Sağlıklı beslenmek, ömür boyu sürdürülmesi gereken bir alışkanlıktır, ancak özel günlerde, davetlerde özellikle 3-4 gün süren bayramlarda öğün saatleri ve öğün düzenlerinin değişmesiye sağlıklı beslenme düzeni bozulabilmektedir/sekteye uğrayabilmektedir. Hele ki bu bayram toplumumuz için manevi değerinin yanında kavurma, tatlı, çikolata ve şekeriyle meşhur hepimizin dört gözle beklediği Kurban Bayramı ise. Ancak özellikle bu dönemde kalp-damar hastaları, diyabet hastaları, hipertansiyon hastaları ve böbrek hastaları gibi kronik hastalıklara sahip ve yüksek risk grubunda bulunan bireyler yani yaşlılar ve çocuklar (alerjik reaksiyonlar) daha dikkatli olmalıdır.
Alınması gereken önlemlerin herkes için geçerli olduğu unutulmayıp kurban bayramında da; sağlıklı beslenmenin temel prensiplerine, yiyecek seçimine, porsiyon kontrolüne ve besin gruplarının dengeli dağılımına her zaman özen gösterilmelidir.
Sağlıklı bir kurban bayramı geçirmek için ilk adım veteriner kontrolünden geçmiş sağlıklı bir kurbanlık almaktır. Kurbanlık kesimleri uygun şartların oluşturulduğu, veteriner kontrolünün sağlandığı, kesim öncesi ve kesim sonrası hijyen kurallarının dikkat edildiği yani sağlığa uygun ortamlarda yapılmalıdır. Aksi takdirde insan sağlığını tehdit eden mikroorganizmalar ile karşı karşıya kalmamız kaçınılmazdır. Etler uygun koşullarda kesilmezse, doğru pişirilmez, uygun sıcaklıklarda bekletilmezse hayvanlardan insanlara tenya, şarbon, tüberküloz, salmonella gibi zoonoz hastalıkları olarak adlandırılan bazı hastalıklar bulaşabilmektedir. Ülkemiz açısında önem arz etmekte olan bu hastalıkların birtakım basit kuralları uygulamakla önlenebileceği unutulmamalıdır.
Kırmızı et; iyi kalite hayvansal protein grubunda yer almasının yanında, demir, çinko, fosfor, magnezyum mineralleri ile B12, B6, B1 ve A vitaminleri içermektedir. Et grubu, C ve E vitaminini içermeyen besin grubumuzdur. Bu nedenle etlerin mutlaka sebzelerle birlikte pişirilmesi veya etlerin yanında C vitamininden zengin sebze/salata tüketilmesi oldukça önemlidir. Bu yöntem öğünümüzde besin çeşitliliği sağlayarak alınan posa miktarını artırır. Ayrıca sebzelerde bulunan C vitamini, demir mineralinin emilimine yardımcı olarak biyoyararlığını artırmaktadır.
Etler sindirimi zor olan besinlerdir. Yeni kesilmiş hayvanların etlerindeki ölüm katılığı (rigor mortis) denilen, hayvanın kesilmesi sırasında oluşan kas kasılması durumunun ortadan kaybolması ve pişirmede hem de sindirimde (hazımsızlık, şişkinlik, kabızlık veya ishal) zorluğa yol açmaması için, dolaba kaldırmadan ve tüketmeden önce yaklaşık 12-24 saat kadar beklemesi gerekmektedir. Taze etin Özellikle mide-bağırsak hastalığı olan kişiler kurban etlerini hemen tüketmemeli, buzdolabında birkaç gün beklettikten sonra, haşlama veya ızgarada pişirme yöntemiyle pişirerek tüketmelidir. Bayramın ilk günü tüketilmek istenen etler ise büyük parça et yemekleri yerine kıyma, kuşbaşı gibi küçük parça et yemekleri şeklinde tercih edilebilir. Parça et yemek isteniliyorsa da düdüklü tencerede iyice haşlandıktan sonra fırında pişirilerek tüketilebilir.
Diğer dikkat edilecek önemli nokta ise; bayramda zaten sık et tüketimiyle artan kalori alımının yanında bayram günlerinin vazgeçilmez ikramları tatlı ve çikolatadan mümkün olduğunca uzak durulmalıdır. Kan şekeri regulasyonunu bozarak kan şekerinde ani artış veya ani düşüş ve yağ depolanmasında hızlanmalara neden olan tatlı ve şekerlemeler kronik hastalığı olanlar, sağlığına dikkat edenler ve kilo kontrolü yapanlar için kaçınılması gereken gruptadır. Yapılan ziyaretlerde sunulan ikramlarda şerbetli ve hamurlu tatlılar yerine mümkün olduğunca meyve, dondurma, meyve tatlıları veya sütlü tatlılar gibi hafif olan besinlerin tercih edilerek tadımlık dediğimiz az miktarlarda tüketilmesine dikkat edilmelidir.
Suyun tüm metabolizmal aktivitelerin çalışması, organların sağlığı ve vücudun toksinlerden arınması gibi daha birçok hayati önemini bu bayramda da unutmayarak günde en az 8-10 su bardağı su içilmeli, sık sık ikram edilen çay, kahve, asitli-gazlı içeceklere hayır denilebilmelidir.