Denizli Sanayi Odası 4 Ekim ve 11 Ekim’de gerçekleştirilecek seçimler öncesinde başkan adayı Okan Konyalıoğlu samimi anlatımı ile projelerini detaylandırdığı röportajı Egeyön TV’de verdi. Konyalıoğlu, dijitalleşme yatırımları ve Denizli’nin fuar merkezi olması konusundaki vizyoner görüşlerini paylaştı. Röportajda Konyalıoğlu’nun; “Konvansiyonel taraftaki sermayeyi yavaş yavaş dijitale ayırmalı ve taban oluşturmalıyız.” ve “Fuarlarda lobilerin güçlendirilmesi gerekiyor” dedi.
Denizli Sanayi Odası Başkan adayı Okan Konyalıoğlu geçirdiği rahatsızlık sonrası röportaj sözünü yerine getirerek evinde Egeyön TV ekibini konuk etti. Samimi bir ortamda Gazeteci Ahmet Deda’nın sorularını yanıtlayan Konyalıoğlu seçimler öncesinde dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
İşte Okan Konyalıoğlu röportajı;
Gözünde yaşadığı rahatsızlık nedeniyle küçük bir operasyon geçirdiğini açıklayan Konyalıoğlu, Ahmet Deda’nın sorusu üzerine yaşadığı talihsizliği paylaştı. Konyalıoğlu; “Yaklaşık 2 hafta önce Denizli Sanayi Odası’nın planladığı Ülker Yörükoğlu Bilim Sanat Merkezi öğretmenleri ile Amsterdam’da faaliyetimiz vardı. Biz de Denizli Sanayi Odası’nı temsilen orada bulunduk. Yeni dünyayı anlatan önemli bir aktivite idi. Bu aktivitenin Denizli sanayisine orta ve uzun vadede yararlı olacağı için seçim çalışmalarının ve işlerimizin arasında olmamıza rağmen yanlarında olduk. Ülkemizin içinde bulunduğu durum, dünyada taleplerin azalması, resesyon hareketlerin ülkemize yansıması, Denizli Sanayi Odası seçimleri ve yoğun çalışmamıza bir aktivite eklememizle herhalde vücudumuzu çok zorladık. Sağ gözümde yaşanan sıkıntı nedeniyle ve sıkıntının büyümemesi için ameliyat oldum. Zor bir ameliyatı başarılı bir şekilde geçirdim. 3-4 ay görüşümde sıkıntı yaşanacak ama daha sonra düzelecek. Yaşadığımız şeylerin hepsi deneyimdir. Benim okuduğum kitaplardan etkilendiğim bir şey vardı. Görme engelli vatandaşlarımızın topluluk içinde yemek yemekten çekindiklerini okudum. Ameliyattan çıktığımda 2 gözüm de kapalıydı. Ailem çorba içmem için kaşık verdi ağzımı bulmaya çalıştım. Konuşmalarımda değindiğim görme engelli vatandaşların sorununu kendim de deneyimledim. Bu deneyimden ders alarak çıkıyoruz.” dedi.
Röportajda rahatsızlık konusuna değinilmesinin ardından konu Denizli sanayisine geldi. Konyalıoğlu, Ahmet Deda’nın ‘Denizli sanayisi teknolojiyi yeterince, zamanında ve yerinde kullanabiliyor mu?’ sorusuna; “Denizli üretim enstrümanları bakımından baktığında en hızlı ve en teknolojik makinaların olduğu bir şehir. Lokomotif sektörünün tekstil olduğunu düşündüğümüzde en modern makinalar var. Mermer sektöründe makinalarımızı yapar hale geldik. Makina sektörünün hem mekanik hem yazılım tarafında geliştirdiğini görüyorum. Bunu bir sistem içinde yapmamız gerek. Dijital makinalar yapıyoruz ama işletmelerimizin dijitalleşmesi bizim verimimizi artıracak. Bu tarafta gelişime açığız. Denizli Sanayi Odası’nda göreve geldiğimizde bu konuyu ele alacağız. Biz Ülker Yörükoğlu Bilim Sanat Merkezi öğretmenleri ile gittiğimiz programda sanal gerçeklik, artırılmış gerçeklik ve karma gerçeklik eğitimlerine katıldık. Bu eğitimler hocalarımızdan öğrencilerimize oradan da Denizli sanayisine aktarılacak.” diye konuştu.
