AK Parti MKYK Üyesi, Denizli Milletvekili Av. Cahit Özkan, haftasonu yapılan AK Parti Baklan 5. Olağan Gençlik Kolları Kongresi ve Beyağaç 6. Olağan İlçe Kongrelerinde partililerine seslendi. İlçe kongrelerinin, Denizli’ye ve Türkiye’ye hayırlı olması temennisinde bulunan Milletvekili Özkan 2019 seçimlerinin tarihi bir öneme sahip olduğunu vurgulayarak, “Hedefimiz %50+1 değil, hedefimiz 80 milyon. AK Parti teşkilatları olarak bu bilinçle çalışacağız.” dedi.
Özkan’ın konuşmalarından satır başları:
Hepimiz küçük yaşlarımız dan itibaren “Gençlik geleceğimizdir” ifadesini duya geldik. Bugün büyüklerimiz ve bizim kuşaklarımız, her zaman bu ifadeleri içi boş bir edebiyattan, retorikten ibaret olduğunu zannettik. Ancak bir de baktık ki, insanoğlu çabucak büyüyor, olgunlaşıyor. Bu yüzden gençlik bütün milletlerin en önemli sermayesidir. Gençliğini sağlıklı nesiller olarak yetiştiren, ilim ve irfan sahibi olarak hayata kazandıran bütün milletler, dünyanın müreffeh, zengin ülkeleri olmuşlardır. Onun için AK Parti, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde en başından itibaren, en büyük yatırımı her zaman siz değerli gençlerimize yapmaya gayret etmiştir ve bu gayretini sonuna kadar da sürdürmeye devam edecektir.
İşte seçilme yaşını nerelerden nerelere indirdik. Bugün AK Parti Merkez Karar Yönetim Kurulunda üniversite çağlarında olan kardeşlerimiz var. Merkez karar yönetim kurulu üyesi 1997-98 doğumlu gençlerimiz var. Şanlı ecdadımız bu ülke, bu coğrafya, bu aziz millet ve medeniyet değerlerimiz için yaptığı zaferlerin en büyüklerini sizin yaşlarınızda yaptı. Ülkemizin aydınlık geleceği için, istiklâlimize ve Cumhuriyetimize yönelmiş tehditlerin bertaraf edilmesi, yok edilmesi ve bütün ihtiyaç duyduğumuz gücü kudretin, asil kanımızda olduğunu unutmamalısınız. Allah’ın izniyle bu millet, bu devlet, bu bayrak ve bu medeniyet sizlerden çok büyük şeyler bekliyor. Öncelikle şunu çok iyi bileceğiz. Yapabilir miyiz? Edebilir miyiz? Nasıl yapacağız? diye düşünmeyin. Sizin muhtaç olduğunuz bütün kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcut.
Teşkilatlarımızın yenilenmesi ve 2019 da milletimizi zaferlerle buluşturmak tarihi bir öneme sahip. Onun için teşkilatlarımız yenilenirken benim bir görevim kalmadı demek bizim siyasi anlayışımızda dava bilincimizde yoktur. Ancak Çanakkale’de, Yemen’de, Trablus’ta, Sarıkamış’ta, Kocatepe’de, Cumhuriyetimiz kurulurken, benim görevim var mı dediler mi? O görüş bu görüş demeden hep beraber omuz omuza vatanımıza, milletimize, bayrağımıza ve namusumuza nasıl sahip çıktı isek, bugün de aynı şuurla ülkemizin bekası için, 2019 seçimleri için çalışmak zorundayız. Bu ülke düşerse, AK Partili, CHP’li, şu görüş, bu görüş demeden hepimiz düşeriz. Sonra bu günlere dönmek mümkün olmaz. Onun için hedefimiz %50+1 değil, hedefimiz 80 milyon. AK Parti teşkilatları olarak bu bilinçle çalışacağız.
