Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün gerçekleştirilen Kabine Toplantısı’nın ardından ekonomi için alınan kararları açıkladı. Erdoğan, “Oto galericilerinin araç alım satımından elde ettikleri kar ile yat, kotra, tekne ve gezinti gemilerinin satışında halen yüzde 1 olan KDV oranını yüzde 18’e yükseltiyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarının ardından değerlendirmelerde bulunan Otonomi Denizli Yönetim Kurulu Başkanı Berzan Taşer, sektör temsilcisi federasyon ve derneklerimizden fikir alınmadan verilmiş bu kararın büyük bir hata olduğunu kaydetti.
Başkan Taşer; “Sektörümüzün en büyük problemlerinden biri olan kayıt dışı ticarete bir teşvikte Cumhurbaşkanımızın verdiği kararla birlikte gelmiştir. Alım gücünün yeterince darlaştığı otomotiv sektörü verilen bu kararla tekrar yükselişe geçecektir. Ve kaçınılmaz olarak işin ehli olan yeterlilik belgesi sahibi esnafları da kayıt dışına itecektir” dedi.
Başkan Taşer açıklamasının devamında ise yaşanabilecek mağduriyetleri işaret ederek; “Bir diğer problem ise özelliikle ikinci el alım satımda vergiden kaçmak için güvene dayalı noterler nezdinde alınmayacak satışlar çok ciddi mağduriyetler yaşatacaktır. Mahkemelere intikal edecek çok fazla sorunla yüz yüzeyiz” dedi.
Sorun verginin azlığı değil diyen Başkan Taşer; “Biz sektör temsilcileri yıllardır sözlü ve yazılı olarak sürekli dile getiriyoruz. Türkiye’nin asıl sorunu vergiye tabi tutulmayan kayıt dışı dediğimiz satışlardır. Ayak üstü alınıp satılan milyonlarca vergisiz araç var. Bunların takibi gerekli şekilde yapılırsa ülke ekonomisi büyük kazanç sağlayacaktır. Şu anda alınan karar alıcı içinde satıcı içinde gereksiz bir yüktür” dedi.
Otonomi Denizli Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Erkan Deyneli, mevcut KDV artışının piyasadaki dengesizliği arttıracağını dile getirdi. Deyneli; “KDV artışı sektörel anlamda biz tüccarları çok etkilemeyecek olsa bile piyasalarda dengesizlik oluşmasına neden olacaktır. Uzun süredir yaşadığımız sorunlardan birisi ise 2. El araç piyasasında yaşanan fiyat dengesizliğidir. Bu nedenle alınan bu karar biz tüccarlar ile alıcılar arasında yaşanan gerilimi arttıracaktır. Bu kararın bir an önce geri alınması gerekmektedir. Yüzde 17’lik bir artış hiçbir sektörde daha önce görülmemişken sektörümüze böyle bir yük binmesi bizleri derinden üzmüştür” dedi.
Otonomi Denizli bünyesinde esnaflık yapmakta olan bazı tüccarlarda konuyla ilgili fikirlerini basınla paylaştı. Aktif Otomotiv sahibi Musa Kubur, mevcut KDV artışı kararının bir sorun dile getirdi. Kubur; “Asıl sorunun 2. el motorlu kara taşıtları ticareti hakkında uygulanmayan bazı kararlar asıl sıkıntı haline gelmiştir” dedi.
Aktif Otomotiv sahibi Musa Kubur; “Burada asıl sorun 2. el motorlu kara taşıtları ticareti ile uğraşan tüm esnaflarımızın yeterlilik belgesi sahibi olması gerekmektedir. 2. el araç satışında yapılan gerekli düzenlemeler acilen uygulamaya geçmelidir. Federasyonumuz ve meslek örgütü derneklerimiz gerekli çalışmaları yapsa da uygulama konusunda ciddi sorunlar yaşıyoruz. Bu problemler aşılmadan KDV artışı gibi suni müdahaleler ancak piyasa artışına etki edecektir” dedi.
Kubur, KDV artışının tüccarları çok etkileyemeyeceğini dile getirerek asıl sorunun devletin takip mekanizmasının bir an önce aktif hale gelmesi olduğunu kaydetti.
