Küçük yaşta evlenen çift, karşılıklı Aile Mahkemesi’ne başvurarak boşanma davası açtı. Davacı-karşı davalı gelin, evliliğin ilk gününden itibaren davalı damadın ailesinin evliliğe müdahale ettiğini, davalının bu duruma sessiz kaldığını öne sürdü.
Davalı-karşı davacı koca ise tüm iddiaları reddedip, davacının babasının evliliğe müdahale ettiğini, taraflar arasındaki anlaşmazlığın düğün gecesinde takılan altınların davacının babasına verilmesi üzerine başladığını dile getirdi.
Mahkeme; erkek eşin ailesinin tarafların evliliğine müdahale ettikleri, davacının ailesi ile görüşmesini istemedikleri, bu nedenle tartıştıklarına dikkat çekti. Mahkeme, boşanmaya sebep olan olaylarda erkek eşin tam kusurlu olduğu belirterek, erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın yararına 300 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 10 bin TL maddi, 5 bin TL manevi tazminat ödenmesine hükmetti.
Karar temyiz edilince devreye giren Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, tarafların birbirlerinin ailelerinin müdahalelerine sessiz kaldıklarının anlaşıldığına hükmetti. Boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü gerektiği gerekçesiyle Aile Mahkemesi hükmü bozuldu.
Aile Mahkemesi, ilk kararında direnince taraflar temyiz yoluna başvurdu,. Bu kez devreye giren Hukuk Genel Kurulu, oy çokluğu ile emsal nitelikte bir karara imza attı. Yüksek Mahkeme, evliliğe ailelerin müdahalelerine sessiz kalan her iki tarafın da eşit kusurlu olduğuna hükmetti.
Kararda; “Dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; tarafların evlilik tarihi itibari ile yaşlarının çok küçük olduğu, bu nedenle iki aydan az süre devam eden evliliklerinde karşılıklı olarak ailelerinin evliliğe olan müdahalelerine sessiz kaldıkları anlaşılmaktadır. Tarafların toplumun temel taşı olan aile birliğini kurmayı başaramadıkları gözetildiğinde tarafların boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu oldukları tartışmasızdır. Hâl böyleyken yerel mahkemece, erkek eşin ağır kusurlu olduğunun kabulü ile bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak kadın eş yararına tazminatlara hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. Mahkeme kararı oy çokluğu ile bozulmuştur” ifadeleri yer aldı.