Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 1993 yılında aldığı karar ile tüm dünyada kutlanan 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü nedeniyle açıklama yapan Karaçay, “İfade ve basın özgürlüğü, demokrasinin temelidir. Halkın haber alma hürriyetinin işlerliği için, basın ve ifade özgürlüğü temel gerekliliktir. Darbe dönemlerinden bu yana değişmeyen Türk Ceza Kanunu’nda ve Terörle Mücadele Yasası’nda yer alan basın özgürlüğünü kısıtlayıcı maddeler ise, ülkemizde basın özgürlüğünün önündeki en büyük engeldir. Demokratikleşme ve temel hak ve özgürlüklerin gelişmesi bakımından bu güne kadar yapılan düzenleme ve iyileştirmelere rağmen ifade ve basın özgürlüğü konusunda hala mevzuattan ve uygulamadan kaynaklanan sorunlar yaşanmaktadır. Ülkemizde, Avrupa Birliği uyum süreciyle başlayan yargı reformu kapsamında, hukuk ve ceza alanındaki temel kanunlarda değişiklikler yapılsa da, ifade ve basın özgürlüğü alanını kapsayan değişiklikler dilediğimiz düzeyde olmamıştır. Mevzuattan kaynaklanan sorunlar yapılan düzenlemelerle zaman içerisinde kolaylıkla giderilebilir. Fakat ifade ve basın özgürlüğü sorunu başta yönetim, yargı ve toplum zihniyeti olmak üzere çok boyutlu bir yaklaşım ve değişimle çözümlenebilir” dedi.
Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan ve “ses ve görüntü kaydı alınmasını yasaklayan” genelgeyi eleştiren Karaçay, “DGC olarak çağrımız, Türkiye’de insanımıza herhangi bir baskı ve müdahaleye maruz kalmadan, kendini meşru bir şekilde ifade edebilme hakkının evrensel ölçülerde tanınması ve sorunsuz bir şekilde uygulanması, toplumsal barış, hoşgörü, uzlaşı, ifade ve basın özgürlüğünün sorun olmaktan çıkması için düzenleme yapılmasıdır. Bu konuda her türlü katkıda bulunmaya hazırız. Meslektaşlarımızın yazdıkları yazılar ve haberler nedeniyle tutuklanmadığı, cezaevlerine atılmadığı, gerçek anlamda basın özgürlüğünün sağlandığı günlerde nice 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nü bayram havasında kutlamayı diliyoruz. Ayrıca, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan ve “ses ve görüntü kaydı alınmasını yasaklayan” genelgenin, ne yazık ki 1 Mayıs kutlamalarını haber yapan meslektaşlarımıza da uygulandığı görülmüştür. ‘Özel hayatın gizliliğinin ihlal edilmesi’ ve ‘görevin yerine getirilmesine engel olunması’ gerekçesiyle yayınlanan genelge, gazetecilerin haber alma özgürlüğüne taban tabana zıttır. Halkın bilgi edinme ve basın özgürlüğü adına görev yapan meslektaşlarımızın, bu genelge kapsamında tutulamayacağını ve görev yapmalarının engellenemeyeceğini Türk kamuoyunun bilgisine sunuyoruz. Haber alma hakkı, Anayasal bir haktır ve genelgelerle elimizden alınamaz. Basın özgürlüğüne, yasalara, insan hak ve özgürlüklerine aykırı olan söz konusu genelgeyi, basın çalışanları açısından yok hükmünde sayıyoruz” diye konuştu.