İYİ Parti Denizli Milletvekili Yasin Öztürk, Türkiye ve Denizli gündemini Egeyön TV’ye değerlendirdi. Öztürk, gönlündeki cumhurbaşkanı adayından, belediye ittifaklarına, ekonomik sıkıntılardan göçmenlere çok önemli açıklamalar yaptı. Öztürk, cumhurbaşkanlığı seçiminde millet ittifakının tek adayla seçime gireceğini açıkladı.
Egeyön TV’de Ahmet Deda ile Analiz programının konuğu İYİ Parti Denizli Milletvekili Yasin Öztürk oldu. Öztürk ülke ve Denizli gündemine dair çok önemli açıklamalarda bulundu.
İŞTE YASİN ÖZTÜRK RÖPORTAJI;
Mazot, gübre zamlarının ardında çiftçinin zor durumunu değerlendirir misiniz?
Çiftçilik kolay bir meslek değil. Tabiat şartlarının getirdiği zorlukların yanında ekip emeğinin karşılışını beklediğin bir meslek. Tüm emeklerinin karşılığında çiftçi satış yaptığı zaman parasını alıyor. Ama sürece kadar cebinde para olmayan çiftçi gübre, ilaç masraflarını karşılayamadığı için rekolte düşüyor. Bu dönemde tarlasına yeterli gübreyi atan çiftçiyi nadir gördüm. Bir traktörün deposunu doldurduktan sonra tarlaya girdiğinde bunu yıl sonuna kadar devam ettiren çiftçini çok az olduğunu görüyoruz. Onun için çiftçinin her alanda işi çok zor. İşin satış boyutunda ayrı sıkıntı var. Bugün pazarda mevsim sebzeleri bile ateş pahası. Burada nakliyenin büyük payı var. Üreten de satan da kazanamıyor. Kısa vadeli politikalarla bu iş çözülmez. Çiftçiyi kendi haline de bırakamazsınız. Soğan para etti diye tüm çiftçimiz soğan ekiyor. Bu sefer çok fazla olduğu için satamıyor. Burada devletin tarım müdürlükleri ile uzun vaadeli planlar yapması lazım. Bu planlama yapılmazsa çiftçi Türkiye’nin ihtiyacını nereden bilsin? Devletin bu alanda çiftçiyi yönlendirmesi ve bilinçlendirmesi gerekiyor. Doğru teşvikler doğru şekilde verilmelidir. Çiftçi geçen senenin teşviğini yeni alıyor yada alamıyor. Enflasyonla beraber bunun anlamı kalmıyor. Dekar başı değil, ürün temelli teşvik verilmelidir. Ayrıca üretilen ürüne katmadeğer katacak bölgesel yatırımlar yapılmalıdır.
Kooperatifler yasası tekrar gözden geçirilmeli mi?
Bizim kooperatifler yasamız öyle çok garip. İnşaat kooperatifi ile tarım birbirinden farklı görülmüyor. Geçmişte bölgesel kooperatiflerden ağzı yanan vatandaşlarımız da var. Onun için çiftçiye önce kooperatifin önemini ardından ürünlerinin doğru satışının anlatılması gerekiyor. Avrupa’da bunun örneği var. Buna benzer kooperatifler geliştirilmeli. Kooperatiflerdeki yolsuzlukları önlemenin yolu ise denetim mekanizmasını doğru işletmek. Devlet otokontrolü sağlamalı. Mevcut sistemde tepedeki denetlenemeyince alt tarafın denetimi farklılaşıyor. Alttakiler liyakatsiz koltuklarında oturdukları için siyasete güvenerek ‘ben yaptım oldu’ mantığıyla ilerliyorlar. İşin özü denetlemektir. Burada oraya onu göreve getiren kişiye yanlış bir emrinde ‘hayır’ diyebilecek insan lazım. Cesur insanlar lazım.
Ulaşım, zamlar ve OSB’de devam etmeyen çalışma hakkında ne düşünüyorsunuz?
