Pamukkale Üniversitesi Öğrenci Konseyi ve Mavi Düşünce Topluluğu tarafından ortaklaşa düzenlenen söyleşiye konuşmacı olarak Savaş Muhabiri Mehmet Akif Ersoy katıldı. Medyanın insanlar üzerindeki algı yaratma etkisi ile Orta Doğu’da yaşanılanları orada görev yaptığı dönemde kendi gözlemleri ile anlatan Ersoy’un, “Orta Doğu Kader Mi? Sonuç Mu?” adlı söyleşisi öğrencilerin büyük ilgisini gördü.
Pamukkale Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Konferans Salonu’nda düzenlenen etkinliğin açılışında konuşma yapan Öğrenci Konseyi Başkanı Enes Zeytun, konsey olarak öğrencileri her zaman iyi temsil etme çabası içinde olduklarını hatırlatırken, öğrencilerin yaşadıkları sorunlarda her zaman çözüm odaklı bir çalışma sürdürdüklerini dile getirdi. Bugün Orta Doğu’da yaşanan terörün Türkiye ve Dünya için büyük bir sorun olduğunu ifade eden Zeytun, bu sorunu konunun uzmanından dinlemek üzere böyle bir etkinlik düzenlediklerini söyledi.
Açılış konuşmasının ardından kürsüye gelen ve Orta Doğu’da Libya, Suriye gibi birçok ülkede savaş muhabiri olarak görev yapmış olan Mehmet Akif Ersoy, öncelikle televizyonculuğa nasıl başladığını anlattı. Televizyonu bir illüzyon olarak tanımlayan ve özellikle savaş bölgelerinde haberciliğin pahalı bir iş olduğuna dikkat çeken usta savaş muhabiri, tüm bu maliyetlere rağmen toplumun algısını şekillendirmek için televizyonculuğun yapılmaya devam ettiğini dile getirdi. Televizyonun kişiler hakkında bir yargıya varma konusunda önemli bir araç olduğunu ifade eden Ersoy, televizyon sayesinde hiç tanımadığımız bir kişiden nefret edebileceğimiz gibi hiç tanımadığımız bir adama da sempati duyabileceğimizi söyledi.
Mehmet Akif Ersoy, “Eğer siz bir terör operasyonu başlatacaksanız ve bu terörü İslam’la özleştirecekseniz, yeniden şekillendirmek istediğiniz bir coğrafya varsa o zaman iyi bir prodüksiyona ihtiyacınız vardır. Mesela Usame Bin Ladin’i terörist olarak biliyoruz. Hiç biriniz Kaddafi ile bir çay içmediniz ama hepinizin Kaddafi ile ilgili bir fikri var. Bu fikri oluşturan şey de internet ve televizyonda gördüklerinizle ilgilidir” dedi. Libya’da görev yaptığı dönemde uluslararası ajanslarda anlatılan ile orada yaşananlar arasında çok farklar bulunduğunu dile getiren Ersoy, o coğrafyada yaşananları ajanslardan takip etmek yerine neler olduğunu daha iyi anlamak için yerinde gözlem yapmaya çalıştığını sözlerine ekledi. Arap Baharı ve söylemleri ile birçok ülkede rejim değişikliği olduğunu hatırlatan Ersoy, ancak bu ülkelerin hiç birinde demokrasi sağlanmadığına dikkat çekti.
Mısır, Yemen, Libya ve Suriye’de yaşanan iç karışıklık ve rejim değişikliği süreçlerini ve sonrasında ülkelerin içinde bulundukları durumu özetleyen Mehmet Akif Ersoy daha sonra Türkiye’nin sınır ötesi operasyonları ve Bölgesel Kürt Yönetimi’nin bağımsızlık referandumu konularında bilgi ve fikirlerini katılımcılarla paylaştı.