TBMM TBMM Genel Kurulunda, dün “6 yaşındaki bir kız çocuğunun evlilik adı altında cinsel istismara maruz bırakılması olayının araştırılarak benzer olayların yaşanmaması ve her türlü çocuk istismarının önlenmesi için alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi” amacıyla kurulan Meclis Araştırma Komisyonu görüşmelerinde; CHP Grubu adına söz alan CHP Genel Başkan Yardımcısı Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca önemli açıklamalarda bulundu.
TBMM Genel Kurulu’nda, “6 yaşındaki bir kız çocuğunun evlilik adı altında cinsel istismara maruz bırakılması olayının araştırılarak benzer olayların yaşanmaması ve her türlü çocuk istismarının önlenmesi için alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi” amacıyla Meclis Araştırma Komisyonu kurulması kabul edildi. TBMM Genel Kurulu’nda, siyasi parti gruplarının çocuk istismarlarının araştırılmasına ilişkin önergeleri, birleştirilerek ele alındı.
CHP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, 3 Kasım 2016 tarihli “Başta Cinsel İstismar Olmak Üzere Çocuklara Yönelik Her Türlü İstismar Olaylarının Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu Raporu’nu” kürsüde göstererek, “Bir vakıftaki istismar vakasından sonra kamuoyu baskısıyla yine böyle benzeri bir komisyon kurulacak. Bu komisyon da, tıpkı KAİMDER’de, tıpkı Ensar’da olduğu gibi süreci uzatarak, ipe un sererek, orada yaşananları komisyon aracılığıyla aklamak istiyorsanız, buna izin vermeyeceğiz.” Çocuklara karşı her türlü istismarın önlenmesi için bir alt komisyon değil ihtisas komisyonu kurulmuş olsaydı etkin denetimi hayata geçirmek için bir şans doğabileceğini belirten Gülizar Biçer Karaca, “Ne yaptınız? İnsan Hakları Komisyonunda bir alt komisyon…” değerlendirmesinde bulundu ve yeni kurulan Araştırma Komisyonu’nun, 2016’daki 88 öneri içeren komisyonun işlevsizleştirilmesi gibi bir sonla karşılaşmaması, dejavu yaşanmaması için neler yapılması gerektiğini TBMM’de anlattı:
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun Üçüncü Komitesinde iktidar, saray iktidarı bir önergeye imza attı -kabul etti- dedi ki: “18 yaş altında, küçük yaşta, erken yaşta zorla evlendirilmenin önüne geçeceğiz ve evlilik yaşında düzenleme yapılacak.” 15 Kasım 2022… Şimdi buradan sesleniyorum: Eğer Çocuk Koruma Kanunu’na göre 18 yaşından küçük herkes çocuksa o zaman gelin, evlenme yaşını “fakat”sız, “ama”sız, istisnasız 18’e çıkaralım.
Hiranur Vakfındaki, cemaate ait bir vakıftaki istismar vakasından sonra kamuoyu baskısıyla 2016’daki benzeri bir komisyon kurulacak. Bu komisyonda, tıpkı KAİMDER’de, tıpkı ENSAR’da olduğu gibi süreci uzatarak, ipe un sererek oradaki yaşananları komisyon aracılığıyla aklamak istiyorsanız buna izin vermeyeceğiz. Samimi misiniz? Bu konuda gerçekten cinsel istismarın önlenmesini, çocukların korunmasını sağlamak, buna “evet” mi demek istiyorsunuz? Mecliste 5 siyasi partinin grubu var, grubu olmayan siyasi partilerin vekilleri de var. 5 gruptan eşit temsiliyet yapalım, eşit sayıda milletvekili gelsin ve oradaki oylamalarda Komisyon Başkanı “Ben gündemi belirlerim, istediğim kurumu çağırırım, istediğim yetkiliyi çağırırım ya da istediğim kurumlarda inceleme yaparım.” diyerek belirleyici parmak hesabına gidilmesin, samimice bu işi yapalım. Aynı zamanda, kapalı kurumların etkin bir denetime kavuşabilmesi için bağımsız denetim mekanizmalarını hayata geçirelim. Haber verip “Biz geliyoruz.” diyerek ortamın düzenlenmesine, temizlenmesine izin vermeden bunu yapalım.
Ne yapmalıyız, neye ihtiyacımız var? Bu komisyonun kurulmasının sebebi olan istismar ve 6 yaşından itibaren sistematik tecavüz vakasında Aile Bakanlığının iki yıldır bildiği hâlde sustuğu ve hiçbir şey yapmadığı ortaya çıktı. Şimdi, o davada Aile Bakanlığı davaya müdahil olacak. İki yıldır bu davada hiçbir varlık göstermeyen, sümen altı edilmesine göz yuman Aile Bakanlığının aslında o sanıklarla birlikte -müdahil değil- sanık sandalyesinde oturması gerekirdi. Erken yaşta istismara uğrayan çocuk için “Çocuğun rızası var.” diyen birisi Adalet Bakanlığı koltuğunda oturduğu sürece bu Komisyondan hiçbir sonuç çıkmayacaktır.
