NATO Parlamenter Asamblesi Türk Grubu üyesi, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Türk Heyeti Başkanı ve Denizli Milletvekili Ahmet Yıldız, Egeyön TV’de Ukrayna-Rusya savaşının dünyadaki ve Türkiye’deki etkilerini değerlendirdi. Yıldız, çok sayıda ülkenin Rusya’ya uyguladığı ambargoya Türkiye’nin neden katılmadığına dair; “Biz bugüne kadar yaptırımlara katılmadık. Zaman zaman eleştirilse de bunun izahında zorluk yok. Yaptırım uygulayan ülkeler bu konuda bizimle görüşmüyorlar. Örneğin Avrupa Birliği bizi almıyor. Biz Avrupa Birliği’ne üye olsaydık, yaptırımlarına katılırdık. Ortak hareket ettiğiniz zaman ortak imkanlardan yararlanıyorsunuz, ortak riskleri de üstleniyorsunuz. Dolayısıyla bizim de kendi çizgimizi belirleme imkanımız var. Politikamızı doğru belirlediğimizi düşünüyorum. Bizim yaptırımlara katılmamızın kimseye faydası olmazdı, bize hiç olmazdı. Bu sayede enerji sıkıntısı çekmiyoruz.”dedi.
NATO Parlamenter Asamblesi Türk Grubu üyesi, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Türk Heyeti Başkanı ve Denizli Milletvekili Ahmet Yıldız, Egeyön TV’de Gazeteci Ahmet Deda’nın sorularını yanıtladı. 2 bölüm halinde çekilen röportajın ilk bölümünde Yıldız, Ukrayna-Rusya savaşını ve ekonomik sonuçlarını değerlendirdi. 2’nci bölümde ise Türkiye ekonomisi, siyaseti üzerine detaylı değerlendirmelerde bulundu. 2’ci bölüm ilerleyen günlerde sizlerle olacak.
İŞTE AHMET YILDIZ’IN UKRAYNA-RUSYA SAVAŞINI DEĞERLENDİRDİĞİ RÖPORTAJ
Ukrayna-Rusya savaşının Türkiye’ye ve dünyaya etkisi nedir?
Dünya için çok kötü bir örnek. Bir ülkeden savaş ile toprak koparmaya çalışmak çok kötü bir durum. Savaşın iki tarafı var. Tüm dünya Ukrayna’yı destekliyor. Aslında 2014’ten bu yana bir yatışma vardı. 2021’deki saldırıdan sonra dünyada ne olursa olsun Ukrayna’yı desteklemeliyiz ve Rusya burada başarısız olmalı havası var. Bu başlangıçta insani yardım ve siyasi destekle sınırlıydı. Rusya’nın açıklamaları ve icraatlarından sonra dünyanın önemli bir bölümü her türlü silahı Ukrayna’ya veriyor. Burada çok eleştirilecek bir şey yok ama savaşın uzması anlamına geliyor. Rusya imkanları çok olan bir ülke, tarihinde uzun süreli savaşlardan galip çıkmış bir ülke. Görünen o ki savaş uzayacak. Bir ara nükleer tehdir gündeme geldi. İlhak edilen bölgelere saldırı olursa, nükleer silah kullanma haklarının olduğunu söylediler. Bu da tedirginilik yaptı. Bu savaşın etkilerine gelirsek, iki ülke enerji ve gıda arzında çok büyük yeri olan ülkeler. Ukrayna neredeyse gübreli toprağı olan bir ülke. Hububat ve ayçiçeği ihraç ediyor. Rusya da hem enerji hem tahıl ihraç ediyor.
Türkiye burada tahıl koridorunun açılmasından para ve itibar kazanıyor mu?
Bizim aracılığımız ile yapılan anlaşma sayesinde uluslararası pazarlara ulaşım sağlandı. Burada itibar kazanmak paradan daha önemli. Avrupa Konseyi’nde bunu gündeme getirdik ve raporlara eklendi. Sadece Avrupa Konseyi değil, bütün dünya bizi takdir ediyor. Başka bir ülkenin bunu sağlayacak durumu yok. Hem Rusya hem Ukrayna ile konuşup ikisinin de güven duyduğu bir ülke yok. Dolayısıyla bir buradan itibar kazandık. İtibar sayesinde ülkemizin maddi kazancı da oluyor.
Rusya’ya uygulanan bir ambargo var. Türkiye burada iyi bir dış siyaset izleyebiliyor mu?
Biz bugüne kadar yaptırımlara katılmadık. Zaman zaman eleştirilse de bunun izahında zorluk yok. Yaptırım uygulayan ülkeler bu konuda bizimle görüşmüyorlar. Örneğin Avrupa Birliği bizi almıyor. Biz Avrupa Birliği’ne üye olsaydık, yaptırımlarına katılırdık. Ortak hareket ettiğiniz zaman ortak imkanlardan yararlanıyorsunuz, ortak riskleri de üstleniyorsunuz. Avrupa Birliği uzun süredir Türkiye’ye danışmıyor. Dolayısıyla bizim de kendi çizgimizi belirleme imkanımız var. Politikamızı doğru belirlediğimizi düşünüyorum. Bizim yaptırımlara katılmamızın kimseye faydası olmazdı, bize hiç olmazdı. Bu sayede enerji sıkıntısı çekmiyoruz.
