Dünya Engelliler Günü engelli bireyleri daha iyi anlayabilmek ve onların sorunlarına çözüm bulabilmek için belirlenmiş bir gündür.
Engel dediğimiz şey nedir, önce bunu iyice anlamak lazım.
Bedensel engel mi, zihinsel engel mi, görme engeli mi, konuşma mı, duyma mı?
Bunların hepsine açıklık getirebiliyor insan da aşağıdaki engellere açıklık getiremiyor.
Engelli bireyler, yönlerini bulmak için ellerinde hiç yanlarından ayırmadıkları bir sopayı tutarlar biliyorsunuz ki. Bu sopa sayesinde çukurları ve basamakları fark edebilirler. Bu engelli yürüyüş bantları da o sopanın işlevini bir nebze olsun daha yararlı hale getiriyor. Yerdeki kabartmalı çizgiler engelli bireyi doğru ve hasarsız yoldan götürüyor. Tıpkı fotoğraftaki gibi!
Artık her evde bütün aile bireylerinin ehliyeti var dahası herkesin kendine ait arabası var. Bu da demek oluyor ki, insan sayısı kadar araba var. Devasa bir sayı bu. Kabul edelim ki park sorunumuz malum, yolların durumu da ortada. Ama bu nasıl olabilir? Birazcık dikkat edilse, görmezden gelinmese yeterdi.
Bedensel engelli bireylerin kullandığı tekerlekli sandalyelerin, yüksek bir yerden alçak bir yere inmesi için rampaya ihtiyacı vardır. Bu rampanın yüksekliği 5-10 cm de olabilir 3-4 metre de. Tabi rampanın işe yarayıp yaramayacağı da yapanın ve çevredeki engelsiz! vatandaşların insafına kalmış vaziyette.
Hayat gerçekten çok zor
Ama kızdığınızda biz anda kalkıp gidemiyorsanız daha zor.
Acele bir işiniz varken, sizin kullanacağınız engelli rampasına park etmiş bir araç yüzünden gecikiyorsanız, daha da zor.
Koşmak için bacaklara, dans etmek için gözlere, yüzmek dahası şampiyon olmak için kollara ihtiyacınız olmadığını kanıtlamak istediğinizde daha da zor.
Hayat engellerin aşılabildiğini kanıtlamaya çalışırken çok zor.
Tek başına eğitimlik bir mesele değil bu. Şimdi siz bir insana, engelli yürüyüş bandına 2 sandalye 1 masa atıp müşteri çekmemesinin eğitimini verebilir misiniz?
Bedensel engelli bir bireyi gördüğünde acıyan gözlerle bakmamasının eğitimini nasıl verebilirsiniz?
Siz, bir insana zihinsel engelli bir çocuğu toplu taşıma aracında gördüğünde yine çocuğun ailesini “ah, vah,tüh” diyerek boğmaması gerektiğini eğitim yordamıyla anlatabilir misiniz?
Mesele etrafına alıcı gözle bakabilmekte.
Bakın. Baktığnızda, kolları olmadan da yüzebileceğini kanıtlayan, Paralimpik Avrupa Şampiyonası’nda ülkemize altın madalya getiren, Sümeyye Boyacı’yı göreceksiniz.
Baktığınızda, Kadınlar Tekerlekli Sandalye Şampiyonası öncesinde “Hedefim bayrağımızı göndere çektirebilmek.” diyen Büşra Ün’ü göreceksiniz.
Hepsini göreceksiniz. Görebileceğiz. Ama bakarsak, fark edersek, inanırsak.
Göreceğiz!