İlk kez mega orman yangınlarıyla karşı karşıya kalan Türkiye’de bir yangınlarla mücadele devam ederken; TTKD Bilim Danışmanı Dr. Erol Kesici, yangınların önlenmesi ve müdahalesinde doğal su kaynaklarının önemine dikkat çekti.
Su kaynakları ve nemin fazla olduğu yerlerde yağışların hem düzenli hem de bol olduğuna dikkat çeken Dr. Kesici, kaynakların korunması için şu uyarılarda bulundu: “Son günlerde yaşamış olduğumuz orman yangınları hepimizi derinden yaralamaktadır. Bunun temel nedenlerinden bir tanesi yağışların az olması, toprağın kuruması ve adeta ağaların kuruması önemli faktörler olarak karşımıza çıkmaktadır. Eğer nem fazla olmuş olsaydı, bu yangınların önlenmesini de daha kolay olabileceği bilim adamları tarafından bildirilmektedir. Acıgöl, Eğridir Gölü ve Beyşehir Gölü gibi göllerimiz aynı zamanda su depolarıdır. Suyun toplanma havzalarıdır. Örneğin yangınla mücadelede en iyi yöntemlerden bir tanesi havadan yapılan müdahaleler olmaktadır. Helikopterlerin, uçakların su alabileceği kaynakların su seviyesi çok önemlidir. Şuan baktığımızda birçok gölümüzde ortalama su seviyesinin giderek azaldığını görüyoruz. Halbuki göllerdeki su seviyesinin uygun vaziyette olması nemi artırmanın yanı sıra suyun ikmalinde de kolaylıklar sağlayacaktır. Ulaşımda da daha kısa mesafelerin kat edilmesine olumlu etki yapacaktır”
Doğan su kaynaklarının bir bölgede iklimin şekillenmesinde ana unsurlardan birisi olduğuna değinen Dr. Kesici, “Göllerimiz, derelerimiz, çaylarımız iklimi belirleyen en önemli faktördür. Nemin artmasında önemli bir katalizör görevi yaparlar. Yine aynı şekilde orman dokusunun gelişmesinde ve bulutların meydana gelmesinde en önemli faktörlerden birisidir. Suyumuz ne kadar bol ise nemimiz ve yağışımızda o kadar bol olacağından iklim daha kararlı ve daha düzenli bir hal alacaktır” şeklinde konuştu.