Avrupa ülkelerine enerji dağıtımında etkin bir ülke olabildik mi?
Bu konuda etkin oluyoruz. Bunu daha önce Azerbaycan enerji kaynakları ile yapıyorduk. Petrol ve gaz Türkiye üzerinde gidiyordu. Şimdi bu hatlar daha da önem kazandı. Türk Akım Rusya’dan bize geliyor. Bütün bunlar Avrupa için çok önemli hatlar haline geldi. Putin geçtiğimiz günlerde gaz almak isteyenlere Türkiye üzerinden verebileceklerini söyledi. Biz buna hazırız. Jeopolitik durumu gereği Türkiye her zaman ulaştırma konusunda merkezdi. Şimdi enerji konusunda da merkez oldu.
Rusya kendi para birimiyle ticaret yapma kararı aldı. ABD etkili oldu ve bankalar MİR olayını yasakladı. Kendi para birimi ile ticaret yapılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Savaş zamanlarında bunlar olur. Mir’in kullanımı yaptırımları delme sonucunu çıkaracağı için bankalara baskı oldu. Onlarda kendi çıkarları gereği askıya aldılar. Ulusal paralarla ticaret yapılması dünyada daha dengeli gelir sağlamak için önemli bir şey. Biz de buna uğraşıyoruz. Savaş döneminde yaptırımlara katılmıyoruz. Diğer ülkelerin uyguladığı yaptırımları delmiyoruz.
Enerji krizi sonrası özellikle Avrupa’dan, Rusya’ya yaptırımlar sonrası Rusya’dan Türkiye’ye gelişler oldu. Antalya’da otellerin dolu olduğu söyleniyor. Ne düşünüyorsunuz?
Bu olaya k konjonktürel bakmak lazım. Bu sürekli olacak bir şey değil. Yani buna güvenmemek gerekir. Yaptırımlar nedeniyle hem Rus vatandaşları zengin insanlar Türkiye’ye geldiler. Turist olarak gelenler, iş kurmaya çalışanlar var. Kimisi yatlarıyla geldi. Bu geçici bir şey. Değişebilir. Bel bağlamamak lazım. Bununla beraber Türkiye’de genel bir değerlenme oldu. Gayrimenkul fiyatları arttı. Birçok Avrupa ülkesinde yaşam kalitesi çok bozuldu. Hükümetler mali sıkıntı yaşatacak kararlar almak istemiyorlar. Türkiye’ye kanalize olmuş durumlar. Bir ülkede gayrimenkulün değerlenmesi ülkenin değerlenmesidir. Bunda Rusya-Ukrayna savaşının etkisi var. Ayrıca şuanda ülkemizde enflasyonist durum var. Bunun yaratan büyük yatırımlarımızı bırakmamamızdır. Mali disiplin nedeniyle Avrupa’da yeni yatırım yok. Bizde yatırımlar devam ediyor hatta yeni yatırımlar ekleniyor. Bunun bir bedeli var. Bunun bedeli de enflasyon. İleriye dönük bir hamledir. Rahmetli Özal döneminde de bu yapılmıştı. Bunu yapmazsanız geri kalmak söz konusu.
Yatırımlar devam ediyor dediniz ama Avrupa’da resesyon var. Ürettiğimiz ürünleri satamıyoruz. Çözüm ne olacak?
Bu bir iki sektörde olabilir. Yığılma ve dışarıdaki talebin daralmasında kaynaklanıyor. Benim kast ettiğim üretken yatırımların devam etmesidir. Baraj, spor, altyapı, enerji yatırımları devam ediyor. Enflasyona katlanıyoruz ama bunların meyvesini alıyoruz ve alacağız. Daralma yaşanan sektörlerde birkaç sene aşırı talep oldu. Örneğin tekstil sanayimiz pandeminin getirdiği panikle 2 sene aşırı çok çalıştı. Stokların tüketilmesi yavaşladı. Avrupa’da hükümetlerin kararları buna neden oldu. Bu geçici bir şey olacaktır. Örneğin, makina gibi sanayilerde bunların olduğunu sanmıyorum çünkü talep her zaman fazla.
Ukrayna-Rusya savaşı Recep Tayyip Erdoğan’ı güçlendirdi mi?
Buradaki tutumumuz Türkiye’ye de Tayyip Bey’e de itibar sağladı. Bunu dışarıda olan bilir. Herkesin yapacağı bir iş değil. Türkiye’nin 5-6 yılda izlediği politikanın katkısı var.
Ahmet Yıldız, NATO toplantısı için 7 Kasım Pazartesi günü Yunanistan’da olacağını bildirirken, Türkiye-Yunanistan gerilimini de değerlendirdi. Yıldız, “Biz iki özel komşuyuz. Zaman zaman sevgimiz de tartışmalarımız da hararetli oluyor. Ben iki ülkenin ilişkileri konusunda iyimserim”dedi.