Denizli’nin kentsel gelişimini anlatan 7 kitabından sonra, Denizli’nin tarihindeki en önemli olay olan “Demirci Mehmet Efe’nin Denizli Baskını”nı anlatan kitabı 432 sayfalık Demirci’yi yayınlayan mimar Hüsamettin Ataman, Denizli Deda Haber’i ziyaret ederek, Genel Yayın Yönetmenimiz Ahmet Deda’ya kitabı ile ilgili düşüncelerini aktardı.
Denizli’nin geçmişini anımsatan görsel simgelerin, yazılı belgelerin yıkılarak veya yakılarak yok edilmekte olduğunu belirten Ataman, “Böyle giderse gelecek nesillere, kentimizi anımsatacak hiçbir eser bırakılmayacak gibi görünüyor” dedi. Demirci Mehmet Efe’nin Denizli Baskını’na yol açan gelişmelerin hatırlanmak istenmediğini, unutturulmaya çalışıldığını söyleyen Hüsamettin Ataman, “DEMİRCİ kitabı ile olayın üzerindeki sis perdesi kaldırılmış bulunuyor. Güvenilir belgelere dayanarak hazırlayıp yayınladığım kitap içeriğinde, bugüne kadar duyulmayan, görülmeyen, bilinmeyen bazı belgeleri Denizli halkının bilgisine sunuyorum. Eğrisiyle doğrusuyla, olayların üzerinden yüzyıl geçtikten sonra amacım, suçluyu suçsuzu ayırmak, çekilen acıları deşelemek değil, o günlerde yaşanan gerçekleri anlatıp tarihe ışık tutmak, geleceğe dönük dersler çıkarılmasını sağlamak. Bunun adına; Büyük Yüzleşme diyorum” diye konuştu.
Bu yıl üçüncüsü düzenlenen Denizli Kitap Fuarı’nda en çok satılan kitap olduğu belirtilen ve Fox TV Çalar Saat Programı sunucusu İsmail Küçükkaya tarafından da tanıtılan DEMİRCİ kitabının yakın gelecekte geniş katılımlı bir tanıtım toplantısı düzenlenecek. Kitap Fuarı’nı düzenleyen kent yöneticilerine ve Denizlili kitapseverlere teşekkür eden Hüsamettin Ataman, Denizli’nin kentsel gelişiminin anlatıldığı Son Yüzyıl Denizli serisine önümüzdeki yıllarda da devam edecek.
Denizli’deki Kent Müzesi ve Kent ARŞİVİ eksikliğinin kısa zamanda giderilmesi gerektiğini vurgulayan mimar Ataman, “Kent Belleği’nin gelecek nesillere aktarılabilmesi için Kent Müzesi ve Kent Arşivi’nin en kısa zamanda Denizli Halkı’nın hizmetine sunulması gerekmektedir. Bir kentin belleği, sadece o kentin meydanlarında, sokaklarında, binalarında değil, aynı zamanda, Kent Halkı’nın dilinde, mutfağında, geleneklerinde, göreneklerinde saklıdır. Belleğini yıtıren kent ölü bir kenttir. Denizli, Yaşayan Kent olmayı hak ediyor” dedi.