Denizli Devlet Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Ümit Gökhan Meriçli, Ülkemizde yaşanan binlerce insanın öldüğü ve birçok kişinin yakınlarını kaybettiği depremlerin ruh sağlığını büyük oranda etkilediğini belirterek felaketi yaşayan ya da etkisinde olan vatandaşlara yönelik dikkat edilmesi gerekenleri anlattı.
Depremin üzerinden bir haftadan fazla zaman geçmesine rağmen aşırı korku, çaresizlik, duygularını hissedememe, tepkisizlik, ağlayamama, deprem olayını sürekli tekrar yaşıyor gibi hissetme veya yaşananlarla ilgili rüyalar görülmesi gibi durumlar yaşayanların bir uzman yardımı alabileceğini söyleyen Psikiyatri Uzmanı Dr. Ümit Gökhan Meriçli şöyle konuştu: “Son dönemde ülkemizde ve dünyada yaşadığımız felaketler sonrasında ruhsal açıdan çoğu kişi etkilendi. Bu gibi olağanüstü durumlar, travmalar, kayıplar yaşandığında ‘iyi hissetmemek’ normal bir tepkidir. Bunları başta deprem bölgesindekiler olmak üzere herkes yaşadı, korktu. Sıradan bir korkudan çok bir dehşet duygusuydu yaşanılan. Çoğu insan çaresiz hissetti. Depremden hemen sonra genel olarak aşırı korku, ne yaptığınızı nerede olduğunuzu bilememe, kafa karışıklığı, düşünmeden otomatikleşmiş şekilde hareket etme, duygularınızı hissedememe, tepki verememe yaşanabilir. Yakınlarınızı yitirdiğinizde ani ve şiddetli tepkiler ya da hiç tepki göstermeden donakalma, ağlayamama, üzüntünüzü ifade edememe, yakınlarınızın öldüğünü kabul edememe, inkâr etme, her an dönecekmiş gibi hissetme olabilir. Deprem olayını hatırlatan yerlerden ya da durumlardan kaçınmak, olayın tamamını ya da bazı kısımlarını hatırlayamayabilir, depremin olduğu eve giremez, insanlardan uzaklaşır, olayla ilgili konuşmayı istemeyebilirsiniz. Aşırı gerginlik belirtileri: uykusuzluk, sinirlilik, çabuk öfkelenme, aşırı irkilme, çarpıntı, titreme, nefes almakta zorluk yaşayabilirsiniz. Geleceğinizin kalmadığı duygusuna kapılabilirsiniz. Deprem yaşamış kişilerde ilk haftalarda tüm bu belirtilerin görülmesi doğaldır. Ancak bu yakınmalar bir iki hafta içinde azalmıyorsa, yaşamınızı güçleştiriyorsa, baş etmede zorlanıyorsanız Ruh Sağlığı Uzmanı bulunan sağlık merkezlerine başvurmakta yarar vardır” dedi.
Meriçli, depremler sonrası kişilerinduygu ve üzüntülerini bastırmaya çalışmamalarını, yaşadıkları olayı kendilerini dinleyebilecek bir yakını ile konuşmalarını, paylaşmalarını vurguladı ve şu önerilerde bulundu; “Kaygı ve buna bağlı sık soluma, çarpıntı, nefes almakta güçlük gibi belirtiler ortaya çıkabilir, bunlar kişinin kendisi tehlike altında hissettiğinde meydana gelen olağan belirtilerdir. Kaygı insanı çıldırtmaz ancak çıldıracakmış, ölecekmiş gibi hissettirir. Yaşadığınız olaylardan dolayı kendinizi tehlike altında hissettiğinizde bedeninizde de çarpıntı, nefes darlığı, bulantı, titreme, göğsünüzde baskı hissi gibi belirtilerin ortaya çıkması doğaldır. Kaygınız azaldığında bu belirtiler kendiliğinden ortadan kaybolacaktır. Arkadaşlar, aile, komşularla olan olumlu ve destekleyici ilişkilerinizi sürdürün. Sosyal destek kişilerin ruhsal travma sonrası etkilenmeleri üzerinde iyileştirici etkiye sahiptir. Duygularınızı, üzüntünüzü bastırmaya çalışmayın. Bu olayla ilgili duygu ve düşüncelerinizi sizi dinleyebilecek olan çevrenizdekiler ile paylaşın. Depremden sonra kapalı ortamlara girmek ya da kalabalık yerlerde bulunmak sizin için kaygı verici ise bunları yapmaktan kaçınmayın ancak kaygı düzeyiniz azalana dek tanıdığınız insanlarla bunları gerçekleştirmeyi deneyebilirsiniz. Özellikle çocukların depreme ait görsellere ve videolara maruz kalmasını azaltın. Yetişkinler bazen görüntüleri izlemek ihtiyacı duyabilirler ancak tekrar tekrar, gün boyunca yıkım görüntülerini izlemek ruhsal etkilenmenizi arttıracaktır. İlk günlerde uykusuzluk, iştahsızlık, bir şey yapmak istememe, halsizlik, çaresizlik, umutsuzluk hisleri olağandır. Bu nedenle sakinleştirici/yatıştırıcı ilaç ya da alkol kullanmayın, uykunuz günler içinde düzelecektir. Bedeninizin bakımına özen gösterin. Alkol ve sigara kullanımı gibi sağlığınızı olumsuz etkileyecek baş etme yöntemlerini kullanmayın, sizi rahatlatan şeyler her neyse (yürümek, arkadaşlarınızla dertleşmek, ibadet, doğada bulunmak vs.) onları yapmaya çalışın. Çok yoğun endişe hissediyorsanız nefes egzersizleri, gevşeme egzersizleri iyi gelebilir. Afet ve travmalardan sonra insanlar bir suçlu arama eğiliminde olabilirler. Söylentiler ve tek bir kişi ya da grup sebebiyle bu kişileri günah keçisi haline getirecek haberler ve dedikodulara karşı dikkatli olun. Bu tür basit dedikodulardan doğaüstü açıklamalara kadar geniş bir yelpazede olan bu söylentiler toplumsal bölümlere neden olabilmektedir. Daha detaylı bilgilendirme için Türkiye Psikiyatri Derneği Ruhsal Travma ve Afet Çalışma Biriminin bu konuyla ilgili bilgilendirme yazılarına Türkiye Psikiyatri Derneği internet sitesinden ulaşabilirsiniz” şeklinde konuştu.