CHP Doğa Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, İstanbul’da meydana gelen depremin ardından deprem toplanma alanları, kamu binalarının depreme dayanıklılığı ile 17 Ağustos depremi sonrasında ayrılan kaynakların nereye harcandığı ile ilgili araştırma komisyonu kurulması önergesini TBMM Başkanlığına sundu.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, ‘Deprem gibi hasar bırakan afetlerde risk oluşmadan önce tedbirlerin alınması zorunludur, ön tedbirlilik ilkesinin gereğidir. Mevcut iktidar, felaket boyutunda yaşanan ve artan afetleri, “doğal bir afet”miş gibi algı yaratarak “kendi sorumluluğunu” gizlemek istemektedir. Kentsel dönüşüm adı altında “rantsal dönüşüm” ve tüm Türkiye’de TOKİ aracılığıyla inşaat odaklı sürdürülen politikalar; savunmasız yaşam alanlarını, bilimsel tespitlerle ortaya konan deprem gerçekliğini yok sayan bir hale gelmiştir. TOKİ’nin yaşam alanları, yaşama ve barınma hakkından anladığı; ticari alan olarak parsel parsel satmak! Kamu otoritelerinin almadığı önlemler sonucunda göz göre göre gelen afet zararlarının cezasını neden halk ödesin?” diye konuştu.
Büyüme ve kalkınma adı altında betonlaştırılan kentler ve yaşam alanları, insan eliyle tarumar edilmektedir. Alınmayan önlemlerin, dikilen gökdelenlerin, yok edilen doğanın, ertelenen politikaların, depreme ayrılması gereken kaynakların deprem tedbirleri için ayrılmamasının hesabını kamu otoriteleri vermek zorundadır.” diyen Gülizar Biçer Karaca ‘Yanlış projeler, riski artıran girişimler, inşaat ve beton odaklı uygulamalar nedeniyle; deprem gerçeğinden ders çıkaran ve tedbirleri alan bir ülke olmaktan uzaklaşan Türkiye’de “yaşam hakkı” tehdit altındadır. Bilimsel veriler, uyarılar ve tespitlere rağmen, kamu kaynaklarının etkin ve doğru kullanılmaması; olası depremlerin hasarlarının geri dönülmez boyuta ulaşacağının habercisidir. Zamanında müdahale ve etkin önlemler için denetim ve zamanında tedbir alınması konusunda takipteyiz.’ dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca araştırma önergesinde “Deprem Zararını Giderme ve Yeniden Yapılandırma Projesi’nde Sayıştay tespitlerine göre, kurumlar arasında projenin sürekli el değiştirmesi nedeniyle proje için harcandığı iddia edilen 1 milyon 628 bin 337 doların nereye harcandığıyla ilgili bilgi ve belgelere ulaşılamadığına dikkat çekti. “Kayıp paranın 18 yıldır nereye harcandığının bilinmemesinden hareketle acilen bu paranın nereye harcandığının araştırılması ve kamuoyu ile paylaşılması gerekir’ dedi.
CHP Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, büyükşehirler başta olmak üzere kentte tüm küçük boşlukları, çocuk parklarını, cami avlularını ve hatta benzin istasyonlarını dahil ederek deprem toplanma alanı sayısı açıklamanın bilimle, akılla izah edilecek tarafı yok. Deprem toplanma alanının ne olduğunu ya bilmiyorlar ya da halktan gizleme pahasına kamu görevlerini kötüye kullanıyorlar. Benzin istasyonunu dahi deprem toplanma alanı olarak gösterecek kadar bu işten anlamadıkları, vatandaşlarımızı kandırdıkları belli. Okullar, hastaneler, sosyal mekanlar, askeriyeler gibi kamusal mekanların dayanıklılığı, olası depreme ne kadar hazır oldukları ayrı bir tartışma konusudur. Dere yatağına yapılan okullar, deprem gerekçesiyle başka okullara gitmek zorunda kalan öğrenciler, eğitim ve sağlıktaki sorunlar çok boyutlu ele alınmalı ve bilim insanlarının katkılarıyla TBMM’de kurulacak komisyonda çözüm geliştirilmek zorundadır. Devletin kamu kaynaklarının denetimini yapma yükümlülüğünü CHP olarak takip etmek, en temel hak olan yaşam hakkının güvence altında olmasını takip etmek sorumluluğumuzdur.” Dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Biçer Karaca’nın MYK’ya sunduğu “Deprem ve Kamusal Yükümlülükler” Raporu’nda ise çözüm önerileri yer alıyor:
Eşgüdümlü olarak AFAD ve E-devlet sistemi üzerinden illerdeki toplanma alanları listelerine erişilebileceğine dair duyurular sıkça yapılmaktadır. Ancak, toplanma alanı olarak gösterilen alanların birçoğu “çocuk parkı, camii avlusu, benzin istasyonu” gibi alanlardır. Jeoloji Mühendisleri Odası’nın verilerine göre; acil büyük çaplı toplanma alanı olarak tanımlanan 470 adet donanımlı toplanma alanından bugün sadece 77`si kalmıştır.Yok edilen alanlar, yanlış imar uygulamaları nedeniyle inşaatla doldurulmuştur. AKUT verilerine göre, 17 Ağustos depreminden sonra belirlenen 480 acil toplanma alanının 270’i imara açılmış olup, bir kısmında AVM’ler inşa edilmiştir.
1) Öntedbirlilik ilkesi gereğince, Afet Riskini Azaltma politikaları belirlenmeli, imar uygulamaları gibi öncelikli uygulamalarda “Afet Riskini Azaltma” politikalarına göre hareket edilmelidir.
2) Afetlere karşı dayanıksız yapı stokunun iyileştirilmesi ve kentsel dönüşüm uygulamaları yapılırken, soylulaştırma, zorla tahliye, mülkiyet hakkı ihlali, borçlandırma gibi davranışlardan kaçınılmalı; yurttaşlar sağlık ve konut haklarını tesis edecek adil uygulamalar geliştirilmelidir.
3) Afet riski tespitlerinin bilimsel ve objektif verilere göre hazırlanan raporlarla yapılması; bu raporların neticelerine göre iyileştirme ya da kentsel dönüşüm uygulamalarının yapılıp yapılmamasına karar verilmelidir.
4) Afet riski taşıyan bölgelerde, enerji, maden vb. faaliyetler ile yapılaşmalara izin verilmemelidir