CHP Denizli Milletvekili Kazım Arslan, yeni eğitim-öğretim yılının ekonomide kriz, eğitimde kaos ile başladığını belirterek, “Eğitimde umut dağıtan ama henüz icraat sahasına çıkamayan, Saray ile tarikatların talimatları, baskısı arasında sıkışıp kalan Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk’a samimi sorularım var” dedi.
Denizli Milletvekili Kazım Arslan’ın açıklaması şöyle:
EĞİTİMDE KAOS, EKONOMİDE KRİZ BÜYÜYOR
“Devleti devlet yapan, ülkenin kalkınmasını gerçekleştiren şey, çocuklarına ve gençlerine hazırladığı gelecektir. Yeni eğitim-öğretim yılı, tarihimizin en ağır ekonomik krizinin eşiğinde ve eğitim politikasının iflas ettiği dönemde başlıyor. Resmen eğitimde kaos, ekonomide kriz var. Bu tablo önce çocuklarımızı, ardından velilerimizi kara kara düşündürüyor, ülkemizin de çöküşünü hazırlıyor.
Toplumun genelinin olumlu baktığı bir milli eğitim bakanı işin başına gelmiş ,fakat gerçek yetkileri elinden alınmış halde. Bakan, Saray çevresinin ve tarikatların yukarıdan dayattığı kararlar arasında sıkışıyor, ne yapacağını şaşırıyor, şimdiye dek güzel açıklamaları olduğu halde, onları bir kenara bırakıyor, çağdaş eğitimin bir parçası olan karma eğitimi kaldırıyor.
TARİKATLAR ve SARAY BAŞKA, MİLLİ EĞİTİM BAKANI BAŞKA KONUŞUYOR
Bakan Bey konuşuyor, kendisine göre bir sistem oluşturmaya çalışıyor ama perde ardında başka bir eğitim çarkı çeviriliyor… Bunun son özeti, Atatürkçülüğün göstermelik şekilde okullarımıza geri getirilmesi ama laik karma eğitime son vermeyi aklına koyan tarikatlar ittifakıdır. Asırlık bakanlık tecrübesinin, eğitim paydaşlarının uyarılarının yok sayıldığı dönemde bir hafta önce paydaşlara mavi boncuk dağıtılıyor, ertesi hafta karma eğitime, laik ve çağdaş eğitime balyoz indiren bir karar çıkıyor. Tüm bu olup bitene susmak zorunda kalan Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, eğitim bütçesinden kesintiye gidildiği, Fatih Projesi’nin çöktüğü, yurtdışına öğrenci göndermenin bile kısıtlandığı bir ortamda artık hayalleriyle talimat aldığı gerçekler arasında bir karar vermelidir.
PARA POLİTİKASINDAN ÖNCE EĞİTİM POLİTİKASINI KONUŞALIM
Biz, Milli Eğitim’i, bugün döviz kuru ve faizden, para politikası ve artan maliyetlerden çok daha fazla konuşmamız gerekiyor. Sayın Bakan; bir kuşak daha eriyor, ailelerin bütçesi hiç olmadığı kadar zorlanıyor. Aslında siz özel eğitimi iyi yönetttiğiniz için bu koltuktasınız, oysa devletin vereceği eşit ve parasız, nitelikli eğitim için fırtınalar koparmalısınız. Nasıl ki kendi okullarınızda başarı sağladıysanız, aynı başarıyı bakanlığınızda da göstermelisiniz.
Hiç talep yokken sayısı artan İmam Hatipleştirme furyası, nitelikli okul kapsamından çıkarılan nice başarılı liseler için artık ne zaman harekete geçeceksiniz? Bu konudaki tavrınızı şimdiden görmek istiyoruz ve bir açıklama bekliyoruz.
