Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 29 Nisan 17 Mayıs tarihleri arasında koronavirüs nedeni ile tam kapanma kararı aldığını açıklamıştı.
Alınan kararın keyfekeder olduğunu ve vatandaşın düşünülmediğini söyleyen Mehmet Ertuğrul Gökce “Pandemi ile mücadele için aylardır halkımız adımlar atıyor, fedakarlıkta bulunuyor. Ancak görüyoruz ki AKP iktidarı ve küçük ortağı kongrelerini bitirip virüsü tüm vatana yeniden dağıttıktan sonra dalga geçer gibi bir kararla kongrelerin yükünü vatandaşın sırtına yıkıyor” dedi.
Virüsün yayılmasında hükümetin iş bilmezliğinin başat sebep olduğuna vurgu yapan Gökce “Virüsün başladığı andan itibaren, akla, bilime dayalı, vatandaşların yararına olacak tek bir adım dahi atmayan hükümet, maalesef uyarıları da dikkate almadı. Lebaleb kongreler, geziler, toplantılar derken, bırakın virüs ile mücadeleyi adeta virüs bitmesin diye ellerinden geleni yaptılar. Şimdi de aldıkları kararlara Ramazan-ı Şerif’i alet ederek dini hassasiyetlerimizi kullanıyorlar. Her yeri kapatıp, camileri açık tutarak, çaldıkları minareye kılıf yapmak istiyorlar” dedi.
Tam kapanma sürecinin tüm yükünün dünyada örneği olmayan bir şekilde halkın sırtına yüklendiğini hatırlatan Gökce “Batan ülke ekonomisini pandemiye, pandeminin yükünü vatandaşa yükleyerek ‘evde kal’ diyorlar. Yokluğun, sefaletin intiharlara yol açtığı bu buhran sürecinde esnafın feryadı duymazdan geliniyor.
Artık bıçağın kemiğe dayandığını bildikleri için de dinimizi ve Ramazan ayının kutsallığını kullanmak istiyorlar.
Her yeri kapatıp camileri açık bırakarak göz boyamak istiyorlar. Hadisi Şerif de “Cennetin anahtarı namaz, namazın anahtarı da abdesttir” denirken, bu hadisi dahi bilmediklerini gösteriyorlar.
Abdestin amacı temizliktir. Namaz kıymetli ancak evlerde de yerine getirilebilecek bir ibadettir.
Virüsden hergün yüzlerce insan ölürken, camilerde insanları bir araya toplamak, dip dibe namaz kılmasını istemek, ne akılla, ne de imanla açıklanabilir.
AKP iktidarı siyaseti, ekonomiyi, sağlığı, eğitimi kısacası ülke yönetmeyi bilmediği gibi dinimizi de bu sürece alet ediyor. Halkımızın canı burnunda iken en kutsal değerlerimizin beceriksizliği örtecek bir örtü olarak kullanılması kabul edilemez. Buna sebep olanları önce Allah’a sonra yüce milletimizin vicdanına havale ediyorum” sözleri ile yapılan yanlışları eleştirdi.