Denizli’nin Bozkurt ilçesinde yoksulluk ve kafasında omurilik tümörü olan 6 yaşındaki çocukları ile hayat mücadelesi veren Turan ailesi meydana gelen deprem evlerinin ağır hasar almasından dolayı çadırda yaşamaya başladı. Anne ve baba geceleri uyumak için girdikleri yatakta çocuklarının sağlığına kavuşması için ağladıklarını söyleyerek kendilerine yardım edilmesini istiyor.
Denizli’nin Bozkurt ilçesinde geçtiğimiz 8 Ağustos’ta meydana gelen 6 büyüklüğündeki depremin ardından evleri hasar gören ve deprem korkusunun yaşayan bir çok vatandaş AFAD tarafından kurulan çadırlarda yaşamaya başladı. Bozkurt çadır kentinde kaşan ailelerden birisi ise Turan ailesi oldu. İşsiz olan baba Hüseyin Turan, yanına eşi Selda Turan ve kafasında omurilik tümörü olan 5 yaşındaki oğlu Arda Turan ile diğer çocuğu 8 yaşındaki oğlu Salihcan Turan ile çadırda kalmaya başladı. Kiracı olarak oturdukları evde hasar meydana gelmesi sonrası çadırda kalmaya başlayan aile üyeleri yoksulluğun ve sağlık sorunlarının getirdiği zorluklarla mücadele ederken şimdi de deprem korkusu yaşamaya başladı.
Baba Turan, 6 yaşındaki çocuklarının hastalığını 7 aylıkken öğrendiklerini ve o günden bu yana mücadele verdiklerini ifade etti. Turan, “İzmir’e gittik Ege Üniversitesinde ameliyat ettirdik 7 aylıkken. Sonra 9 Eylül Üniversitesinde kemoterapi ve radyoterapi tedavisi almaya başladı. 2014 yılından bu yanan mücadele ediyoruz. Şuan durumu iyiye gidiyor. Ama yavaş yavaş iyiye gidiyor. İlaçlarını kullanması gerekiyor ama şuanda kullanamıyor. İlaçların çoğu deprem dolayısı ile evde kaldı ve bende işsizim çalışamıyorum bu yüzden ilaçlarından tamamını alamıyoruz” dedi.
Bir baba olarak oğlunun iyileşmesini ‘dünyalar kadar’ istediğini ifade eden Turan, Akın Arda için de hastalığını çok zor olduğunu dile getirdi. Kendileri ile birlikte Akın Arda’nın da depremde çok korktuğunu kaydeden Turan, “Zaten kendisinin stres olmaması lazım. Arda’nın korku ve panik olmaması lazım. Psikolojik olarak çok etkilendi. Devamlı zaten ilaç kullanıyor ve diğer arkadaşlarından çok geri kalıyor. Mesela çıkıp bir top oynayamıyor. Beyninde şant var. Düşme tehlikesine karşı riskli. Ben bir baba olarak çocuğumun tamamen tedavi edilmesini istiyorum” dedi.
Oğlunun hastalığından dolayı uyumak için girdiği yatağında çoğu defa ağladığını aktaran Turan şunları söyledi:
“İlk dönemlerde ameliyat olana kadar çok ağladık. Bize hiç olumlu cevap veren olmamıştı. Amma Allah’a şükürler olsun doktorların sayesinde ve Allah’ın izni ile Arda’yı kurtardık. Yavaş yavaş iyiye gidiyor. Çok yıprandık maddi manevi çok yıprandık. Maddiyatını bir tarafa koyalım tek istediğimiz onun iyi olması.”
Anne Selda Turan, çocuğunun hastalığını ilk öğrendiğinde büyük bir acı yaşadığını kaydederek, “İlk öğrendiğimiz de kaynar sular başımdan aşağıya döküldü. Gittik doktora yaşı küçük olduğu için doktorlar bizden imza istedi. Çok sorunlar yaşadık çok zorluklarla buraya kadar getirdik. istediğim devletimden bize bir yardım eli uzatılması çocuğumun. Her ay kiralardan bıktık, kira kira sürünmekten yoruldum artık, oğlumu düzenli tedavilere götüremiyorum artık. Evim yıkıldı çocuğuma ilaç veremiyorum, düzenli İzmir’e götürüp getiremiyorum. İstediğim devletimizden bize bir yardım eli uzatması bir an önce çocuğumun tedavisi için” diye konuştu.
Çadırda kalmaya başladıklarını ve bununda zor olduğunu ifade eden Turan, “Çadır kalmak zor oluyor. İlaçlarını veremiyorum onun ilaç veriyoruz evde ilaç alamıyor şu an kendisi mama kullanıyor mama veriyorum onu da birazcık kaldı elimizde. Onu da veremiyorum bitti oldu o da burada kaldık babası da çalışamıyor zaten ayağından dolayı böyle çadırlarda çok zor oluyor çocuklar için. Herkese sesleniyorum, bize bir yardım eli uzatsınlar Allah rızası için çocuğum için benim için değil bizi yardım etsinler. Ama ben bir anneyim herkese sesleniyorum bir anne olarak sesleniyorum bana yardım eli uzatsınlar. Çok ağlıyorum, başıma yastığa koyduğumda her gün ağlıyorum her gün evladımın hastalığı aklıma geliyor her saat her gün hastaneler de gözyaşı döküyorum” şeklinde konuştu.
Hastalığına rağmen gülümsemesi hiç kaybolmayan minik çocuk ise yaşıtları gibi her bulduğu fırsatta oyun oynayarak çocukluğundan adeta kopmak istemiyor. Minik Akın Arda’nın büyüdüğünde ise doktor olup çocukları iyileştirmek istediğini söylemesi ise herkesi duygulandırdı.