enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,1258
EURO
37,9777
ALTIN
2.883,47
BIST
9.887,75
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Denizli
Az Bulutlu
30°C
Denizli
30°C
Az Bulutlu
Salı Açık
31°C
Çarşamba Açık
32°C
Perşembe Açık
33°C
Cuma Açık
35°C

İki Seçenekleri Vardı, Onlar İlkini Seçti

Denizli İl Sağlık Müdürlüğü ve Denizli İş Kadınları Birliği (DİKAB) tarafından başlatılan ‘Pembe Şehir’ projesi kapsamında ’10 Amazon Yüksek Doz Yaşam’ konulu panel gerçekleştirildi.

İki Seçenekleri Vardı, Onlar İlkini Seçti
29.09.2018
A+
A-

Meme kanserinde erken teşhise farkındalık yaratmak için düzenlenen panel, Merkezefendi Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleştirildi.  Panele, Denizli Milletvekili Nilgün Ök, Denizli İl Sağlık Müdürü Berna Öztürk, çok sayıda sivil toplum kuruluşu ve kadın muhtarlar katıldı. Dahili Birim Sorumlusu Doktor Emel Dikbaş,10 Amazon Yüksek Doz Yaşam kitabının yazarlarından Pınar Akçe, Elif Bozkurt, Ayşenur Parlak, Funda Değirmenci ve Ayşe Durul Arslan konuşmacı olarak yer aldı.

AK Parti Denizli Milletvekili ve aynı zamanda DİKAB Başkanı Nilgün Ök, kanser taramasında erken teşhise vurgu yapmak adına böyle bir proje başlattıklarını ifade etti. Konuşmasına samimi bir itirafla başlayan Ök, “Bende taramamı daha dün yaptırdım. Samimiyetle söylüyorum hiç acımadı. Korkmadan taramalardan geçebilirsiniz. Bugün burada başlatıyoruz. Hedefimiz Denizli’nin  yüzde seksenine  ulaşmak, sağlıklı kadın güçlü kadın olur ve işinde başarılı olur.” dedi

Denizli İl Sağlık Müdürü Berna Öztürk,  ‘Pembe Şehir’  projesi ile Denizli’de kansere karşı farkındalık yaratmak istediklerine değindi. Öztürk, “Meme kanseri farkındalığı için Pembe Şehir uygulamasını başlattık. Hedefimiz bu sene 89 bin, ancak umut ediyorum ki Denizli’de kanser taraması yapılmadık tek kadın kalmayacak. Unutmayın erken teşhis hayat kurtarır ve sağlıklı kadınlar sağlıklı nesiller yetiştirir” dedi.

 

“ERKEN TANI PARMAK UÇLARIMIZDA”

Dahili Birim Sorumlusu Doktor Emel Dikbaş, ‘Erken Tanı Parmak Uçlarımızda’ vurgusunu yaptı. Dikbaş, “ Türkiye’de kadınlarda en sık meme, troid ve kollektral kanseri tanısı konuyor. Kanser taramaları aslında çok vakit almayan işlemler. 40 yaşından itibaren yılda bir kere, 20 yaşından itibaren 2 yılda bir doktor; 20 yaş ve üzeri her ay el muayenesi ile kontrol yapılmalı. Sonuçta kendi vücudumuzu tanıyoruz. Erken tanı parmak uçlarımızda, el ele verelim kanseri yenelim” ifadelerine yer verdi.

Ardından 10 Amazon Yüksek Doz Yaşam kitabı yazarlarından olan Pınar Akçe, Elif Bozkurt, Ayşenur Parlak, Funda Değirmenci ve Ayşe Duru Arslan, 10 Amazon’un başlangıç ve meme kanseri sürecindeki kendi hikayelerini katılımcılarla paylaştı.

 

“YA AYAĞA KALKACAKSIN YA DA YIKILACAKSIN”

Ankara’da Türkçe öğretmeni olan Pınar Akçe, Denizli’nin kendisi için farklı bir yeri olduğunu dile getirdi. Akçe, “Umarım bizim yaşadıklarımızdan dersler çıkartırsınız ve bizim yaşadıklarımız yaşamazsınız. Bize meme kanseri teşhisi konulduğunda 40 yaşını görmemiştik. Ben, 33 yaşındayken bu hastalığa yakalandım. Denizli’ye ailemle tatile geldiğimde ilk belirtiyi ortaya çıkmıştı ve tatil dönüşü doktora gittiğimde meme kanseri olduğumu öğrendim. Kendime dedim ki ‘Önünde iki seçenek var. Ya ayağa kalkıp yürüyeceksin ya da yıkılacaksın. Ben ilkini seçtim’” dedi.

10 AMAZON’UN HİKAYESİ

Akçe, 10 Amazon’un hikayesini ise, “Kitabımız 2014 yılında birbirimizden habersiz olarak meme kanseri teşhisi almamızla başladı. Üç aşağı beş yukarı benzer aylarda aynı zamanlarda tedavi görmüşüz ve o sıralarda aynı korkuları birbirimizden habersiz bir şekilde yaşamışız. İnternette hemen aramaya başladık, ‘Bu hastalığa yakalanıp, kurtulan var mı?’ diye. Çünkü, kanser denilence insanın aklına direk kanser geliyor. Evde bir matem havası, sizden gözyaşlarını saklamaya çalışıyorlar ve sizde elinizde olmadan korkuyorsunuz. İnternette meme kanseri ile ilgili bilgiler ararken; sosyal medya hesaplarımızda birbirimizi eklemişiz. Meme kanseri geçirenlerle ilgili Google’da arama yaptım. İnsanlar bu süreç geçtikten sonra genelde o sayfayı kapatıp, kendi kabuklarını çekilmeyi ve bir daha bu kelimeyi dahi anmamayı tercih ediyorlar o yüzden yeterli bilgi bulamadık. Sosyal medyayı deneyeyim dedim. Arkadaşlarımda kendileri kemoterapi alırken, hissettiklerini ya da  fotoğraflarını paylaştıkları hesapları olduğunu ve meme kanseri hashtag’i kullandıklarını gördüm ve böylelikle takibe almaya başladım. Onlarda aynı şekilde geri dönüş yaptılar ve biz oldukça çok kişi olduğumuzu ve çok genç olduğumuzu farkettik. Birbirimizle irtibat halinde kaldık, korkularımızı, acılarımızı, sevinçlerimizi paylaştık. Acılarını paylaştığında çok güzel kenetleniyor insanlar birbirlerine. Bu aylar sürdü daha sonra Leyla Bahtiyar kitap yazalım dedi ve aramızdan 10 kişi cesaret etti” şeklinde anlattı.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.