Denizli Organize yolunda çalışma halen devam etmiyor. Koskoca Denizli-Ankara yolu sadece tek şerit çalışıyor. Önümüzde turizm sezonu var. Burada daha fazla yoğunluk olacak. OSB mesai başlangıç ve bitiş saatlerinde oradaki trafik kitlenme noktasına geliyor. Devlet buna aydır gözünü kapatıyor. O dönemde devlet yetkilileri bana ‘o dönemde kış şartları olduğunu, Mart ayına kadar ihaleyi alan müteahhitin böyle bir hakkı var’ dedi. Anlıyoruz ki günü kurtarmışlar. Mart depil Mayıs oldu. Hala çalışma yok. Burada müteahhtin de suçu yok. Maliyeti 2-3 kat artmış. O da ihale yasaklısı olmuş. Burası sadece bir örnek kamu ihalelerindeki herkesin durumu böyleydi. Şimdi kısmen iyileştirmeler yapıldı ama bu bile pansuman oldu. Burada AK Parti’nin yol yaptığını savunanlar oluyor. Bizim derdimiz yol yapması değil. Yol 3 lira iken neden 5 liraya yapılıyor? Bu tüm kamu ihaleleri için geçerli. Yapanlardan Allah razı olsun ama bunun içinden başka şeyler çıkarsa buna bakmamız lazım. İhalenin arkasında birileri oligark şekilde zenginleşiyorsa bunun peşindeyiz. Burada doğru denetim mekanizması gerekiyor. Ben 5’li çetenin adına artık 5’li oligark demeye başladım.
Denizli’deki beton üreticilerinin fiyat arttırarak kriz çıkarmasına ne diyorsunuz?
Bu 2 özel müteşebbis arasındaki durum. Denizli’de çimento fabrikaları ve hazır beton üreticileri var. Müteahhitle anlaşma yapılmış. 5-6 aylık çalışma sürecinde ara ara beton alması gerekiyor. Burada bir fiyat üzerine anlaşılıyor. Çimento maliyetleri birdebire artınca yüksek fiyat artışına gidildi. Kayseri’de bu maliyetler artmadı mı? Neden Denizli’de böyle bir olay oldu? Burada maliyetin ötesinde bir takım fırsatçılık var. 1 liralık zam geldiyse 3-4 liralık zam yapanlar var. Bu fırsatçıları açıkça deşifre etmek lazım. Denizli’deki hazır beton üreticileri tekelleşme yaptılar. Perde arkasında anlaşama yapıp tüm sektörü etkileyecek karar aldılar. Sonuçta bu vatandaşı etkiler. Çünkü müteahhit de bunu daire fiyatlarına yansıtır.
Seçimler yaklaştı. Size göre Denizli’de çözülmesi gereken önemli sorunlar ne?
Türkiye’nin geneline yansıyan sorunlar var. Bu sorunlar Denizli’nin de sorunları. Bu sorunlardan birincisi işsizlik. Biz muhalefet milletvekilleri olmamıza rağmen bize gelen talepler bile şaşırtıcı. İçler acısı hayat hikayeleriyle karşılaşıyoruz. İşsizlik çözümü için üretibilme yeteneğine tekrar sahip olmamız gerekiyor. Denizli de bir sanayi şehri. Çözümü belli. Üretim oldukça o üretimi yapabilecek insana ihtiyaç duyulacak.
Denizli merkezinde bakarsak. Göçlerle beraber şehir hayatı değişti. Denizli’de insanlar artık Çınar’a gelmiyor. Baktığınızda hep yabancılar var. Burada uyuşturucu dahil çok sayıda sorun ortaya çıkıyor. Burada İranlıların, Suriyelilerin uyuşturucu trafiğinde olduğunu hepimiz biliyoruz. Denizli’nin birçok ile yakın olması uyuşturucu işi yapanlar için biçilmez bir kaftan. Bu işi kaynağında bitirmemiz gerekiyor. Torbacıları toplamak bataklıktaki sivrisineği bitirmektir. Bataklığı kurutmak önemlidir. Bu konuda emniyet müdürümüz çok çaba sarf ediyor. Ama işin sosyolojik yapısını çözmeden olmaz. Göç kısmına bakarsak İranlılar için burası pilot bölgesi. Başka bir ülkeye gitmek isteyenler burada ikame ettiriliyor. Bu 3-4 seneyi geçiyor. İçlerindeki kalifiye insanları başka ülke hızlıca alıyor. Senin elinde işin posası kalıyor. Bunlar da burada geçinmek için kolay para için uyuşturucu işini yapıyorlar. Bunun çözülmesi lazım.
Seçim öncesi genel af bekliyor musunuz?
