Çocuk istismarına karşı psikolojik, hukuki ve insani destek veren UCİM’in Denizli önleme ofisi açıldı. UCİM ofisinde toplumun kanayan yarası çocuk istismarına karşı çalışmalar yürütülüyor. UCİM Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği Denizli Önleme Ofisi sorumluları çocuk istismarını önleme, olası vakalarda yapılması gerekenleri Egeyön TV’ye anlattı.
UCİM Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği Denizli Önleme Ofisi’nin açılmasının ardından çalışmalarını yürütmeye başladı. UCİM Ege Bölge Sorumlusu ve Denizli İl Temsilcisi Eğitimci Emel Utku, Psikolojik Danışman Özlem Badur ve Hukuk Koordinatörü Avukat Nazlı Yaşatürk Egeyön TV’ye özel açıklamalarda bulundu. Çocuk istismarını önleme, psikolojik yaklaşımlar ve hukuki süreç hakkında detaylı bilgiler haberimizde.
İŞTE UCİM röportajı;
Eğitimci Emel Utku – UCİM Ege Bölge Sorumlusu ve Denizli İl Temsilcisi derneği tanıttı.
UCİM Saadet öğretmenimin başlattığı bir yolculuk. Saadet öğretmenin İzmir’de bir köy okulunda çalışırken, okul müdürünün kız çocuklarına istismarını farketmesiyle başlayan aslında üzücü bir yolculuk. Daha sonra kahramanca susmadan korkmadan savaşarak Mersinli iş adamı Yücel Ceylan ile bir araya gelerek 2017 yılında derneğimizi resmi olarak kurdular.
İstismar türleri çok çeşitli. Cinsel, duygusal, fiziksel istismar olarak ayırabiliriz. Örneğin çocukları çocuk işçiliğe zorlamak fiziksel ve duygusal istismardır. Türleri çok çeşitli ve sinsidir. Uzmanlar ve hukukçular bu konuda çok hassas davranarak çocuklarımızın yanında oluyorlar.
Derneğimizin eğitim ve rehberlik eden yönü en önemli özelliğidir. Biz dernek olarak bu işin içinde olduğumuzdan daha bilinçliyiz ve bu bilinci tüm topluma yaymak istiyoruz. Okullar, şirketler, anne ve babalar, yöneticiler, herkes gönüllü eğitim desteği alabilir. Bu konuda işbirliğine çok açığız ve hiçbir şekilde maddi beklentimiz yoktur.
Biz vatandaş olarak bildirim yükümlülüğünden haberdar değiliz. Aslında bildirmemek suç. Korkmamalarını istiyoruz. Lütfen bir istismara tanık olduğunuzda ve bundan emin olduğunuzda, şüphenin ötesine geçtiğinde lütfen ihbar edin. ALO183, ucim.org.tr ihbar formu ve UCİM ofislerine ihbarda bulunabilirsiniz. Avukatlarımız 7/24 çalışmaktadır. Tamamen bilgileriniz gizli kalacaktır. İhbar etmekten çekinmeyin hiçbir yere duyurmayacağız, hiçbir yerde adınız geçemeyecek. Sizin herhangi bir yükümlülüğünüz olmayacak ama ihbar yükümlülüğünüz var. Bunu unutmadan çocuklara ses olalım lütfen.
