Son günlerde Facebook’un sohbet uygulaması olan Whatsapp’in yeni kullanıcı politikasında istediği izinler tartışma konusu oldu. Özellikle Whatsapp’in kullanıcılara yeni kullanıcı politikasında şartların kabul edilmemesi durumunda kullanamayacağını ifade etmesi tartışmaları daha da alevlendir. Peki Whatsapp neden bu verileri istiyor ve neler yapabilir? Diğer uygulamalara geçmek Whatsapp’ten daha mı güvenli. İşte herkesin merak ettiği soruların kısa ve anlaşılır yanıtları.
İlk olarak Whatsapp’in neden bu verileri almak istediğini açıklayalım. Whatsapp’e onay verilmesi halinde özel mesajların başka kişiler tarafından okunması veya görülmesi yine mümkün değil. Zira uçtan uça şifreleme bu uygulamaların güvenilirlik açısından en önemli özelliği. Ancak meta veriler adı verilen kullanıcının Whatsapp üzerinde gerçekleştirdiği faaliyetlerin depolanması tartışmanın çıktığı asıl kısım. Bu da şu demek oluyor. Whatsapp kullandığınızda Facebook’la verileri paylaşmayı kabul etmeniz halinde yaptığınız faaliyetler üzerindeki reklam içeriği sağlanabilecek verileriniz reklam şirketlerinin kullanabilmesini sağlıyor. Sizin mobil ve bilgisayar kullanımınızda çıkan reklamlar ve kullandığınız uygulamaların satış politikasını size göre yürütmesi mümkün olabiliyor. Bu durum daha önce AB tarafından reddedilmiş ve bu verilerin kullanılmasının önüne geçilmişti. Aynı sorun ABD’de de yaşanmış bu nedenle Facebook kurucusu Mark Zuckerberg yargılanmıştı.
Asıl amaç ise ücretsiz olan bir uygulamadan para kazanmak isteyen şirket bu veriler ile bunu yapabileceğini düşünüyor. Ancak bu niyet bazı hukuki sorunları da beraberinde getiriyor. O da kuşkusuz kişisel verilerin istek dışında başka şirket ve kurumlarla paylaşılması.
Peki Whatsapp’e istediği verileri vermeyi reddedip başka bir uygulama kullanmak daha güvenli olur mu?
İşte bu soru bu günlerde oldukça önemli. Zira Whatsapp’ın alternatifi olarak tanıtılan uygulamalar da en az Whatsapp kadar veriler konusunda sorun çıkarabilir. Bu alternatiflerden biri olan Telegram’ı ele alalım. Telegram uçtan uça şifreye sahip bir uygulama ancak sadece gizli sohbet seçeneğinin seçilmesi durumunda bu özellik aktive oluyor. Ayrıca Telegram’ın birden fazla ülkenin kullanıcı verilerini istemesi durumunda bilgileri paylaşma olasılığı da güvenlik açısından Whatsapp’in gerisinde bırakan bir diğer özelliği.
Dünya’nın en zengin insanı olmayı başaran Spacex’in sahibi Elon Musk’ın önerdiği uygulama olarak öne çıkan Signal uygulaması Whatsapp’in eski kurucularından biri tarafından kurulmuş bir uygulama. Signal, uçtan uça şifrelemeye sahip yani kimse alıcı ve gönderen dışında mesajlara erişemiyor. Uygulama ayrıca meta verileri de şifreliyor bu da Whatsapp’in izin istediği verilerin bu uygulamada kimse tarafından ulaşılamamasını sağlıyor. Bu açında Signal rakiplerine nazaran daha güvenli. Kullanıcı verileri de şirketin bulutunda değil kişinin telefonunda depolanıyor bu açıdan da en güvenli uygulama Signal diyebiliriz.
Yerli uygulamalar BİP ve YAAY, kullanıcı verilerinin tamamını isteyen uygulamalar yani Whatsapp’in istediklerini bu uygulamalar da talep ediyor. Ayrıca bu verileri satmak için de izin istiyor. Yani bu bakımdan Whatsapp’in de gerisinde kalıyorlar. Ayrıca bu uygulamaların kimlik ve iletişim bilgileri, telefon numarası, irtibatlar listesi, kullanılan cihaz bilgileri, lokasyon ve multimedya verileri de işlediğini belirtmek de fayda var. Zira Whatsapp şimdiki yeni uygulaması ile verilerinizi depo etmek istiyor. Ancak yerli uygulamalar doğrudan bu bilgileri isteyip bir de satış politikaları içerisinde kullanmaya da açık. Ayrıca yazılım olarak da güvenlikleri diğer bahsi geçen uygulamalara nazaran daha az güvenli. Whatsapp’tan kaçalım derken bu uygulamalara geçmek de bu açıdan çok anlamlı değil.
Tüm bu bilgilere göre tercih sizin. Ancak sosyal medyada dolaşan kulaktan dolma bilgilerden ziyade bu bilgilerle hareket etmeniz daha ‘güvenli’ olabilir.
Haber: Serkan Özkurt