeti olmadığını söyleyen Gönül Erdem, “Eşimin ehliyeti ile geliyorlar. Trafik polisi durdurduğunda eşim ehliyetini veriyor. Bunlar geldiler ve yemek yediler, çay içtiler evimde. Sabah bankaya gidilecekti. Sabah 8.40’ta evden çıktılar. Bizim evimizde kaldılar. Erdek’e gittiler bankaya, 2 defa giriş ve çıkışları var kamerada. Kahvede çay içerken eşime ‘Kontörüm bitti beni ararlar şimdi, benim gidip kontör yüklemem lazım’ demiş. Eşimin yanından hızlıca çıkıyor ve gidiş o gidiş. Eşim polise gidiyor. Üzerinden 13 ay geçti. 2 ay boyunca oyaladılar ‘arabanı bugün getireceğim’, ‘paranı getireceğim’, ‘bu işi uzatma seni öldürürüz’ şeklinde her türlü tehdidi yaptılar. Varımız yoğumuz gitti 30 sene biriktirdik. Eşim ve ben yazın temizlik işi yapıyoruz” ifadelerini kullandı.
Ailenin geçimi için arabayı satmak istediklerini gözyaşları içerisinde anlatan Erdem, “Oğlum 3 ay önce askerden gelmişti. ‘Ona bir ev alalım, kendine güzel bir iş bulur’ dedik. Oğlum üniversite mezunu, teknik donanım uzmanı şimdi ise hamallık yapıyor. Yazık günah değil mi benim oğluma” diye konuştu