UCİM Denizli Önleme Ofisi’nde görev yapan Psikolojik Danışman Özlem Badur ise şu bilgileri verdi;
İstismara uğrayan bir çocuk geldiğinde ilk yaklaşım çok önemli. Çocuğa güven ortamı oluşturulması en önemli faktör. Çocuğu anladığımızı onunla birlikte olduğumuzu hissettiren bir tavırla yaklaşmamız gerekmektedir. Çocukların farklı anlatım dilleri olabiliyor. Bazı nesneleri kelimeleri bizim bildiğimiz nesne ve kelimelerle anlatamayabiliyorlar. Çocuğun anlatım diline ‘bu yanlış bir kelime’ diye ket vurmamalıyız. Anlatım tarzına asla müdahale etmemeliyiz. Resimlerle oyunlarla çocuğun öykü anlatmasına destek vermeliyiz. Çocuk o süreçte farklı duygular içerisinde olabiliyor. Çaresiz hissediyor ya da kendini anlatmak istemiyor. Kendisinin orada neden bulunduğunu bildiği için çekinip anlatmayabiliyor. İlk görüşmede her şeyi detaylı anlatmayabilirler. Sonraki görüşmelerde anlaşıldığını hissettikçe daha fazla anlatabilirler. Uzmanlara ve bireylere düşen sorumluluk, istismarcıyla çocuğu asla bir araya getirmemeleri. Bu sadece cinsel istismar için değil, tüm istismar türleri için geçerlidir. Ruh sağlığı uzmanları olarak, oyun terapisi, resimle anlatma, öykülerle boyamalarla olayların anlatılmasına zemin hazırlıyoruz. Yetişkin ya da çocuk istismara uğrayan herkesin destek almasını istiyoruz. Çünkü bu daha iyi bir yaşam için çok önemli.
Avukat Nazlı Yaşatürk ise hukuk koordinatörü olarak işin hukuki boyutunu anlattı.
İhbar geldiği zaman nöbetçi avukatlarımız ihbarın doğruluğunu değerlendiriyorlar. Aile arası husumet gibi şeylere çocuklarımızı karıştırıp yanlış ihbarlarda bulunan kötü niyetli insanlar olabiliyor. Çocuklarımızın saflığını temizliğini kullanıp yönlendirme yaparak çocuklarımızı asılsız ihbar yapmaya itenler, suiistimal edenler olabiliyor. Bu nedenle önce ihbarın doğruluğu araştırılıyor. Ve ihbar doğruysa, suç duyurusunda bulunulmadıysa suç duyurusunda bulunuyoruz. Savcılık soruşturma kovuşturma ve mahkeme aşamasında ailelerimizin çocuklarımızın yanında oluyoruz. Davalara müdahilik talebinde bulunuyoruz. Bu taleplerimizin bir kısmı kabul edilmeyebiliyor. Ancak kabul edilmezse de dernek olarak pes etmiyoruz. Avukatlarımızdan yetki belgesi alarak bu şekilde sürecin takipçisi oluyoruz. Belge alamazsak en azından dinleyici ve gözlemci olarak davalara katılıyoruz.
Bir istismarda faillerin cezalandırılmasının tek yolu konuşabilmek ve konuşan çocuklarımız bizim için mağdur değil kahraman çocuklardır. Aile kendini suçlu hissediyor, çocuğumun adı böyle bir şeye karışmasın, mahallemizde duyulursa, okulda duyulursa gibi bir tavır olabiliyor. Bu tamamen yanlış asıl utanması gereken böyle iğrenç bir eyleme kalkışan faillerdir. Ailelerimiz hiçbir zaman korkmasınlar. Biz dernek olarak her zaman arkalarındayız. Önemli olan susmamak, çünkü sustuğumuz zaman susma eylemi sadece faillere yarıyor. Biz dernek olarak çocuklarımızın hiçbir bilgisini paylaşmıyoruz. Kim olduğu nerede yaşadıkları gibi bilgiler tamamen gizli tutuluyor. Sosyal medyada bu durumu bildirmek adına yapılan ihbarlarda maalesef çocuğun adı, görüntüsü ve yaşadığı yere kadar tüm bilgiyi paylaşıyorlar. Maalesef potansiyel istismarcılara açık adres gösteriyorlar. Biz bunu kesinlikle kabul etmiyoruz. İhbardan korkmasınlar bilgileri kesinlikle güvende bizimle. Bir suçu söylememek örtbas etmek de bir suçtur TCK’da. Aslında bu vicdani bir sorumluluktur. Çocuklar hepimizin hassa noktası ve göz bebeklerimiz. Onları korumak asil görevimiz diye düşünüyorum.