En son yaşamış olduğumuz fiyat artışlarıyla insanlarımızın alım gücü düşmüş durumda diyen Aktif Otomotiv sahibi Musa Kubur; “21. Yüzyıl Türkiye’sinde araç almak bir ihtiyaç değil artık lüks hale gelmiştir. Vatandaşımızın günden güne düşen alım gücü ile artık araba almayı düşünmesi bile zorlaşıyor. Bu ortamda insanlarımız ihtiyaçlarını her gün erteliyor. Araba almak yerine eski araçlarının bakımını yaptırarak binebildiğim kadar bu arabaya binerim diyen insanlarımız var. İnsanlarımızın alım gücü iyi olmadıktan sonra 10 liralık malı 5 liraya da satsak vatandaşımız yine de kafasını çevirecektir. İnsanlarımızın gelir kaynaklarının düzelmesi asıl temennimizdir” dedi.
Egemen Otomotiv Sahibi Hakan Sulayıcı’ da KDV artışının sektörü aşırı olumsuz etkilemeyeceğini düşünenlerden. Sulayıcı; “Zaten daha önce uygulanan bir sistemdi KDV ödemesi. Asıl önemli olan kayıt dışı ticaretin önüne geçmektir” dedi.
Bununla ilgili atılabilecek adımların olduğunu dile getiren Sulayıcı, “Yetki belgesi bu önemli adımlardan biriydi. Yetki belgesi haricinde 2. El ticaretinin tamamen kaldırılması gerekmektedir. Böylelikle kayıt dışını tamamıyla engellersiniz. Hem de devletin vergi gelirini arttırarak vatandaşın mağduriyetini ortadan kaldırmış olursun” dedi.
KDV artışı muhakkak piyasaya yansıyacaktır diyen Egemen Otomotiv sahibi Hakan Sulayıcı; “Biz bu KDV artışını maliyetimizin üzerine koyarak vatandaşa yansıtmak zorunda kalacağız. Ama bu iş kayıt dışına yarayacak, yıllardır verdiğimiz emeklerimizin tekrar ziyan olmasına neden olacaktır” dedi.
Özellikle sermayesi dar olan küçük esnaf bir şekilde ticareti şahıs üzerinden, vekaletler aracılığıyla yürütecek ve kayıt dışının önü açılacaktır diyen Sulayıcı; “Devletin ciddi bir vergi kayıbıyla yüz yüze kalacağını düşünüyoruz. Bu şekilde kayıt dışı arttıkça mağduriyetlerinde önünü kesemeyiz. KDV sistemine karşı olan esnaflar değiliz. Devletin hizmet etmesi için vergi alması gerekmektedir. Fakat sektör toplu anlamda kayıt altına alınmaz ve denetlenmezse bu çabalar boşa olacaktır” dedi.
Elimizin altında yetki belgesini almış binlerce esnaf var diyen Sulayıcı; “Bunların sistemde kayıtları mevcut. Bugün herhangi bir 2. El aracını satacak vatandaş notere gittiğinde ben bu arabayı satıyorum dediğinde satamamalı. Mutlaka devreye yetki belgesi olan kişi girmeli ve ticaret biz yetki belgesi sahibi tüccarlar girmeli. Böylelikle devletin kayıt dışının önüne tamamen geçmesi sağlanacak” dedi.
Bizlerin en büyük mağduriyeti, vatandaşın yıl içerisinde 3 araç alma hakkını kullanarak stokçuluğa yönelmesi olduğunu değinen Sulayıcı, “Ülkemizde mevcut bir enflasyon sorunu var. Vatandaşlarımızda yatırım aracı olarak arabaları tercih ediyor. Yılda 3 defa araç alma hakkını kullanarak araçları alıp bir köşeye koyuyor. Böylelikle araçlar piyasan çekilince bir fiyat artışı söz konusu oluyor. Bu nedenle fahiş fiyatlara araç satışı gerçekleşiyor. İhtiyacı olmadığı halde bunu bir yatırım aracı olarak gören vatandaşlarımız piyasayı çok ciddi etkiliyor. Bunun da önüne geçmek için biz tüccarların sistemin içerisine tam anlamıyla entegre edilmesi şart” dedi.