Keşif süreci hakkında bilgi veren Doç. Dr. Yıldırım, “Denizli Babadağ antik adı Salbacus Dağı’nda 2013 yılında, ilk olarak Denizli Orman Bölge Müdürlüğünde görev yapan orman mühendisleri Zeki Doğmaz ve Rasim Çetiner’in tespit ettiği bu bitkininin fotoğraflarını bana ulaştırdılar. Fotoğraflardan bu bitkinin yeni bir tür olabileceği konusunda şüphelendim. Bitkiyi yerinde incelemek için çalışmalar yaptık. Gerçekleştirdiğimiz ortak saha çalışması sonucunda hem sahada hem de laboratuvar çalışmaları sonucunda bu güne kadar bilinen hiçbir Karyıldızı (Chionodoxa) türüne uymadığı sonucuna vararak, yaptığımız detaylı çalışmalar sonucunda bitkiyi ‘Chionodoxa salbacus Yıldırım’ bilimsel ismi ile bilim dünyasına tanıttık” diye konuştu.
Doç. Dr. Yıldırım, “Orman mühendisleri Zeki Doğmaz ve Rasim Çetiner’in ilk olarak keşfedip beni davet ettikleri saha çalışması sonucunda, simli şekilde parlak çiçekleri, kanatlı meyvesi ve oldukça küçük tohumları ile bilinen hiç bir Chionodaxa türüne ait olmaması sebebiyle diğerlerinden net şekilde ayrılmaktaydı. Araştırmalarımızı hem yurt içi hem de yurt dışı detaylı herbaryum çalışmaları ile sonuçlandırdıktan sonra yeni tür olduğu netleşti. Makalesini hazırlayarak isimlendirdiğimiz bitkimiz, bilim dünyasına yeni bir sümbül türü olarak tanımlandı. Bilimsel ismini bitkiyi keşfettiğimiz dağ olan Babadağ’ın antik adına Salbacus Dağına ithafen verdik. Türkçe ismini ise güzel ilimiz Denizli’nin adına Denizli Sümbülü ismini verdik” dedi.
Karyıldızı cinsinin dünyada altı türle temsil edildiğini belirten Doç. Dr. Yıldırım, “Karyıldızı (Chionodoxa) cinsinden 4’ü ülkemizde, biri Kıbrıs Rum Kesimi’nde ve diğeri de Girit Adası’nda yer alıyor. Hepsi de bulundukları alana göre endemik türlerdir. Ülkemizde Chionodoxa salbacus’un keşfi ile tür sayısı 5 oldu ve 5’i de ülkemizdeki endemik türlerdir. Bunlardan 3 tanesi İzmir Bozdağlar serisi üzerinde, diğeri Muğla ili Fethiye Babadağ’da ve son türümüzde Denizli’den. Hepsinin popülasyonları çok hassas ve koruma altına alınması gereken türler arasında” dedi.