18 sene boyunca çalıştığı işyerinde emekliliği hak etmesine rağmen çalışmayı sürdüren işçi, işten atılınca soluğu mahkemede aldı.
İş Mahkemesi’ndeki davada ifade veren davacı, kıdem ve ihbar tazminatları ile diğer bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etti. Davalı şirket sahibi ise davacının emekli olacağı gerekçesi ile işten ayrıldığını, bu sebeple tüm haklarının ödendiğini öne sürdü. Mahkeme; davacının Sosyal Güvenlik Kurumu’na emeklilik sebebiyle bildirimde bulunulmuş ve çıkış yapılmış ise de, çalışmanın kesintisiz olarak devam ettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verdi. Davalı patron kararı temyiz edince devreye Yargıtay 9. Hukuk Dairesi girdi.
Emsal nitelikte bir karara imza atan Yüksek Mahkeme, işçinin kendi isteğiyle emekli olmasına durumunda ihbar tazminatı alamayacağına hükmetti. Kararda şöyle denildi: “Taraflar arasında davacının ihbar tazminatı hesabında dikkate alınacak çalışma süresi konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. İhbar tazminatı, belirsiz süreli iş sözleşmesini haklı bir sebep olmaksızın ve usulüne uygun bildirim öneli tanımadan fesheden tarafın, karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminattır. Mahkemece, davacının tüm çalışma süresine göre hesaplanan kıdem ve ihbar tazminatı alacakları hüküm altına alınmıştır. Emeklilik sebebi ile kısmi olarak ödenen kıdem tazminatının mahsubu isabetli ise de; ihbar tazminatına ilişkin hesaplamada; emeklilik öncesi dönemin dikkate alınması yerinde değildir. İş sözleşmesinin işçinin iradesi ile gerçekleşen emeklilik sureti ile sona erdiği hallerde, işçinin ihbar tazminatı talep hakkı olmadığından; bu tazminatın, 07/12/2013-03/02/2015 tarihleri arasındaki emeklilik sonrası çalışılan süre dikkate alınarak 4857 sayılı İş Kanunu ‘nun 17. maddesi uyarınca 4 haftalık bildirim süresi karşılığı hesaplanması gerekmektedir. Belirtilen husus gözetilmeden emeklilik öncesi çalışma süresi de eklenerek 8 haftalık bildirim süresi karşılığı hesaplanan miktarın hüküm altına alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Mahkeme hükmünün bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir.”