“Saçımı süpürge ettim.” “Yemedim yedirdim, içmedim içirdim.” “Kendimden önce çocuklarım dedim hep” “O istemiyor diye bütün arkadaş çevremden vazgeçtim, yapayalnız kaldım”
Bizim kültürümüz kadar başka bir toplum var mıdır sizce fedakârlık güzellemesi yapan? Fedakârlık beklentisini meşrulaştırıp, karşısındaki kişinin sınırlarını ihlal etmeyi de kendine hak görmek ne kadar doğallaştırılıyor öyle değil mi? Etiketler değişiyor ama beklenti aynı. Anne, baba, eş, öğretmen dediğin fedakâr olmalı, kendinden önce çocuklarını, öğrencisini, eşini düşünmeli diye diye insanların omuzlarına kaldıramayacağı yükleri yüklüyoruz. “Önce ben” diyebilen insanların bencil ilan edildiği zamanlarda yetişen insanlar şimdi fedakarlığı kendine bir misyon olarak alıyor. Seanslarda özellikle ebeveynlerle sık sık konuşuruz. Onlara en çok şunu sorarım “Sizin neye ihtiyacınız var?” Çünkü siz kendi ihtiyaçlarınızı karşılamamışsanız; duygusal ve fiziksel olarak tükenirseniz bir başkasına verebileceğiniz en iyi desteği veremez, en iyi halinizle orada olamazsınız. Karşınızdaki kişi için en iyisini yaptığınızı düşünürken aslında onu kendinizin en iyi halinden mahrum bırakırsınız. Çok sevdiğim bir örnektir uçakların kalkış sırasında yaptığı uyarı ve açıklamalar. Derler ki; eğer uçak içerisinde hava basıncında ani bir düşme yaşanırsa başınızın üzerinden oksijen maskeleri iner. Oksijen maskesini önce kendinize, sonra çocuğunuza takın. Siz nefes alamazsanız, boğulursanız çocuğunuza nasıl yardım edeceksiniz?
Diğer ikili ilişkileriniz veya romantik ilişkilerinizde de benzer senaryolar var. Mesela partner ilişkinizde her şeyi partnerinizin ihtiyaç ve arzularına göre şekillendirip, kendinizi görmezden geldiğinizde ilişkiden aldığınız doyumu karşınızdakini doyurarak almaya çalıştığınızda nereye kadar sürdürebilirsiniz? Partneri fark etmeden tükenen ilişkiler hep böyle değil midir? Gerçekten partneriniz sizden bunu mu istiyor yoksa sevilmek için değerli hissedebilmek için bunu yapması gerektiğine inanan siz misiniz? Ne istediğini söyleyebilen, kendine alan ve fırsat yaratan yanınız, o doğal çocuğun sessizce kenara çekilmesi gerektiğine verdiğiniz karar, sizi zamanla kendi değerini etrafındakilerin davranışlarıyla belirleyen birine dönüştürebilir. Bu da sizi arzuladığınız mutlu ilişkiden uzaklaştırır. Yani, çoğu zaman her türlü ilişkide fedakârlık yaptığınızı düşünürken, ilişkinizi sabote eden kişi olabilirsiniz.
Fedakarlığın bu kadar övüldüğü, toplumsal olaylarda dahi tepkileri çekmemek adına kutsallaştırıldığı bir coğrafyada, bu tutumu bırakıp önce kendi ihtiyaçlarını gözetip ardından diğerlerine yardım edebilmeyi öğrenmeyi beklemek bambaşka bir dilde konuşmayı öğrenmeyi beklemek gibi. Zor ama imkânsız değil ve pratik gerektirir.
Tekrar sormak istiyorum. Kendimden önce o demeden bir sorun kendinize “Benim neye ihtiyacım var?”