Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Özel Eğitim Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Çiğdem Tıkıroğlu, özel gereksinimli çocukların ailelerine yönelik önemli açıklamalarda bulundu. Salgın nedeniyle günlük yaşamda büyük değişikliklerin meydana geldiğini ve bu değişikliklere uyum sağlamada yetişkinlerin bile oldukça zorlandığını ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Çiğdem Tıkıroğlu, bu durumu özel gereksinimli çocukların ise anlamalarının çok daha zor olduğunu söyledi.
Dr. Öğr. Üyesi Tıkıroğlu yaptığı açıklamada: “Örneğin, daha bundan birkaç hafta önce çocuğumuzdan sabah kalkıp, kahvaltısını yapma, servise binme, okula gitme, okuldaki ders ya da etkinliklere katılmak gibi günlük rutinleri yerine getirmesini bekliyorduk. Salgınla başlayan yeni durumda ise beklentilerimiz onun daha çok evde vakit geçirmesi, evde ders çalışması, evde oyun oynaması, hareket ihtiyacını evde karşılaması şeklinde değişti, yani her zaman yaptıklarından daha farklı şeyler olmaya başladı. Bu tür ani değişiklikler özellikle otizmli çocuklarda yoğun kaygı ve kimi zaman öfke nöbetleri gibi davranış problemlerine yol açabiliyor. Çocuğumuzun bu gibi değişikliklere uyum sağlamasını kolaylaştırmak için onun anlayabileceği bir dil kullanarak açıklamalar yapabiliriz. Özellikle küçük yaşlardaki çocuklarımıza sosyal öyküler anlatabiliriz. Örneğin; bazen mikroplar bizi hastalandırır, mikroplara karşı korunmak için evde kalmam gerekir, okulumdaki görevliler okuluma gidebilmem için mikropları temizlerler gibi basit ve anlaşılır bir dille çocuğumuza özel bir öykü hazırlayabiliriz” şeklinde ifadeler kullandı.
Bir diğer konunun ise özel gereksinimi olan çocuğun gününün planlanmasıyla ilgili olduğuna dikkati çeken Dr. Öğr. Üyesi Çiğdem Tıkıroğlu: “Uyanma, kahvaltı yapma, oyun oynama, ders çalışma, televizyon izleme gibi günlük rutinlere bir plan dâhilinde uyulması gerekiyor. Çünkü özel gereksinimli çocuklarımız, anlaşılabilir ve tahmin edilebilir bir çevrede yaşadıklarında kendilerini daha rahat hissediyor. Bu rutinlerin her gün benzer saatlerde yapılması, çocuğumuzun rutinlerin değişmesi yüzünden oluşabilecek davranış problemlerini de önler. Bunun için, ailenin günlük düzenine uygun bir etkinlik çizelgesi oluşturulabilir. Bu çizelge, çocuk okuyabiliyorsa yazıyla, okuyamıyorsa etkinliklerin resim ya da fotoğraflarıyla yapılabilir. Çocuk çizelgesindeki etkinlikleri yaptığında çizelgeyi işaretlemesi sağlanarak ona küçük ödüller verilebilir. Çocuk bu çizelgeye uymayı öğrendikçe, kullanılan ödüllendirme azaltılabilir” dedi.
Çocuğun öğretmeniyle iletişim halinde olmasının büyük önem taşıdığının altını çizen Dr. Öğr. Üyesi Çiğdem Tıkıroğlu bu konuyla ilgili şu bilgileri verdi: “Bildiğiniz gibi özel gereksinimli çocukların dönem içerisinde öğrenmesi gereken beceriler ‘Bireyselleştirilmiş Eğitim Programı’nda yer alıyor. Aile bu süreçte, çocuğun öğretmeni ile diyaloğa girerek, bu becerilerin neler olduğu ve bu becerilerin evde kazanımı için neler yapabileceği konusunda öğretmenden destek alabilir. Araştırmalar anne-babaların, destek aldıklarında, pek çok beceriyi evde öğretebileceklerini gösteriyor. Evde kalmanın özellikle ev içi beceriler dediğimiz günlük yaşam becerilerini kazandırmak için ki bunlar: elleri yıkama, tuvalet becerisi, boş zaman değerlendirme, örneğin egzersiz yapma, giyinme, sofra hazırlama ve sofrayı toplama gibi beceriler olabilir, çok önemli bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Ev içi becerileri yapıldığı ortamda yani evde öğrenmenin, çocuğun günlük yaşamını kolaylaştıracağını rahatlıkla söyleyebiliriz”.
Bu dönemde EBA TV’de özel gereksinimli çocuklara ve ailelerine yönelik içeriklerin de yer almaya başladığını vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Çiğdem Tıkıroğlu: Ailelerin, EBA TV’nin web sayfasından da kavram öğretimi gibi bazı içeriklere kolaylıkla erişebileceğini de hatırlattı.