Bu ülkede, liderimiz, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde AK Parti hükümetlerinin milletimize kazandırdığı hizmetlerin en büyüğü ve en önemlisi, Tek Millet, Tek Bayrak, Tek Vatan, Tek Devlet altında 80 milyonu bir araya getirmektir. Ülkemizde yapılan yatırımların gerekçesi, bu ülke kaynaklarının emperyalizme, İMF’ye, faiz lobisine, petrol şirketlerine, silah baronlarına gitmemesi, bu ülkede kalması sayesinde olmuştur. Bunu nasıl başardık. İstikrarla. İstikrar neyle olur? Birlik ve beraberlikle. Yabancı devletler dışarıdan bakıyor, bizi sürekli izliyor. Bunların içinde nasıl nifak oluştururuz? Nasıl Alevi-Sünni, Türk-Kürt, laik-antilaik, nasıl birbirlerine düşürürüz gayreti içersindeler. Eskiden çok kolay yapıyorlardı. Faili meçhul cinayetlerle, sağcı-solcu kavgalarıyla, millet birbirine düşürülüyordu. Halbuki bizim farkımız öyle değil. Biz biriz. Bakınız Uğur Mumcu, ki bana göre mührümü basıyorum milli ve yerli aydınımızdır. Hem onu öldürdüler, öldürmekle beraber o dönemde yaptığı FETÖ ve PKK terörünü deşifre etmeye dönük, devlet içerisindeki uzantılarını ortaya koymaya dönük çalışmasını da sonlandırmış oldular. Hem de bu milletin içinde tefrika ve nifak oluşturdular. Uğur Mumcu ne güzel söylemiş, bu milletin milli değerlerini ifade etmiş bakınız “Müslüman Türk nedir?” diyor. “Fransız idare hukukuna göre yönetilen, İtalyan ceza kanunlarına göre yargılanan, Almanya ve İsviçre medeni kanunlarına göre yaşayan, ancak İslam hukukuna göre ölen ve gömülen kişiye Türk ve Müslüman denir.” diyor. Bu adam din düşman olabilir mi? Bu adam bu milletin değerlerine düşman olur mu? Elbette olmaz ama dert bu millet içersinde tefrika oluşturmak. Rabbime sonsuz şükürler olsun ki AK Parti sayesinde, liderimiz Erdoğan sayesinde artık bu ihanetleri ayın 14’ü gibi görüyoruz. Hiçbir şekilde bu oyuna gelmiyoruz. Birliğimize, beraberliğimize sahip çıkıyoruz.
2002 den önce bu ülkede gayri safi milli hasılamız 100 milyar liraydı. Bu 100 milyarın %50 si de blok şeklinde faize gidiyordu. Geriye kalanın %2.2 si eğitime harcanıyordu. %2 si ulaştırmaya gidiyordu. Yol bile yapamıyorduk yani. %2 si savunma sanayinde tamir masrafı olarak kullanıyorduk. Böylesi çökmüş bir ülkede bütçenin geriye kalan kısmıyla da maalesef ancak maaşlar ödenebiliyordu.
Bugün 600 Milyar lira Türkiye Cumhuriyeti’nin bütçesi var. Onun %22 sini eğitime harcıyoruz. Bütçemizi artık faize değil, yerli savunma sanayine, otoyollara, köprülere, şehir hastanelerine harcıyoruz. Duble yollarımızı 6 bin km’den 26 bin km’ye ulaştırdık. Otobanlarımızı artırdık, katladık, tünellerle ülkemizi birbirine bağladık. Doğudan batıya, kuzeyden güneye hızlı tren hatları döşedik.
Biz bunları yaparken birileri de ihanet eden hainlerle beraber iş tuttu. Bakınız CHP bu ülkede bu ülkeye kast eden düşmanlarla, terör lobileriyle beraber hareket ettiği artık apaçık ortadadır. CHP’lilere kızmayınız. Onlar bu CHP’ye, Cumhuriyetin kurucusu Atatürk’le beraber hareket ettikleri gerekçesiyle onlara oy veriyor. Ama CHP Atatürk’ü asla temsil edemez. Onun için Gazi Mustafa Kemal’in emanetine sahip çıkma gayesiyle CHP’ye oy veren hemşehrilerimize gideceğiz, anlatacağız. Biz bu davanın Türk Milletinin, İslam Coğrafyasının, dünyada barış ve huzur bekleyen bütün insanlığın umudu olduğunu anlatacağız. Allah’ın izniyle onlar da birgün bu davaya gönül verecekler. Sayın Cumhurbaşkanımız 20 yıl önce cezaevine giderken yaptığı muhteşem bir konuşması var. 20 yıl önceden bu güne ışık tutuyor. Diyor ki konuşmasında; “Ey dava arkadaşlarım. Bugün bizi cezaevlerine reva görenlere, bizi bu millete hizmet etmekten alıkoyanlara, bize düşmanlık yapanlara kin gütmeyin. Onlar bizi tanımıyorlar. Bazı gerçekleri bilmedikleri için bu yanlışları yapıyorlar. Bizim bir tek davamız var. Bu millete hizmet davasıdır. Bu millete sevdamız var. Gün ola harman ola. Onlar bizi tanıdıkça, siz de göreceksiniz ki bir gün olacak onlar da bizim harmanın daneleri olacak, bu davanın gönüllüleri olacaklardır.” Ve Allah’a şükür ki o günden bu güne sürekli Cumhurbaşkanımızın bu sözünü doğrulayacak şekilde her seçimde oyumuzu arttırarak yeni dava arkadaşları edindik. Aziz Milletimiz her seçimde katlanarak bu davaya gönül verdi.
