Denizli’de 1 Mayıs 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutlamak için binlerce kişi Çınar Meydanı’nda toplandı. Davullarla zurnalarla emekçiler Ulus Caddesi’ne yürüdüler.
1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü bugün tüm yurtta zamlara, işsizliğe, yoksulluğa ve baskılara karşı çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. Denizli’de binlerce emekçi Çınar Meydanı’nda toplandı. Emekçiler davullarla zurnalarla halay çektiler. Etkinlikte, sendika ve işçi temsilcilerinin konuşmalarının ardından konser verildi.
Çınar Meydanı’ndaki etkinliklerin ardından CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, Merkezefendi Belediye Başkanı Şeniz Doğan, CHP İl Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu, Memleket Partisi İl Başkanı Erhan Derici, çeşitli siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin katılımıyla emekçiler Ulus Caddesi’ne yürüdüler.
Birleşik Kamu-İş Denizli Şubesi yaptığı açıklamada şu ifadeler kullanıldı;
Sömürenlerin saldırılarına boyun eğmeyen ve işçi sınıfının uluslararası mücadele günü olan 1 Mayıs’ta vatan, cumhuriyet ve emek diyerek alanlara çıkan, alı terinin peşinden koşan tüm işçi ve emekçilerimize selam olsun!
Selam olsun birlik içinde bu mücadeleye omuz verenlere!
Selam olsun demiri oya gibi işleyen eli nasırlı onurlu işçilere!
Selam olsun eğitim, sağlık, güvenlik ve hizmet üreten kamu emekçilerine!
Yürünen sancılı yolda, doğan güne selam olsun!
Yunus Emre’den Can Yücel’e yazan kaleme selam olsun!
Pir Sultan’dan Mahsuni’ye çalan saza selam olsun!
Mustafa Kemal’den Uğur Mumcu’ya yolumuzu aydınlatanlara selam olsun!
Yüreklerde açan güle,
Zincirdeki bileklere,
Selam olsun yürekleri Devrim ateşi ile yanan, yandıkça tüm yurdu aydınlatan
devrimci gençlere,
Tüm dünyanın ezilenlerine örnek,
Yaktı bir devrim ateşi,
Mustafa Kemal’in mavi gözleri, aydınlık beyni…
Uğruna ölenlere, yolunda yürüyenlere selam olsun!..
1 Mayıs 2022 İşçi Sınıfının Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü kutlamaları AKP İktidarının sosyal, kültürel ve ekonomik sömürüsünün en üst noktaya ulaştığı döneme denk gelmektedir.
Emperyalist-kapitalist sistem ve AKP İktidarı kol kola girerek işçi sınıfının uluslararası dayanışmasını önlemek için kendi ülkelerindeki işçi sınıfına sömürülerinden pay vermekte ve sarı sendikacılığı örgütlemektedir.
Ulus devletleri parçalayıp site devletlerine dönüştüren emperyalizm, aynı oyunu geçmişte Libya, Mısır ve Irak’da, çok yakın bir tarihte ise Suriye üzerinde oynamışlardır. Bugün ise sıra Ukrayna’ya gelerek acımasız emellerini gerçekleştirme yolunda ilerlemektedirler. Milyonlarca insanın kanı üzerine bir sömürü düzeni kurmak istemektedirler.
20.yüzyılda ezilen ulusların lideri olmakla övünen Türkiye’nin, bugün emperyalizmin Ortadoğu’daki temsilcisi olmakla övünür hale gelmesi oldukça düşündürücüdür.
Bir yanda kıdem tazminatının kademeli olarak kaldırılması, güvencesiz ve kuralsız esnek çalışmanın yaygınlaştırılması, diğer yandan grev yasaklarında ısrar eden, emekçi sınıfın önüne konulan barajları koruyan, yasakçı bir sendikalar yasası, emekçiler için yıkıcı sonuçlar doğurmuştur.
Her türlü hak alma çabasının ve mücadelesinin baskı ve şiddet ile durdurulmak istendiği, işsizlik ve yoksulluğun kalıcılaştığı, sağlık ve eğitim alanının ticarileştiği, gazetecilerin, aydınların tutuklandığı, sendikal hak ihlallerinin sürdüğü, baskının hâkim olduğu bir dönemden geçmekteyiz.
Öte yandan; özelleştirme ve taşeronlaştırmayla esnek ve iş güvencesiz çalıştırma olağan hale getirilmekte, iktidara bağlı yandaş sendikacılığın egemen hale getirilmekte, emekçiler açlık ve sefalet ücretine mahkûm edilmektedir.
Kamu emekçilerinin ise 4688 Sayılı sahte sendika yasasıyla eli kolu bağlanmıştır. Kamu emekçilerinin örgütleri, hiçbir söz ve karar sahibi olmadıkları bu yasaya karşı da birlik ve beraberliklerini sağlayamamış adeta masada bir fazla koltuk kapma yarışına girmişlerdir.
Siyasal iktidar, emperyalizmin küresel politikalarının ekonomik ve siyasal gereklerini yerine getirmek için her türlü baskı ve sindirme çalışmalarını yürütmektedir. Oluşturduğu yandaş medya aracılığı ile topluma yanlış bilgiler vermekte, ideolojik olarak beyinleri yıkamakta, Engizisyon mahkemelerini aratmayan yargılamalar gerçekleştirmektedir. Bütün bunlar, ülkemizin açıkça bölünmeye ve uçuruma doğru götürüldüğünün göstergeleridir. ABD emperyalizmi; yerli işbirlikçileri aracılığıyla vatanımızın bütünlüğünü, Milletimizin birliğini tehdit etmektedir.
Gün, etnik ve dinsel kimliklerin öne çıkarıldığı gün değildir, sınıf dayanışmasının öne çıkarılacağı; sömürgeciliğe karşı bağımsızlık bayrağının dalgalanacağı, emperyalizme karşı mazlum ulusların dayanışma içinde olacağı gündür.
Bu anlamda, ülkemizde sömürünün ortadan kaldırılması, emeğin en yüce değer olması, emekçilerin yaşam koşullarının en temel insani seviyeye çıkartılması için verilen kavganın simgelerinden birisi de 1 Mayıs mitinginin İstanbul Taksim Meydanı’nda yapılmasıdır.
Kıdem tazminatının kaldırılması çalışmaları, taşeronluğun, güvencesiz, kuralsız ve esnek çalışmanın yaygınlaştırılması, grevlerin yasaklanması, Ekonomik koşulların yaşanılamayacak noktaya getirilerek, AKP iktidarının ucuz iş gücü sevdası, emekçilerin bugün en can yakıcı sorunları olarak görünüyor.
Birleşik Kamu-İş, sadece devlet memurlarının iş güvencesini değil, bütün çalışanlarımızın güvenceli, kadrolu ve insanca yaşayabilecekleri bir ücret seviyesinde çalışmalarını savunmaktadır.
Ülkede bugün her türlü hak arama çabası, iktidarın baskı ve şiddet uygulamalarıyla durdurulmak istenmekte, ülke bir bütün halinde cezaevine dönüştürülmek istenmektedir.
Tüm emekçilerle birlikte, yurdun her yerinden sesleniyoruz.
VE EKLİYORUZ:
YAŞASIN İŞÇİ SINIFININ BİRLİK, MÜCADELE VE DAYANIŞMA GÜNÜ
YAŞASIN 1 MAYIS EMEK BAYRAMIMIZ