Tripolis Antik Kenti’nde Prof. Dr. Bahadır Duman başkanlığında gerçekleşen arkeoloji kazıları, Buldan Belediyesi’nin de desteği ile kentin farklı bölgelerinde devam ediyor. Bunlardan birisi de Milli Mücadele Döneminde yaşanan askeri hareketliliğin izlerini de taşıyan siper ve mevziler.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Denizli Valiliği, Türk tarih Kurumu ve Buldan Belediyesi tarafından finanse edilen Tripolis Antik Kenti arkeolojik kazıları, Pamukkale Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bahadır Duman ve ekibi tarafından 11 yıldan beri devam ediyor.
Yapılan araştırmaların, kentin hassas bir şekilde tanımlanmasını ve arkeolojik parkın sınırları içinde yer alan ve sürekli kontrole tabi tutulan kültürel mirasın korunmasını mümkün kıldığını belirten Kazı Başkanı Prof.Dr. Bahadır Duman, kazı çalışmalarıyla ilgili bilgi verdi. Prof. Dr Bahadır, “Tripolis kalıntıları, Buldan Yenicekent Mahallesi’nin doğusunda, antik Lidya, Frigya ve Karya bölgeleri arasındakisınırda yer almaktadır. Stratejik konumu nedeniyle Tripolis sakinleri, Büyük Menderes ve onun kolu olan Çürüksu arasındaki birleşme noktasını kolayca kontrol edebilmişlerdir. İç Frigya platolarını, Ege kıyılarına bağlayan bu iki temel nehir arterinin kontrolü, antik kent için, özellikle yün ve türevleri, tarımsal ürünler gibi yerel kaynakların yanı sıra, aralarında mermer ve bantlı travertenin de bulunduğu taş malzemelerin pazarlanması için olağanüstü bir gelişme fırsatını temsil ediyordu. Tripolis kazı faaliyetlerinin en önemli tarihsel verisi, kentin makro gelişim evrelerinin tanımlanmasıyla ilgilidir. Geç Neolitik- Erken Kalkolitik Dönemde ilk yerleşim izlerine rastlanan Tripolis ve çevresinde şehircilik anlayışına paralel bir yapılanmanın Helenistik Dönem’de ortaya çıkmıştır. Roma İmparatorluk Dönemi’nde ise kent nüfusunun artmasına paralel olarak mimari yapılaşmada da önemli bir yoğunluk yaşandığı tespit edilmiştir. Erken ve Orta Roma İmparatorluk evresinde orta büyüklükte bir merkez olduğu anlaşılan Tripolis’in, MS. 4. ve 6. yüzyıllar arasında beklenmedik bir önem ve yeni bir merkeziyet kazandığı artık açıktır. Özellikle 4. yüzyılın sonu ile 5. yüzyılın başı arasında kent merkezinin anıtsal ve aynı zamanda işlevsel olarak yeniden inşasını ve yeniden tanımlanmasını amaçlayan büyük bir ekonomik ve sosyal çabaya tanık oluyoruz. MS. 8- 12 yy. arasında da geçmişe oranla daha kırsal bir yerleşim olsa da yaşamsal faaliyetlere dair verilerimiz her geçen gün artış göstermektedir” dedi.
Bizans – Türk sınırını oluşturan bir coğrafyada yer aldığınıdolayısıyla garnizon olarak Tripolis’e büyük önem veren Nicaea (İznik) Kralı III. Ioannes DucasVatatzes (1222-1254) tarafından 13. yüzyılın ilk çeyreğinde yaptırılanbir kaleninde varlığından bahseden Prof.Dr. Bahadır Duman, “III. Ioannes, Tripolis’in kuzeyindeki tepede bir kale inşa ettirmiştir. Aynı yüzyıl içerisinde bu kalenin Türkler tarafından ele geçirilmesinin ardından bölgede yavaş yavaş Türkleşme süreci de başlar. 15. yy’daise Tripolis’in bitişiğindeki Yenicekent Mahallesi’nde inşa edilen Büyük Tekke Türbesi söz konusu döneme ait önemli anıtsal yapılardandır.
Millî mücadele Dönemi’nde 1920- 1922 arasında Buldan ve civarında gerçekleşen askeri hareketliliğe dair çeşitli izler Tripolis Antik kentinin konumlandığı alanda da izlenebilmektedir. Buldan Belediyesi’nin destekleriyle bölgede temizlik çalışmaları devam ediyor, kazı çalışmalarına da başlayacağız” diye konuştu.