Cezaevinde umut bekleyen insanları umut verme anlamında birşey diyemiyorum. Onlar siyasilerin ağzdından çıkacak kelimeleri bekliyor. Seçim öncesinde sadece genel af değil. 3600’den EYT’sine kadar elinde ne kozu varsa mevcut iktidar oynamak zorunda. Açıkçası gidiyor. Gitmemek için yapmak zorundalar.
6’lı masada eksilme oldu. Hala iktidara var gücünüzle talip misiniz?
6’lı masa mevcut sistemin ülkeye uymadığını, yaşanan sorunların çoğunun bundan kaynaklı olduğunu ve güçlendirilmiş parlamenter sisteme ihtiyacın olduğu için masada buluşmuş partilerden oluşuyor. Aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı seçiminde tek bir adayda buluşabilmek için o masaya oturdular. Şuanda seçimlere kendi logomuzla gireceğiz diyen DEVA Partisi de dahil bu sözlere sadıklar. Ama ülkede seçim yasası ve şartlar değişti. Önümüzde bir erken seçim olmazsa zamanında yapılacak seçimde artık oylar devre dışı kaldığı için yani ittifakta daha az oy oranı olan partilerin milletvekili seçilmesi adına bu masada olmanın anlamı kalmadı. Sadece cumhurbaşkanlığı için ittifakın anlamı kaldı. Milletvekilinde ise herkes kendi oyu ile seçilecebilecek. Bunun için DEVA Partisi böyle bir karar aldı. Kararlarına saygı duymak lazım. Ülkede baraj 7’ye düşmüş, hazineden yardım alabilmenin barajı yüzde 3 iken bu karar aldındı. DEVA Partisi’nin stratejisi bir sonraki seçimler. Bu seçimde en az yüzde 3’ü geçerek varlıklarını sürdürmek istiyorlar. Böyle bir karar almaları doğal.
Cumhurbaşkanlığı seçimi ilk turunda tek adayla mı gidilecek?
Genel Başkanımız Meral Akşener bu konuda ısrarlı davrandı. 24 Haziranda olduğu gibi herkes kendi adayını çıkarsın ikinci tura kalanın etrafında birleşelim mantığı yerine ilk turdan itibaren tek adayla gidilmesini Sayın Akşener önermişti. Böyle olması da gerekiyor. Tek adayla gidilecek.
Aklınızda bir aday var mı?
Ben burada isimlere takılmamanın gerektiğini düşünüyorum. Toplumda şuanda İstanbul ve Ankara Belediye Başkanlarının isimleri geçiyor. Onların dışında Kemal Beyin adı geçiyor. Her ne kadar ‘Ben Başbakan Olacağım’ iddiasını söylemesine rağmen anketlerde Meral Hanım etkili görülüyor ve Tayyip Erdoğan’dan önde görülüyor. Burada ana aktör CHP. Biz toplumun kabullenebileceği duruma tamam verme durumundayız. Belediye başkanları aday olmazsa benim şahsımın gönlünden geçen Meral Akşener. Biz parlamenter sistem istediğimiz için bu sistemde de cumhurbaşkanlığı icra değil temsil makamıdır. Dolayısıyla hükümeti yönet isteyen Sayın Genel Başkanımızın iddiasının en doğrusu olduğunu düşünüyoruz. Bunun için de birinci parti olma iddiasıyla siyaset yapıyoruz.
CHP ile yerel yönetimlerde ittifakınız devam ediyor mu?
Burada bizim bir akidimiz var. 31 Mart 2024’e kadar bu akdimiz geçerli. Bundan önce genel seçimler var. Bu seçimlere kadar belediye başkanları ve meclis üyelerimize kendi vicdan terazilerinde bulundukları bölgeyi yönetmek kalıyor. Ankara siyasetinin buna müdahil olması çok uygun düşmüyor. Biz onları o yeterlilikte gördük ve seçtik. Hataları ve sevapları vardır. Bunların karnesi 31 Mart 2024’te çıkar. Bizim Türkiye genelinde ittifakımız var. Burada ufak bir belediyede yaşanan olumsuzluklar ana hedefimizden şaşırtmaz. Ana hedefimiz mevcut sistemi değiştirmek. Biz oradaki yapılan yanlışa takılırsak hata yaparız. Karne 31 Mart’ta 2024’te. Karnesi kötü olan kenara çekilmek zorunda kalabilir.