Denizli’de yıllardır ‘yıkılacak mı, yıkılmayacak mı?’ tartışmalarına neden olan tarihi taş binalar için kent vicdanını rahatlatan bir karar alındı. Taş binalar kent müzesi olarak değerlendirilmesine karar verildi. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Denizli Valiliği ve Büyükşehir Belediyesi işbirliği ile hayata geçecek müzenin turizme katkı ve tarihi değerlerin gelecek nesillere aktarılmasında büyük rol oynayacak. Mimarlar Odası Denizli Şube Başkanı Mehmet Serdar Alayont, kent müzesine uzanan zorlu süreci anlattı.
Denizli’nin uzun yıllardır hayalini kurduğu kent müzesi yapımı için Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Denizli Valiliği ve Denizli Büyükşehir Belediyesi arasındaki işbirliği protokolünün imzalanmasının ardından proje görseli ilk kez kamuoyu ile paylaşıldı. Projenin Aydın Kültür Varlıkları Koruma Kurulu tarafından onaylandığı belirtilirken, 2 bin 570 metrekare kapalı alana sahip olacak kent müzesinde Cumhuriyet döneminden Osmanlı’ya, Denizli’nin mutfak kültüründen Denizli efelerine kadar birçok değer yer alacak. Hane kültürü canlandırma odaları, Denizli mutfak kültürü, Milli mücadelede Denizli, Denizli’nin ileri gelenleri, Denizli’nin ilkeleri, Denizli tarihi, Atatürk’ün büyük Ege gezisi, Geç Osmanlı – Erken Cumhuriyet döneminde bölgede tarım, sanayi, ekonomi ve sosyal hayat, Denizli efeleri, Denizli el sanatları, Osmanlı’dan günümüze dokuma, kumaşçı dükkanı, geçmişten günümüze Denizli geleneksel zanaatlar, ticari hayat, Denizli evleri, Denizli mimarisi ve Denizli’nin simgeleri gibi onlarca değer Denizli Kent Müzesi’nde sergilenecek.
Tarihi taş binalar ‘yıkılacak mı, yıkılmayacak mı?’ tartışmalarına son veren projeyi işin uzmanı Mimarlar Odası Denizli Şube Başkanı Mehmet Serdar Alayont’a sorduk. Alayont, yaşanan zorlu süreci paylaştı.
Başkan Alayont açıklamlarına yapının tarihini anlatarak başladı. Alayon;”
Taş binalar 1950’li yıllarda Mimar Selçuk Bilen ve yetenekli taş ustalar tarafından yapılan bir yapı. Betonarme ve taş yapı karışımıdır. Daha sonra o zamanki adayıla erkek sanat atölyeleri olarak kullanılıyor. Daha sonra endüstri meslek lisesi atölyeleri olarak anılıyor. Ardından yeni hükümet konağının yeri belirleniyor. Yeni hükümet konağının yapımında taş atölyeler kalıyor. 1980’li yıllarda yapılan okul binası yıkılıyor. 2009 yılında odamızın yaptığı sempozyumda ortak bir karar çıkıyor. Taş atölyeler ve kız meslek lisesi korunsun deniliyor. Ama maalesef bir gece operasyonu ile kız meslek lisesi yıkılıyor. O dönemki şube başkanımız Cüneyt Zeytinci’nin kulağına taş atölyelerin de yıkılacağı bilgisi geliyor. Yine bir gece operasyonu ile taş atölyelerin yıkılacağını duyması üzerine mahkemeye başvurarak atölyelerin tescillenmesi başvurusu yapıyor. 2014 yılında yapılan başvuru ile buranın yıkımı ile ilgili yürütmeyi durdurma kararı alınıyor. 4 yıl süren bir mücadelemizde taş binaların tescillenmemesi yıkılması gerektiğini belirten Kültür ve Turizm Bakanlığı’nı mahkemeye vermemizle davayı kazanıyoruz ve taş binalar kültür varlığı olarak envanterlerde yerini alıyor.”dedi.
Taş binalar için verilen mücadeleyi anlatan Alayont;”2019 yılında ‘Taş binalar kent müzesi olsun’ diyerek bir aşure etkinliği yaptık. Daha öncesinde taş atölyeler kurtulsun diye balonlar uçurduk. Bizim amacımız taş atölyelerin kurtulması,işlev kazandırılması ve kent müzesi olması idi. Geçtiğimiz günlerde de Kültür ve Turizm Bakanlığı, Valilik ve Denizli Büyükşehir Belediyesi arasında imzalanan protokolle buranın kent müzesi olarak yapılacağının müjdesini aldık. Dilek fenerlerimiz boşa uçmadı. Bundan sonraki süreci de takip edeceğiz. Geçtiğimiz günlerde Büyükşehir Belediyesi bize proje ile bilgilendirmede bulundu. Projenin yapım finansmanının yüzde ellisi Büyükşehir Belediyesi yüzde ellesi Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından karşılanacak. Yapım ihalesi Büyükşehir tarafından yapılacak. Bu da sevindirici yerelden çözülecek olması pratik anlamda faydalı. Bütçenin mevcut olduğunu bu sene içerisinde kent müzesini yapılacağı bilgisini aldık. Ayrıca yapımın ardından müze Kültür ve Turizm Bakanlığı’na devredilecek. Kaba taslak bilgimiz bu kadar daha detaylı bilgi için uğraşıyoruz.”ifadelerini kullandı.
Konuşmasına müzenin önemine değinerek son veren Alayont;”Kent müzesinin kazandırılması Denizli için çok önemli. Denizli’de müze yoktu. Atatürk ve Etnografya müzesi dışında bir değere sahip değildik. Cadde üzerinde olması yerli ve yabancı turisti kent merkezine toplamak için çok önemli. Belediye artık Kaleiçi’ni de güzelleştirmek için harekete geçti. Kaleiçi, Babadağlılar Çarşısı ve müze ile birlikte o bölge canlandırılacak.” şeklinde konuştu.
RÖPORTAJ:ORAL CAN TATAR