1 Eylül 1939’da Almanya 20. yüzyılın en kanlı savaşı olan II. Dünya Savaşı’nı başlattı ve Polonya’yı işgal etti. Yıllar boyunca bunun sonuçlarına katlandı ve manevi tazminatlar ödedi. Sovyetler ve Varşova Paktı üyeleri bu kanlı savaşa dikkat çekerek 1 Eylül’ü Dünya Barış Günü ilan etti. Her 1 Eylül’de nefretin ve savaşın bir getirisi olmayacağı hatırlanıyor. Militarist düzenin içinde bir şekilde barış mesajları veriliyor. Verilen mesajların içinde “çocukların barış içinde yaşaması” “farklı din, dil ve ırkların asıl zenginliğimizin olması” “savaşın sadece yıkım olması ve getirisinin olmaması” gibi konular yer alıyor. Eğer yayılan mesajlar yeterli duyguyu verebilirse Nazilerin Yahudilere ne gibi soykırımlar yaptığına dair filmler ve belgeseller izleniyor. Peki barışı hala sağlayabildik mi? Barış ne demek kavrayabildik mi merak konusu.
1 Eylül’de II. Dünya Savaşına dikkat çekmek amacıyla kutlanan Dünya Barış günü Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na göre 21 Eylül. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 1981’deki 57. birleşiminde, “Genel Kurul’un açılış günü olan her eylülün üçüncü salı gününü”nü “Uluslararası Barış Günü” ilan etmiştir. Yıllar sonra Genel Kurul’un 7 Eylül 2001 tarih ve A/RES/55/282 sayılı kararı ile 21 Eylül’ü Barış Günü olarak kabul edilmiştir.
Her 21 Eylül’de Birleşmiş Milletler Merkezi’nde “Barış Çanı” çalıyor. Barış Çanı’nın anlamı ve hikayesi ise ayrı bir duygu yaratıyor. Çalınan bu çan savaşların yıkımı ve etkileri üzerine Japonya tarafından yaptırılıyor. Japonya’daki küçük çocukların bağışladıkları bozuk paralar ile üretiliyor. Çanın üstünde “ÇOK YAŞA MUTLAK BARIŞ” yazısı kazılı bir şekilde duruyor.
Barış’tan bahsetmişken, evrensel barışın önemine değinmişken Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü anmadan olmaz. İlk defa Mustafa Kemal Atatürk tarafından 1931 yılında seçim beyannamesinde söylenen bu söz sadece bir slogandan ibaret değil. 1961 ve 1982 anayasalarında yer alan dış politika düsturu. Milli egemenliğini sağlayan devletin kan dökerek ve insan haklarına aykırı olarak başka devletlerle savaşmayacağını belirten bir politika. Dünya’da oluşabilecek en ufal rahatsızlığın herkese zarar verebileceğini anlıyoruz. Hem iç hem de dış politikamızda sık sık hatırlamamızı umuyoruz. Yurtta Sulh Cihanda Sulh, günümüz Türkçesi ile Yurtta Barış Dünyada Barış.
Pakize BİLGİ