6 yaşındaki birine sistematik istismar vakasına “İnsani bir durum.” diyen Aile Bakanı o koltukta oturduğu sürece bu Komisyon gerçekleri örtme ve o suçu aklama komisyonuna dönüşecektir. Ancak, bizler, Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu Komisyonun her hukuksuzluğunu ya da her yanlışını bütün kamuoyunun önünde ifşa edeceğiz ve çocukların istismara uğramaması için gerekeni yapacağız.
Genel Kurul görüşmelerini ve süreci şöyle bir hafızamızda tazelediğimizde aslında 2016 yılındaki yaşananları tekrar yaşıyoruz, hepimiz dejavu olmuş gibiyiz, tarih tekerrür etmemeli ama maalesef tekerrür ediyor. Ne olmuştu 2016 yılında? Ensar’daki ve KAİMDER’deki çocukların cinsel istismarı ve kamuoyunda yükselen muhalefet ve tepkiler üzerine yine böyle bir Komisyon kurulmuştu. Komisyon üç ay çalıştı ve üç ay çalıştıktan sonra elimdeki raporu hazırladılar. Bu raporda öneriler vardı, çocukların istismara uğramaması için neler yapılması gerektiği tek tek 88 madde hâlinde yazılmıştı. Cumhuriyet Halk Partisi olarak muhalefet şerhimiz vardı.
Bu rapor 2017 yılında Meclise dağıtıldı ama yine “Neden görüşülmüyor?” tepkileri üzerine ancak 2018’in Şubatında görüşülebildi. Görüşüldü, ne oldu? Diğer birçok rapor gibi Meclisin tozlu raflarına bırakıldı ve maalesef bir ilerleme sağlanamadı. Raporda diyordu ki: “Bu kapalı kurumlar, her ne ad altında olursa olsun çocukların barındığı bu yurtlar, pansiyonlar Millî Eğitim Bakanlığına bağlansın.” Bağlandı mı? Hayır, bağlanmadı.
Ne oldu ondan sonra? Ordu Fatsa’da bulanan bir erkek öğrenci yurdunda 12 yaşındaki bir çocuk kurs öğretmeni tarafından istismara uğradı. Adıyaman Besni’de yine yurtta kalan 2 çocuk istismara uğradı. Maraş’ta yurtta kalan 4 çocuk istismara uğradı. Ankara Güdül’de özel bir yurtta 2 çocuk istismara uğradı. İzmir Dikili’de bir özel erkek öğrenci yurdundaki erkek çocuk istismara uğradı. Konya’da erkek çocuk istismara uğradı. Erzurum’da Kur’an kursunda 8 çocuğa nitelikli istismarda bulunuldu. Denizli’nin Çivril ilçesinde bir yurtta 12 yaşındaki çocuğa cinsel istismarda bulunuldu; yurt kapatıldı, mühürlendi ama ne oldu? Yurdun ismi değiştirildi ve yurt sessiz sedasız tekrar hizmete açıldı ve çalışmaya başladı. Denizli’nin Akköy ilçesinde yine bir yatılı Kur’an kursu yurdunda çocuklar cinsel istismara uğradı. İşin ilginci ne, biliyor musunuz? Çocuklara cinsel istismarda bulunan aşçı için müftülük tarafından deniliyor ki: “Bu kişiyi burada işe alacaksınız.” Güvenlik soruşturması yok, hakkında tahkikat yok; müftü istedi diye işe alınıyor aşçı olarak, deniliyor ki: “Yatacak yeri yok, yurtta yatacak.” ve o kişinin yurtta yatarken o yurttaki çocuklara cinsel istismarda bulunduğu ortaya çıkıyor. Kişi tutuklanıyor, müftü ne oluyor? Müftü görevine devam ediyor, onun hiç suçu yokmuş. Demek ki bu Komisyon raporundaki “Millî Eğitim Bakanlığına bağlansın.” önerisi yerine getirilmiş olsaydı burada sayamadığım birçok çocuk da istismar mağduru olmayacaktı, cinsel istismara uğramayabilirdi.
Komisyon raporunda deniliyor ki: “Çocuk izlem merkezlerinin tüm illerde faaliyet gösterecek şekilde yaygınlaşması gerekir.” Ama maalesef yaygınlaşmadı. Yaygınlaşmadığı gibi, çocuk izlem merkezlerindeki istismara uğrayan çocuklarla yapılacak özel görüşmeler… Zaten kapasite yetersiz, yoğun bir talep var, bir de 2022 yılında bir genelge çıkardınız. Bu genelgeyle dediniz ki: “İstismara uğrayan yetişkinlerin de çocuk izlem merkezlerinde ifadesi alınsın.” Çocuk izlem merkezlerinde çocuklara karşı istismarı sorgulamak ve buna ilişkin çalışma yapmak için orada bulunanlara “Yetişkinlere de bunu yapın.” dedi. Bunu kim dedi? Adalet Bakanlığı dedi. Açması gereken ÇİM’lerden sorumlu Sağlık Bakanlığı, Sağlık Bakanlığının maalesef bundan haberi yok.