Yıllardır varlığını sürdüren tarihi yarımada, İstanbul Boğazı, Haydarpaşa Garı ve Galata Kulesi ile birlikte önemli bir bağlam içinde yer alan Kadıköy Mendireği, şehrin içerisindeki kalabalıktan uzaklaşmak ve manzarayı seyretmek isteyenlerin mekânı olma özelliğini taşıyor. Mendireğin mevcut halini koruyarak yeniden tanımlanması ve potansiyellerinin arttırılması amacıyla, İstinye Üniversitesi tarafından bir proje yarışması düzenlendi. Tertip edilen yarışmaya Pamukkale Üniversitesi Mimarlık Bölümü öğrencileri de çalışmaları ile katıldı.
İstinye Üniversitesi Mimarlık Bölümü tarafından düzenlenen ve tüm üniversitelerin mimarlık lisans öğrencilerinin başvuruda bulunabildiği yarışmaya 45 okuldan 185 başvuru yapıldı. Yapılan değerlendirmeler sonucunda, PAÜ Mimarlık ve Tasarım Fakültesi, Mimarlık Bölümü öğrencileri Jüri Özel Ödülü ve Teşvik Ödülü dallarında 6 ödüle birden layık görüldü. Yarışmaya katılan PAÜ MTF Mimarlık Bölümü öğrencilerinden: Ahmet Kafa, Semih Seven, Mert Sevük, Orhan Akkaya, Sude Demir, Gizem Melike Biçer, Yasemin Yörük, Simay Turan ve Şebnem Peker isimlerinin çalışmaları ödül almaya hak kazanan projeler arasında yer aldı.
Mendirekte bir çayevi programının yanı sıra kamusal ve sosyal mekânlar oluşturmayı amaçlayan proje çalışmaları ile Mert Sevük ve Orhan Akkaya; mendirek, mekânının eskiliğine atıf yaparak ‘yeni bir eski’ kompozisyonu ile planlanan çay evine ‘Yeni Eski’ adını veren proje çalışması ile Semih Seven ve deniz üzerine inşa edilmiş bir yapı fikrinden hareket eden ve kutsal mekânların atmosferini düşünerek projesini tasarlayan Ahmet Kafa’nın yaklaşımları Jüri özel ödülünün sahibi oldu.
Mendirek hattının özellikle 1990’lı yıllarda önemli bir buluşma mekânı olduğu bilinmekte olup, hattın bu özelliğinin günümüzde de devam etmesi hedeflenen tasarımda, ahşap strüktürle elde edilen gölgelikler ile hem yürüyüş hattı hem de oturma alanları düşünülerek, kapalı mekân oldukça sınırlı tutulup, insanları açık alanda vakit geçirmeye yöneltecek bir tasarım projesi hazırlayan Sude Demir, yarışmada teşvik ödülüne layık bulundu.
Tasarımında “çay evi” programını sadece bir bina olarak değil, keşfe açık, eylemlerle, bedenlerle ve bedenlerin kurduğu ilişki ağıyla sürekli değişen akışkan bir süreç olarak yeniden tanımlamayı hedefleyen çalışması ile Gizem Melike Biçer; mendirek hattı periferi bağlamında var olan aktörler ve dinamiklerini referans alarak kıyı cepleri ile deniz deneyimi sunan bir yayılım modeli önerisi ile Simay Turan ve Şebnem Peker ve ‘mendirek’ ve deniz feneri kavramlarını ‘çay evi’ ile bir bütünlük sağlanacak şekilde bir araya getirip yeniden yorumlayan Yasemin Yörük farklı açılardan ortaya koydukları bakış açıları ile teşvik ödülüne değer görüldü.
Ortaya konan projeler; Mendireğin alışılagelmiş şeklini kırmak ve yeniden biçimlendirmek amacıyla sonu olmayan bir platformda ‘deniz feneri’ ve ‘mendirek’ kavramları bir araya getirilip, insanların suyun üstünde vakit geçirip, sosyalleşmeleri ve İstanbul manzarasının keyfine varmaları üzerine inşa ediliyor.