EĞİTİMDE 1+4+8 FORMÜLÜ İŞLEMELİ
Eğitimdeki çöküşün ana formulü olan 4+4+4 ne zaman kalkacak, daha neyi bekliyoruz? Zorunlu eğitimi 9 yıla çıkarmak, liseyi bitirene kadar 13 yıllık eğitimi getirmek, 1+4+8 modeliyle tartışmaları bitirmek bu kadar mı zor Sayın Bakan?
2018 Türkiyesinde taşımalı eğitime ne zaman son vereceksiniz? 2018’de hala öğretmenine kavuşturulmayan köy, çocuğuna bedava öğle yemeği veremeyen okul varsa, devlet asli görevini yapmıyor demektir. Birleştirilmiş sınıflarla, zorla İmam Hatip’e yönlendirilen öğrencilerle, ihtiyaca göre açılmayan okullarla başarı hiçbir zaman gelmedi, gelmeyecek.
Başarılı olduğu halde illa mahallesindeki okula gönderilmek istenen çocuklarımızın eğitimi ve öğretimi sakatlanıyor,çocuğu kaybetmeye mahkum ediyorsunuz.Sayın Bakan, çizdiğiniz pembe tablolara, dağıttığınız umutlara rağmen yaşanan sorunlar dağ gibi ortada.Hiç birisi çözülmüş değil.Artık ne zaman sizin umut dağıtan ilkelerinizin gerçek sorunlarımızı çözmeye başladığınızı göreceğiz?
OKULA HAZIRLIK BURSU VERİLMELİ
Velilerin cebinden çıkan okul harcaması katlandı, buna karşılık özel okul teşvikleri devam etti. Siz, çocuğunu devlet okuluna veren ailelerin de okula başlama, eğitime hazırlık bursu alması için adım atmayacak mısınız?
Atanamayan öğretmen, sözleşmeli ve ücretli öğretmen çalıştırılması konusunda tatmin edici bir açıklamanız yok. Öğretmenimizin 3600 ek gösterge talebi, mülakat zulmü, kadrolaşma belası çığ gibi büyüyor, Bu haklı taleplere ses vermek varken, bakanlıktaki tarikat yuvalanmasına karşı daha ne kadar sessiz kalacaksınız? Öğretmenin sözleşmelisi, geçicisi, ücretlisi, kadrolusu olur mu Sayın Bakan? Kadrolu, sendikalı, güvenceli, hazır müfredatlı, donanımlı öğretmeni öğrencisiyle buluşturmanın vakti geldi de geçiyor. Bunu ne zaman uygulamaya sokacaksınız?
Artık eğitimde kısır ideolojik tartışmaların, tarikatlar önderliğinde eğitime, barınmaya, bursa, kadrolaşmaya yol çizmenin sonu gelmiştir. Milli Eğitim Bakanlığı adına yakışır eğitim için kolları sıvamalı, eğitimin tüm paydaşları sürece gerçekten dahil edilmelidir. Dinlemek ve söylemek yetmez, paydaşlar uygulamada da sürece katılmalıdır.
BAKAN ZİYA SELÇUK’A SAMİMİ SORULARIM VAR
Sayın Bakan;
Şu sorulara cevap vermenizi ve uygulamaya geçmenizi bekliyoruz.
Devlette şatafat uçakla, sarayla, arabayla, köşkle devam ederken köyde okulu kalmayan çocuklara, öğretmensiz sınıflara, yarım kalan eğitim projelerine, içi boşalmış müfredatlara ne zaman çare olacaksınız?
Dönem başlarken kağıt sıkıntısı çeken, bakanlığa hazır kitabını veremediği için kara kara düşünen yayın sektörüne daha ne zaman el uzatacaksınız?
Öğrencimizin bilgisini, ilgisini, gelecekteki tercihlerini belirlemekten uzak olan sınav sistemi bu yıl da yazbooz tahtasına döndü. Dere geçerken at değiştirilmeyecek, darken 1 ayda kaç kez sınav sistemi, yerleştirme şekli değişti. Çocukların, gençlerin ilgi ve becerisine uygun eğitim sistemine geçmek için daha kaç yıl beklenecek?