Denizli LBGT Başkanı topluluğu eskilere dayanırken, 2005 yılından itibaren kendilerini saklamaktan çekinmediklerini ve 2007 yılından itibaren topluluk olarak yer almaya başladıklarını ve sorunların baş gösterdiğini söyledi.
LGBT Başkanı Onur O. “İnsanların biseksüel olmayı tercih ettiğimizi sanıyor. Fakat bu doğuştan gelen bir şey. Ben çocukken tüm arkadaşlarım top oynarken, ben barbie bebekle oynamayı seviyordum. Ortaokulda artık nereye ait olduğum konusunda hislerim uyanmaya başladı. Blu çağında bu özellikler iyice ortaya çıkmaya başlıyor. İnsanların buna hastalık olarak bakması ve bizi dışlaması hoş değil.”
Küçüklükten işleniyor
“Küçükken bile, erkek adam tesbih sallar, erkek adam araba ile oynar, kız çocuklarına ise kız yemek yapar gibi bilinç altına nufüz eden cümlelerle de çok karşılaştım. Fakat bunların hiç bir etkisi yok. Olay tamamen biyolojiktir. Bu gibi bilinçaltına yerleşen cümlelerle homofobik insanlar yetişiyor ve bu insanlar büyüyünce normal olmayan şeyleri dışlıyorlar. Aynı şekilde ailesine açılan LGBT’ci çocuklar ailelerinden çok baskı altına alınıyor. Bu çocuklar ortaokulda lise, arkadaşlarının küpe takmasından bile “ibne misin” cümlesini duya duya, artık kendini LBGT tarafında hissediyor. Bu gibi örneklerimizde mevcut. Aileler bazı şeylerin bilincinde olmalı ve çocuklarına baskı uygulamamalı. Çocuklar bu yüzden aileye sevgisizlik hissediyor. Ailede topluma uygun olma baskısı çocuklara diretiliyor”
“Türkiye’de bu konuda bilinçli insan sayısı az. Avrupa kadar bu konuda bilinçli bir ülke değiliz. LGBT yabancı ülkelerde yürüyüşü polislerle beraber yapıyor ama biz burada biber gazı ve cop yiyiyoruz.”
“Biz Hande Kader gibi trans insanların öldürülmeleri artmasın istemiyoruz. Basın Hande Kader cinayetine yeterli ilgiyi göstermedi. Resmen yok sayıldı. Biz bu ülkede yaşıyoruz. Bizim varlığımız hatırlansın artık. Psikolojik baskı uygulanmasın. Bizde herkesin yaşama hakkı olduğu gibi rahat yaşamak istiyoruz.”
Aileler baskı kuruyor
“Ailede baba tarafından baskı yiyen erkek evlatlar, “benim senin gibi bir oğlum yok” cümlesiyle en sonunda evden kaçıyor, kaçtıktan sonra da para bulamadığı için kötü yola düşüyor. Herkesin bu durumlarda payı var ama herkes kendini bir kenara koyup, suçu direk LGBT’cilere atıyor. Bu olmamalı. Aile baskısı çocuğu LGBT’ye kaydırıyor. Aileler çocuklarını dinlemeli.”
Denizli LGBT Başkanı Onur O. tekrar bunun bir hastalık olmadığını ve tercih meseleside olmadığını yinelerken, çocukların psikoloğa götürülmesi ile çocukların iyice buhran geçirdiğini belirtti. Bu durumun hastalık değil, biyolojik olduğunu tekrar belirtti. Aileler artık daha düşünceli ve bilinçli olsun lütfen. Denizli halkının artık kendilerine bu kadar yabancı bakmamasını ve sokakta gördükleri zamanda ılımlı davranmalarını istedi.