‘Denizli sanayisi makina üretiminde bir üst seviyeye çıkabilir mi?’ sorusuna Konyalıoğlu; “Bu üretimi endüstri 4.0’a uyumlu fabrikalar yapabilir. Mermer sektöründe bir arkadaşımız kapalı fabrika yapma sürecinde. Makinacı arkadaşlarımızın iyi gittiğini görüyoruz. MAKSİAD önderliğinde ve bireysel çalışmalar yapıyorlar. Bunu tek sektörde değerlendirmek doğru olmaz. Denizli sanayisinin yüzde 40’nı kapsayan tekstil sektörü var. Ciddi şekilde üretim yapan kablo, mermer, gıda ve tarım var. Niş ürünler yapan dijital ticarette kendilerini globalde konumlamaya başlamış dericiler var. Tekstil sektöründe ayrıcalıklı iş yapan, globalde kendini konumlayan, dijital ticarete sermayesi içinde pay ayırmaya başlayan firmalarımız oluştu. Denizli’nin güncele reaksiyon veren kas gücü oluşmaya başladı. Arkadaşlarımız iş modellerinde revizyona gitmeye başladılar. Konteyner bazlı satışların yanında e-ticareti hayatın içine alıp kullanan firmalarımız var. Ben geleceğin burada olduğunu düşünüyorum. Geçen hafta katıldığım bir toplantıda resesyon ön görülmediği söylendi. Nedenini ise; e-ticaretin büyüyeceğini ve resesyon ile muhattap olduğunu düşünen firmaların dijital tarafa sermaye ayırmaları halinde orta ve uzun vadede çıkışa gideceklerine inanıyorlar. Şu anda Denizli resesyondan etkileniyor olabilir ama iş modellerinde değişiklik yaparak ve odaklanarak resesyondan orta vadede ders alarak çıkacağımıza inanıyorum” dedi.
Gazeteci Ahmet Deda’nın ‘Denizli Sanayi Odası’nın yeni yönetiminin dijitalleşme çalışmaları için hazırlığı ne olmalı?’ sorusuna da yanıt veren Konyalıoğlu, “Bizim 20’nin üzerinde projemiz var. Dijital ticaretin, dijital pazarların olduğu projelerimiz var. Ticari yapıyı ikiye ayırmakta fayda var. Dijital taraftan ve konvansiyonel taraftan bakmamız gerekiyor. Bu konvansiyoneli kapatıp dijitale geçmek gibi algılanmamalı. Konvansiyonel tarafta 100 birim sermayeniz, iş yapma gücünüz, insan kaynaklarınızı yavaş yavaş dijital tarafa ayırmanız ve taban oluşturmanız gerekiyor. Bizim Denizli Sanayi Odası’nda bu sistemi oturtmaya çalışacağız. Başarılı olacağımıza inanıyoruz. Dünya çok küçüldü ve bunu anlatmak için örnekten bahsetmek isterim. Avrupa’da bir bankadan kredi işlemimiz vardı. Bu bankanın Türkiye’de merkezi İstanbul’da, teşvik birimi Ankara’da biz Denizli’deyiz. Toplantılarla çok uzayacak bir mevzuyu 1 saatlik online toplantı ile hallettik. Kredimiz onaylandı ve hiç kimse yerinden hareket etmedi. Dijitalleşme artık her yerde. Kovid’in bize olumlu katkısı dijitalde konumlama oldu. ” diye cevap verdi.
