Eğitim-Bir-Sen Denizli 1 No’lu Şube Bereketler Toplantı Salonunda Genişletilmiş İl Divanı Programı’nı gerçekleştirdi. Program; genişletilmiş yönetim kurulu üyeleri, kadınlar komisyonu, ilçe temsilcileri ve yönetimleri, işyeri temsilcileri ve delegelerin katılımı ile gerçekleştirildi.
Programda konuşan Şube Başkanı Feyzullah Öselmiş; birlerden yüzbinlere şimdi ise yarım milyona dayanan büyük bir aile olduklarına değinerek, istişare yollarını hep açık tuttuklarını belirterek, “bugünde teşkilatımız ile istişare etmek, bilgilendirmek, yeni hedeflere hep birlikte yürümek için bir biraradayız” ifadelerini kullandı.
5. dönem toplu sözleşme sürecine değinen Öselmiş, “emeğin, alın terinin ve onca mücadelenin heba edilerek, makul talepler ile oturulan masanın malul talepler ile değersizleştirildiğini, emekçinin hakkının tesisi noktasında adaletten uzak bir yaklaşım sergilendiğini” belirterek “derdimiz millete hizmet, derdimiz devlete hizmet anlayışıdır. Ancak, kamu işveren heyeti derdi hizmet olanı kendine yük görmüş, küçük hesaplar ile büyük sosyal maliyetler oluşturmuştur” ifadelerinde bulundu.
Adalet, liyakat ve ehliyet vurgusuna değinen Öselmiş,”son yapılan idarecilik sınavında sınavı kazanan eğitim çalışanı sayısı 36 bin 756, bunun 20 bin 286’sı Eğitim-Bir-Sen üyesi; yine sınavı kazanan sendikalı personelin yüzde 77’si bizim üyemiz” diyen Öselmiş, “adalet ve liyakat çığırtkanlığı yapanların sınıfta kaldığını; adalet, liyakat ve ehliyetin şimdi tesis edildiğini” belirterek “kuru söylemler ile laf cambazlığı yapanların rakamlar ile ipliği pazara çıkmıştır .” açıklamalarında bulundu.
Hem ülkem hem üyem kazansın düsturuyla hareket ettiklerini belirten Öselmiş, “ülkemiz için hizmet eden, üyemiz için kazanım üreten bir sendika olarak sorunları büyüten değil, sorunlar için çözüm üretmenin gayretinde olduk. Teşkilatımız ile birlikte yürüdük, birlikte büyüdük.” dedi.
Yeni eğitim dönemin genel ve yerel birçok sorunla başladığını belirten Öselmiş, yeni dönemin çözüm bekleyen konularına herkes aynı duyarlılıkla yaklaşması gerektiğini, sorunu büyütmek yerine çözüme dair yeni adımlar atılması gerektiğine değindi.
– 3600 ek göstergenin; bugün, yarın derken üzerinden 1 yıl geçmesine rağmen hala çözüme dair bir irade ortaya koyul(a)madığına,
– Büyük bir umut oluşturan “Öğretmenlik Meslek Kanunu”nun söylemden ve söylentiden öteye geç(e)mediğine,
– Sözleşilemeyen ‘Toplu Sözleşme Görüşmeleri’nin yasanın merhametine, kamu işvereninin takdirine, hakemin inisiyatifine bırakıldığına, Emek, ekmek ve milyonların umutlarının heba edildiğine,
– Sorunları çok bütçesi yok okulların; veli ile idareci, öğretmeni karşı karşıya getiren bir sürece sürüklendiğine,
– Önlem alınmadığı, caydırıcı tedbirler ortaya koyulmadığı için eğitimciye şiddetin sıradan bir olay haline geldiğine değinen Öselmiş, “bir enkaz olarak duran bu sorunların çözüme kavuşması için sendika olarak üzerimize düşeni sonuna kadar yapacak, mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Ancak yetkili organlarda bu konuda çözüm odaklı bir irade ortaya koymalıdır.” şeklinde konuştu.
28 Şubat sürecinin militarist bünyesinin yeni vücutlarda kişilik bulduğuna değinen Öselmiş; yerelde yasakçı, yıldırmacı, dayatmacı bir bürokratik yapı ile karşı karşıya kaldıklarını belirterek; “öğretmenin özverisi, idarenin gayreti, velinin katkısı ile elde edilen başarıyı, kurduğu korku imparatorlukları ile olduğunu sanan bürokratik oligarşiye karşı yılmadan sonuna kadar mücadele edeceğiz” diyerek;
– Sendikal eylemlere katılan üyelerimize aba altından sopa gösterenlere,
– Adalet, liyakat ve ehliyet ekseninden şaşanlara,
– Baskı, zulüm ve sindirmeyi kendine iş edinenlere,
– Haklıyı değil, güçlüyü haklı görenlere
– Eğitimin tüm sorunlarını çözmüşçesine 82 model kafa yapısıyla kılık kıyafet eylemini sorun haline getiren darbe kalıntısı sivilleşemeyen bürokrasi ile sonuna kadar mücadele edeceklerini belirtti.