Tarih boyunca istiklal ve bağımsızlığını, millî birlik ve bütünlüğünü her şeyin üstünde tutan ve bu uğurda büyük bedeller ödeyen aziz milletimiz, kutsal vatan topraklarını şartlar ne olursa olsun canı pahasına korumasını bilmiştir.
15 Temmuz’da da tank ve tüfeklere rağmen kahraman milletimizin gözünü kırpmadan meydanlara çıkarak hain darbe girişimini bastıracağını kestiremeyen fitne odakları hüsrana uğratılmış; ülkemizin demokrasisine, millî iradesine, anayasal düzene, yüce meclisimize kastedenlere karşı bir kez daha gereken cevap verilmiştir.
Rengini şehitlerimizin kanından alan ay yıldızlı al bayrağımızın gölgesi altında sonsuza kadar hür ve bağımsız yaşamaya ant içmiş askerimiz, polisimiz ve aziz milletimiz hainlere karşı göğsünü siper ederek kalkışmayı engellemiş, devlet-millet bütünleşmesiyle tarihe altın harflerle nakşedilecek bir zafere imza atmıştır.
Darbelerle bir ülkenin geleceğinin tayin edilemeyeceğini tüm dünyaya duyurarak destansı bir karşı duruş sergilenen bugünü anlamalı; vatan sevgisi, birlik olma ve içeriden veya dışarıdan gelebilecek tehlikelere karşı uyanık olma şuurunu gelecek nesillere aktarmalıyız.
Bu duygu ve düşüncelerle; “15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü”nün beşinci yıl dönümünde bağımsızlığımız ve demokrasimiz uğruna mücadele verirken canlarını feda eden 15 Temmuz şehitlerimize ve tarih boyunca aynı ortak mukaddes değerlerimiz uğruna gözlerini kırpmadan şehadet şerbetini içen tüm kahramanlarımıza Allah’tan rahmet diliyor, gazilerimize de şükran ve minnetlerimi sunuyorum.