Kadın istihdamının Türkiye ortalamasının 8 puan üzerinde seyrettiği Denizli’de kadın cinayetleri durdurulamıyor. Kentte 2010 yılından bu yana 50 kadın öldürüldü. Bu cinayetlerin 36’sında fail eş ya da sevgili çıktı.
Denizli’de son 13 yılda 50 kadın ve beraberlerinde iki çocuk cinayete kurban gitti. Kadın istihdamının Türkiye ortalamasının da üzerinde yüzde 37’leri bulduğu kentte bu cinayetlerin önü bir türlü alınamadı.
Cinayetlerin büyük bölümünde failler eş ya da sevgili çıktı. Kurbanların ayrılma talebi çoğunlukla kanlı saldırıların nedeni kabul edildi. Uzaklaştırma kararları ise onları korumaya yetmedi. 50 cinayetin 17’sinde fail eş çıktı, 3 cinayeti ise boşanma süreci devam ederken yine eş işledi. Aynı dönemde resmi olarak boşandıkları eski eşleri tarafından 4 kadın katledildi. 12 genç kadın ayrıldıkları eski sevgilileri tarafından ya da ayrılmaya çalıştıkları sırada sevgilileri tarafından öldürüldü. Eş harici diğer aile bireyleri de aynı dönemde 5 kadını öldürdü.
Her kadın cinayetinden sonra kentte büyük protestolar gerçekleştiren Denizli Kadın Platformu Sözcüsü Ayşegül Odabaşıoğlu kadına yönelik şiddette başlıca sorunun eğitim olduğunu belirtti. Kadın cinayetlerinin toplumsal, ekonomik, aile ve bireysel nedenlerle açıklanabileceğini ifade eden Odabaşıoğlu; “İlk atılması gereken adım kadına yönelik şiddet konusunda toplumda bir bilinç oluşturmaktır. Devlet bu sorunu çok yönlü olarak ele almalı. Kadınların eğitim ve iş hayatında desteklenmesi gerekir. Türkiye’de mevzuat bulunmasına rağmen uygulamadaki eksikler nedeniyle şiddetin önüne geçilemiyor. TCK’daki haksız tahrik indirimi kadına yönelik suçlarda kaldırılmalı. Denizli’deki kadın cinayetlerinin başlıca nedeni erkek egemen kültürün toplumda yarattığı kadın ve erkek arasındaki asimetrik güç ilişkisidir. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklanan kadına yönelik şiddet, kadının üzerindeki güç ve baskının daha da artmasına neden olmaktadır” diye konuştu.
Denizli Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Merve Öğüt SÖZCÜ’ye yaptığı açıklamada; “Kadına yönelik şiddetin yalnızca fiziksel şiddetten ibaret olmadığını bilmek zorundayız. Psikolojik, cinsel, ekonomik şiddet ve ısrarlı takip fiziksel şiddetten daha hafif şiddet türleri olmadığı gibi; fiziksel şiddetten çok daha ağır arazlar bırakabilir. Bu şiddetin ana sebeplerini erkek egemen bakış açısı ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği, eğitimsizlik, şiddeti pekiştiren kültürel normlar, cezai yaptırımların yeterince caydırıcılığının olmaması, yasaların etkin uygulanamaması ve şiddet mağdurlarına verilmesi gereken önleyici hizmetlerdeki aksaklıklar olarak sayabiliriz” ifadelerini kullandı.
Kadına yönelik şiddetin önlenmesinde kökten çözümün toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak olarak işaret eden Öğüt şu ifadeleri kullandı:
“Devletin kadın erkek eşitliğini sağlamak yükümlülüğünü tüm mekanizmaları ile birlikte etkin şekilde uygulaması gerekir. Kadına şiddete mücadeleye yönelik taahhütlerden vazgeçilmesi bir yana; etkin politikalar izlenmesi artık toplumsal bir kangren haline gelen kadın cinayetlerinin önlenebilmesi için şarttır. Denizli’de kadının çalışma hayatındaki yüksek oranı ve diğer şehirlere oranla görece yüksek ekonomik gücüne rağmen ne yazık ki; kadın cinayeti oranının da günden güne arttığını görmekteyiz. Şiddet yanlış politikalar nedeniyle ataerkil zihniyetçe adeta meşru görülmeye başlandı. İnfaz yasasındaki değişiklikler cezai yaptırımları neredeyse ortadan kaldırdı. Faillerin eylemlerinin cezasızlıkla sonuçlanacağına inanması, kadın cinayetlerinin artmasında çok önemli bir etkene dönüştü. Zira çoğu şiddet failinin fiili gerçekleştirmeden önce yapmakla tehdit ederken ‘içeri girmem’ ya da ‘az yatar nasılsa çıkarım’ dediğini çoğu kez okumuşuzdur”
26 yaşındaki bir çocuk annesi Mine Kocadağ eşi Mithat Kocadağ tarafından kıskançlık nedeniyle öldürüldü. Cinayeti katıldığı canlı yayında itiraf eden Mithat Kocadağ, genç kadını boğarak öldürdükten sonra çalıştığı otelin arkasındaki boş arazide sakladığını anlattı. Hazırlık soruşturması süren olayda yargılama henüz başlamadı.
25 yaşındaki gıda mühendisi Şebnem Şirin ayrılmaya çalıştığı eski sevgilisi Furkan Zıbıncı tarafından defalarca bıçaklanarak öldürüldü. Savcılık ağırlaştırılmış müebbet cezası istese de mahkeme sanığa müebbet hapis cezası verdi. Sanık mahkemede ‘Vicdanen rahat değilim’ dedi.
22 yaşındaki Pamukkale Üniversitesi tarih bölümü öğrencisi Aleyna Yurtkölesi eski sevgilisi İran uyruklu Shayan Kheyrian tarafından öldürüldü. Genç kadının kaldığı eve giden şüpheli barışmak istedi, genç kadının kabul etmemesi üzerine onu boğarak öldürüp olay yerinden kaçtı. Cinayeti güvenlik kamerası kayıtları ortaya çıkardı. Sanık boynundaki dövmeden teşhis edildi. Yargılama başlamadan tutuklu bulunduğu cezaevinde intihar etti.
Denizli Devlet Hastanesi hemşirelerinden Hülya Tortop iş dönüşü tartıştığı kocası Murat Tortop tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Endişe duyan Hülya Hemşire’nin iki kez uzaklaştırma kararı aldırdığı ortaya çıktı. Cinayet ise uzaklaştırma kararı süresinin dolmasından sonra işlendi.
18 yaşındaki Elif Irmak kocası Ahmet Emre Irmak tarafından kürtaj yaptırmakla suçlandı. Genç kadın ne yaptıysa kocasını ikna edemedi. Sokak ortasında 4 bıçak darbesi ile öldürüldü. Otopsisinde kürtaj yaptırmadığı hatta hamile dahi olmadığı ortaya çıktı.
31 yaşındaki Pınar Eliuz eski sevgilisi tarafından yakın mesafeden pompalı tüfekle üç el ateş edilerek öldürüldü. Katil genç kadının cesedini yol kenarına atıp gitti. Pınar Eliuz’un cinayetten kısa süre önce koruma kararı çıkarttığı öğrenildi. Katili ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.