Bizim aziz milletimiz kadirşinastır. Kendine bir hizmet eden olursa, kendisine yardım eden olursa, bu milletin emanetini baştacı yapan olursa, o hizmeti yapanlara gerekli kadrini, lütfunu, şükrünü gösterir. Bizim milletimiz hiçbir zaman yapılan hizmetleri yok saymaz. Bakınız 15 yıldan beri iktidardayız. Dünyada hiçbir ülkede böylesi iktidarda kalan bir hükümet yok. Her hükümetimiz bir öncekinden Allah’ın izni ile daha güçlü geldi. Daha fazla milletimizin desteğiyle geldi.
Filistin, yüzyıllar boyu farklılıklara tahammülün, hilal, haç ve davut yıldızının bir arada barış içinde yaşadığı bir merkez olmuştur. 1917’de Osmanlı’nın bölgeden çekilmesinin ardından, tam 100 yıl boyunca Filistin, Şam, Bağdat kan ve gözyaşına boğuldu. Sürgünler, iltica hareketleri, soy kırımlar.. İşte İsrail’in yaşattığı o zulümler, Cenin’de, Gazze Şeridi’nde, Sabra ve Şatilla’da ve buna benzer yüzlerce Filistin kentinde, binlerce, on binlerce Filistinli’nin şehit olmasına, bir zamanlar bizim gönül coğrafyamızın içersinde olan bölgede, kan ve gözyaşını maalesef egemen kıldılar. Kudüs Müslümanların ilk kıblesidir ve kırmızı çizgisidir. Kudüs’ün statüsünün korunması hayati bir öneme sahiptir. İslam dünyası ve arap ülkeleri Kudüs’e karşı üzerlerine düşen tarihi sorumluluğu yerine getirmelidir.
“Dünya beşten büyüktür” diyoruz. Çin’i, Amerika’sı, İngiltere’si, Rusya’sı bakıyoruz bunlar bugün dünyada neyin birliğini kurmuşlar? Nedir bu birleşmiş milletler? Bu isim yanlış bir isim. Bu isimin gerçeği “Dünya silah üreticileri birliği”dir. Bu silah üreticileri diyorlar ki silahları üretiyoruz her türlü konvansiyonel her türlü kitle imha silahımız var. Birbirlerimizi öldürüyoruz. Bunu yapmayalım diyorlar. Ne yapalım? İt iti ısırmaz anlayışıyla bir birlik kuralım, İslam coğrafyasını da tatbikat bölgesi yapalım. Silahlarımızı onlar üzerinde deneyerek, onlarda petrol de var. Veririz silahı, alırız petrolü. Onlar kan ve gözyaşına boğulur, fitne ile ihanetle, ihtirasla. Biz de gül gibi yaşarız diyorlar.
1947’den bu güne Birleşmiş Milletler’in yaptığı sadece emperyalist sömürü, kan ve gözyaşını dünyada egemen kılmak. İşte tarihin döngüsünü değiştirmekle karşı karşıyayız. Bu millet, bütün dünyaya, Ortadoğu’ya ve bütün insanlığa, yeniden barış ve huzur iklimini getirmekle karşı karşıya. Ben inanıyorum ki ecdadımızdan aldığımız mirasla, bu mefkureyi dünyada bizim dışımızda hiçbir ama hiçbir millet hayata geçiremeyecektir. Türkiye olarak bu sene göreceksiniz %7’den fazla büyüyerek dünyanın en hızlı büyüyen ülkesi olacağız. Bu ne demek işler aynı şekilde rayına gittiği taktirde, bizler, büyüklerimiz, gençlerimiz, gelecek kuşaklarımız aynı şekilde görevini yaptığı taktirde, Allah’ın izniyle 2030’lu yıllar büyük Türkiye’nin her türlü tehdide karşı kendi içerisinde birliğini tesis ettiği, koruduğu ve bütün dünyaya gözdağı verdiği, dosta güven düşmana korku devletinin tam anlamıyla hayata geçtiği yıllar olacak.
Onun için asla ve asla öksürme, tıksırma, tökezlemeye yer yok. Tam gaz çalışacağız. İnşallah muasır medeniyetler seviyesinin üzerine bu ülkeyi çıkaracağız. Bu tarihi vazife Türk gençliğinin üzerinde, bu dava arkadaşlarının omuzlarında bir görevdir. İnşallah bu görevi hakkıyla yerine getirelim. Rabbim birliğimizi, beraberliğimizi daim eylesin. Ülkemize ve İslam dünyasına karşı yönelen tehditleri, düşmanlıkları ve ihanetleri kahr-ı perişan eylesin. Yolumuz açık, geleceğimiz aydınlık olsun. Rabbim yar ve yardımcınız olsun.