Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce Denizli’de gerçekleştirdiği parti il binası açılışı öncesi vatandaşlara hitap etti.
Başkan İnce’nin mitinginden satır başları şu şekilde;
Kavşak nedir? Bir dönüş, bir yola giriş, çıkıştır. Bu Denizli’nin ne çok kavşak sorunu varmış. Kimi görsem kavşaktan, yoldan şikayet ediyor. Dolar 4 lira iken 75 milyona yapılan kavşak dolar 9 lira oldu. Hesabı sen yap diyorlar. Allah’ın kaplıca suyuna sayaç takan yine Denizli. Burası ipliğin, pamuğun başkentidir. Türkiye’ye artık ne yazık ki peynirini, ipliğini, gübresini, hayvanını dışarıdan alıyorlar. 20 yılda bunlar Türkiye’nin iliğini kemiğini emdiler. Burası bir üniversite kenti aynı zamanda. 1 milyon nüfus 50 bin öğrenci var. Her yüz kişiden 5’i öğrenci. Ama yurt kapasitesi 4 bin 500. Bu Denizli’ye yakışmıyor.
Karşımızda bir iktidar var bir muhalefet var. Birbirlerine o kadar çok benziyorlar ki örneklerle anlatacağım. Bir A Haber var. Bir de Halk TV var. Ben burada Erdoğan’ı eleştirsem A Haber’de hiç haber olamaz. İşin garibi Halk TV’de de olamazsın. Kılıçdaroğlu’nu eleştirsem A Haber’de haber olursun, Halk TV’de asla olamazsın. Ne farkı var bunların? Al birini vur ötekine. Hepinizi eleştireceğim. Alayınızı eleştireceğim. Hepinizi birlikte göndereceğim. Bu yağma düzenine son vereceğim.
Dün Cumhurbaşkanı bir tasarruf genelgesi yayımladı. Bina, araç kiralamalarınıza ve harcamalarınıza dikkat edin dedi. Ancak parantez içinde birşey yazmış. Herkes tasarruf edecek ama iki kurum hariç. Biri Cumhurbaşkanlığı ikincisi TBMM. Yani tasarruf sana bana. Siz tasarruf edin ben harcayayım diyor. Bazı vakıfları vergi dışı bırakıyor. Hangi vakıflar. Oğlu, gelini, kızın vakıfları. Bunlar iktidar olmadan önce 3y vardı. Yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar vardı. Şimdi 4y sorunu var. Bu 3y’ye yüzsüzlük sorunu eklendi. Tulumbada su bitince varlık fonu kurdu. Varlık fonunun içine bu milletin kurduğu şirketleri dahil ettiği. Kendi kurduğu şirketleri yok. Bu ülkede herkes çay içer. 85 milyonun çay içtiği memlekette ÇAYKUR’u nasıl zarar ettirdiniz? ÇAYKUR’u yönetemeyen Türkiye’yi yönetemez.
Eski Türkiye’de kanallar parti başkanlarını kanallara çıkarırdı. Yuvalak masada tartışırlardı. Denizli’den sesleniyorum. İster parti genel başkanı olsun, ister cumhurbaşkanı adayı olsun. Televizyonda Türkiye’nin ekonomisini sağlığını, S400’ünü, F35’ni, mavi vatanını, tarımını,eğitimini, sanayisini, dış politikasını tartışacak yarışmacı arıyorum. Yıllardır Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ı televizyona davet etti. O çıkmadı. Sayın Kılıçdaroğlu ben size bir teklifte bulunayım. Beraber çıkalım. Neden partiden ayrıldığımızı bir ben anlatyım bir de sen anlat. Millet de dinlesin.
Bizde dur durak yok. Partiyi kuralı 1 ay oldu. Bugün 52 ilde örgütlendik. 18 Eylül’de kurultayımız var. Yılbaşında birinci parti olduğumuzu göreceksiniz. 50+1’i nasıl aldığımızı göreceksiniz.
Türkiye’de Kanal İstanbul tartışması var. İstanbul Boğazı var. Parayı kazanacaksan buradan kazan. Niye ayrı bir kanal açıyorsun? İstanbul Boğazından daha büyük mü olacak? Hayır. İstanbul Boğazı gemi trafiğini karşılamıyor mu? Hayır tam tersine gemi trafiği azalıyor. Peki senin derdin ne? Senin derdin rant, emlak. Bu noktada hem iktidar hem muhalefet yanlış yapıyor. Muhalefet biz geldiğimizde parasını ödemeyeceğiz dedi. Erdoğan, söke söke alırlar dedi. Demek ki Erdoğan, uluslararası mahkemeleri Türkiye’deki mahkemeler gibi sanıyor. Muhalefetin parayı ödemem demesi de yanlış. Yabancı sermayeyi ürkütür. Doğru yol şudur;”İş yapacak şirketleri uyarıyorum. Bu iktidarla başlarsınız. İşte yaparsınız. Memleket Partisi iktidar olduğunda Muharrem İnce Cumuhrbaşkanı olduğunda ihaleleri tek tek incelerim. İçinde rüşvet varsa, çevreye zarar veriyorsanız, pahalı yapmışsanız uluslararası tahkimde sizi yenerim. Bir kuruşunuzu alamazsınız.
Muharrem İnce, konuşmasını hayat pahalılığı, vergi yükleri eleştirileri ile sonlandırarak parti il binasında basın mensupları ile gerçekleştirdiği soru-cevabın ardından Denizli programını sonlandırdı.