Denge, yaşamın olmazsa olmazı. Vücudumuz için de denge geçerli. Bedenimizin sağlığı ne kadar bireyler için önemli ise ruhsal sağlıkta bireyler için bir o kadar önemli. Sağlıklı bireyler aynı zamanda sağlıklı toplumunda temel taşı ancak günümüzde yaşam boyu bir ruhsal hastalıkla karşılaşma olasılığı %30 olarak belirtiliyor. Psikiyatri Bölümü Uzmanı Dr. Nehir Kürklü “10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü” nedeniyle, ruh sağlığının önemi hakkında bilgi verdi.
Bireylerin ruhsal yönünü karşılaştıkları olaylarda hissettikleri duygu ve düşünceler, sosyal yönünü etkileşim halinde olduğu toplum ve çevre, bedensel yönünü ise organlar ve sistemler belirler. Eğer bir bütün olarak bu ilişkiler bireyde denge, uyum ve doyum yaratıyorsa kişi sağlıklıdır.
Ruhsal sağlığı bozulan bireylerin yaşam kaliteleri olumsuz etkilenir. Bu belirtiler ise, konsantrasyon güçlüğü, uyku bozuklukları, zaman içerisinde tükenmişlik belirtileri olan halsizlik, gün içinde yorgun hissetme, unutkanlık, enerji azlığı, hayattan eskisi gibi zevk alamama, değersizlik düşünceleri, kaygı ve endişe artışı görülebilir.
Ruhsal sıkıntılar yaşayan kişilerde birtakım bedensel belirtiler de ortaya çıkabilir. Bunlar; baş ağrıları, sindirim sistemi bozuklukları, cilt reaksiyonları, yaygın vücut ağrıları, cinsel fonksiyonlarda bozulma, çarpıntı, nefes almada güçlükler olarak sayılabilir. Psikiyatrik belirtiler yaşayan kişiler yaşadıkları bu durumu gelip geçici bir sorun olarak görerek kendi başlarına üstesinden gelmeye çalışabilir. Bu durum tedavi sürecini daha da zorlaştırabilir.
Ruh sağlığınızı, kötü alışkanlıklar kazanarak iyileştiremezsiniz, sahte iyiliklerden uzak durmak gerekir. Çevreniz size iyi geleceğini düşündüğü ilaçları kullanmanızı tavsiye edebilir ancak işi uzmanına bırakmak gerekir ve uzmana gitmeden bu tarz yönelimler doğru değildir. Psikolojik destek alma süreci ne kadar erken olursa kişinin yaşayacağı işlev kaybı, bozukluğun ilerlemesi ve riskli davranışlar önlenir. Bireyin içinde bulunduğu toplumsal rolünü yeniden kazanması kolaylaşır.