20 dönüm yerden 10 ölçek nohut alabildiğini söyleyen ve ürünlerini satamadığı için nasıl üreteceğiz, ne yapacağız bu koşullarda diye isyan eden Çivrilli çiftçi, “12 bin liraya aldığımız hayvanları ise 7 /8 bine satacağız da aldığımız borçları ödeyeceğiz. Borçlar faiziyle birlikte bekliyor. Bankadan kredi çekiyoruz, eşten dosttan borç alıyoruz, elektrik faturalarını ödeyemiyoruz. Bizim yapacak bir şeyimiz yok, gidecek yerimiz yok… Çiftçiye mazot desteği verseler, maliyetler düşse çiftçi üretebilir. Yaşadıklarımız Nasreddin Hoca fıkrası gibi: Bizim halimiz ne olacak? Damdan düşen biri olmalı, damdan düşenin halini ancak damdan düşen anlar.”
Çivril’in evladıyım diyen ama Çivril’in köylerine uğramayan iktidar milletvekillerine maille, telefonla ulaşmaya çalıştıklarını söyleyen köylüler “gelseler köyün ihtiyaçlarını söyleriz. Hala susuzluk çekiyoruz, nohutun tohumunun kilosunu 5 TL’ye aldık. Gübre, mazot, sulama için elektrik masrafı yaptık. Emeğimizi hiç hesaba bile almıyoruz. Şimdi satalım dedik kilosunu 2 TL’ye satamıyoruz, hayvanlara yem diye veriyoruz. Çivril Belediyesi yerel seçimden 3-4 gün önce mahallemize taşları yığdı. Seçim biteli 1,5 yıl oldu. Kazanınca taşları döşemesini unuttu. Söz verilen yerlere hala asfalt dökülmediğini sizler aracılığıyla duyurmak istiyoruz.” taleplerini dile getirdi.
Gürpınar’da ayçekirdeği tarlalarını ziyaret eden Biçer Karaca’ya ithal çekirdek nedeniyle yaşadıkları sıkıntıları anlatan kadınlar ise “Yurtdışından çekirdek ithal edeceklerine yerli üreticiyi desteklemeliler, bizler emeğimizin karşılığını almalıyız.” diyor.
Arpa-buğday eken ve satamayan çiftçiler ise “Mazot, gübre, elektrik çok arttı. Ürünlerden yeterli verim alamadık. Devletin köylüyü desteklemesi gerek. En kestirme çözüm hükümeti değiştirmek gerek. İktidarın son kullanma tarihi geçti.” yorumunu yaptı.