‘Dijitalleşmede ve üretimdeki projelerinizi dijital fuarla desteklemeyi düşünüyor musunuz?’ sorusunu da yanıtlayan Okan Konyalıoğlu; “Pandemi döneminde bu fuarlar yapılmaya çalışıldı fakat yeterli karşılığı bulmadı. Belki de biz tam oturtamadık. Sanal dünyada fuarlar, alışveriş merkezleri süreçleri yaşanıyor. Biz bu fuar konusunu deneyimlemeye çalıştık ama pozitif karşılık alamadık. Uygulayıcı tarafından detaylı anlatılmamış olabilir. Denizli’yi tekstil, makina, mermer ve kablo gibi güçlü olduğu alanda fuar merkezi haline getirmek istiyoruz. Denizli Sanayi Odası olarak Denizli’nin fuar şehri yolculuğunu ciddiye alıyoruz.” şeklinde konuştu.
Gazeteci Deda’nın ‘Yurtdışındaki fuarlarda insan faktörünün ve ilişkilerin geliştirilmesini nasıl görüyorsunuz?’ sorusuna ise Konyalıoğlu; “Biz geri bildirimlerden projelerimizi oluşturuyoruz. Fuarlar konusunda iş insanlarımızdan aldığımız geri bildirimlerde; ‘DSO, DTO ve birlikler bize ziyaret geliyor. Biz zaten şehirde bu kurumlarla iç içeyiz.’ diyorlar. Oda ve birlik yönetimleri ise bu girişime katkı koyma peşinde. Geri bildirimler sonucu, odalar ziyarette bulsunlar ama çok büyük katkısı olmuyor. O bölgedeki ticari ateşenin, bölgenin Avrupa iş insanları derneklerini toplamamız lazım. Odalar ve birlikler bu insanları fuarlara davet etmeli ve iş insanları ile toplantı yapmalarını sağlamalı. Lobilerin güçlendirilmesi lazım. Dijital ortamdaki toplantıları güçlendirilmeli. Denizli Sanayi Odası bir çatı organizasyonudur. Üreticilerimizle kendimizden olan satın almacıları bir araya getirmekte fayda var. “diye cevap verdi.
‘DSO seçimleri nasıl gidiyor, sektörlerin birlikteliğini sağlayabilecek misiniz?’ sorusuna Konyalıoğlu; “Rahatsızlığımdan ötürü ilk arayanlardan biri Selim kardeşimdir. Geçmiş olsun dileklerini iletti. Bu çok kıymetlidir. DSO seçimlerinin Türkiye’ye seçimin nasıl olması gerektiğini gösterdiğini düşünüyorum. Bizim çalışmalarımıza gelirsek arkadaşlarımız çok motive ve gönül birliğinde çalışıyorlar. Biz şu ana kadar kimseye yönetime alacağımıza dair söz vermedik. Kimsenin koltuğunu almak, kimsenin saçını çekmek, kimseye çelme takmak yolculuğunda değiliz. Biz vizyonumuzu, projelerimizi koyduk. Biz sanayicilerimize ‘Bu projeler yapılabilir mi, eklemek istediğiniz bir şey var mı ve bu ekip bunları yapabilir mi?’ diyoruz. Bu ekip bunları yapar diyorsanız oy verin diyoruz. Burası kişisel egolarımızı tatmin edebileceğimiz bir ortam değil. Biz kötü söylemlerle de karşılaşıyoruz. Bizim farkında olmadan kırdığımız kişiler varsa ekibim adına özür dilerim. Bu yolculuğa kimseyi kırmak için çıkmadık. Bu yolculuğun merkezinde Denizli sanayisine katkı koymak, geçmişten gelen vizyona güncelde katkı koymak için çıktık. İyi gidiyoruz ve kazanacağımıza inanıyoruz. Kim kazanırsa kazansın, kazananın Denizli olacağı çok nettir. Bu yarış her yerde konuşuluyor ve örnek olarak gösteriliyor. İşin sonunda inşallah yine bir araya geliriz ve muhasebeyi yaparız. Kazananın ve kaybedenin boyunun uzayıp kısılacağı bir yarış değil.