4.0 Bölge Kalkınma Modeli kongresinin kapanış konuşmasını yapan Eski CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, 16 Nisan Referandumunda YSK manüplasyonu ile ülkenin ortaçağa seviyesine gerilediğini öne sürerek, “24 Haziran seçimlerini kazansak bile artık hemen parlamenter sisteme geçmemiz mümkün değil. Tek adam sistemi geri kalmış ülkelerin sistemidir. Bundan dönmek için 24 haziran son şansımız. Tüm örgütlerimizle seferberlik ilan edip bu seçimden başarıyla çıkmalıyız. Türkiye 1’den büyüktür” dedi.
Quantum Akademi organizasyonu ile 25’incisi gerçekleştirilen 4.0 Bölge Kalkınma Modeli konferansı Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) toplantı salonunda gerçekleştirildi. Kerim Turan, Mustafa Çallıca, Güzeyde Kaçar ve Ayşe Hazer’in konuşmacı olarak katıldığı konferansın moderatörlüğünü Fatih Yaşa yaparken, kapanış konuşmasını ise Umut Oran yaptı.
Konferansta ilk konuşmayı yapan Kerim Turan, devrimin üreterek yapılabileceğini, üretim olmadan hiçbir alanda ilerleme sağlanamayacağını söyledi. Üniversitelerde çok sayıda gereksiz alan olduğunu iddia eden Turan, “Bu gereksiz bölümler kapanarak, yeni teknolojilere uyum sağlayacak yeni bölümler açılmalı. Bize yeni teknolojilere uyum sağlayacak eğitim kurumları lazım. Eğitimin en büyük sorunu, üretimin öğretilmemesidir, bu sorun 180 bin öğretmen atamasıyla çözülmez. Önce donanımlı öğretmenler yetiştirecek eğitim kurumları geliştirmeliyiz” dedi.
Gelecekte bilgi ve enerjiye sahip olanın dünyanın efendisi olacağını belirten Mustafa Çallıca ise konuşmasında “Eskiden köylü milletin efendisiydi ama artık kendi karnını doyuramıyor. Türkiye’nin tarım alanları 80 milyonu değil, 180 milyonu doyurabilecek yeterlilikte ama ülkeyi yönetenlerin beceriksizlikleri yüzünden yoksulluk sınırında yaşıyoruz. Biz daha yeni yeni 4.0’ı gündemimize almaya başlarken Japonlar 5.0’ı gündemleri almaya başladı. Geç kalmadan gerekli atılımları yapmalıyız” diye konuştu.
Tarım ve hayvancılıkta teknoloji devriminin önemine dikkat çeken Ayşe Hazer ise “Özellikle hayvancılıkta sanayi devrimi çok önemli. Bu bir cep telefonu üretmeye benzemiyor. Çünkü bir canlı ile uğraşıyorsunuz. İneklerin verileri sürekli gözlenerek en önemli sorun olan ölü doğumların önüne geçilebilir. Günümüzde en önemli sorunlardan birisi de karkas et ithal ediyoruz. Isıl işlem görmemiş eti bir yerden başka yerlere taşıyorsak, onunla birlikte başka şeyler de taşıyoruz demektir. İthal etlerde insanlar için ölümcül olan BS yani deli dana hastalığına rastlandı. Bununla birlikte bir çok salgın hastalığın da ülkemize girmiş olma ihtimali var” dedi.
Kentleşmenin bu şekilde devam etmesi durumunda bu kentlerde yaşayan insanların da gıda gereksinimlerini karşılamak için çözümler üretmesi gerektiğini belirten Güzeyde Kaçar, “Bunu gerçekleştiremezsek önümüzdeki yıllarda Afrika ülkeleriyle aynı duruma düşeceğiz. Akıllı kentler, içinde yaşayanların gıda ihtiyaçlarını da karşılayacak. Akıllı kenti de bize devasa fiyatlara satılan akıllı evlerle karıştırmayın. Birkaç cihaz takıldı diye ev akıllı olmuyor. Bu tuzağa düşmeyin” şeklinde konuştu.
Konuşmacıların ardından söz alan Bozkurt Belediye Başkanı Birsen Çelik, genelde iktidar olabilmek için önce yerelde kalkınmayı gerçekleştirmek gerektiğini söyledi. Çelik, “Biz göreve geldikten sonra Bozkurt’un şimdi mahalle olan çok sayıda orman köyü vardı. Biz bu ormanları 49 yıllığına belediyeye kazandırdık. Şu anda belediyeye ait 1 milyon metrekarenin üzerinde orman var. Bu ormanlarda yapılan seyreltme çalışmalarından her yıl 40-50 tır tomruk elde ediyoruz. Bu tomrukları satmak yerine belediyeye ait iş atölyelerinde kullanıyoruz. Ayrıca otsu ve odunsu atıkları değerlendirmek için biyokütle enerji santrali kuruyoruz. Çiftçilerimizin anız yakması yasak, hasattan sonra yaktıkları ayçiçeği sapı ve şeker pancarı atıklarını Cuma günleri Bozkurt’ta satın alıyoruz. Bu atıkları satan vatandaşımız, esnaftan alışveriş yapıyor. Böylece esnaf ta kazanıyor. Çitçilerimizin kullanmadığı arazilere ceviz ve badem bahçeleri yaptık ve bu bahçelerin gelirleri o mahallenin halkına kalıyor. Bir güneş enerji santrali yaptık. Bir tane daha yapıyoruz. Güneş Bozkurt’tan doğuyar” dedi.
Denizli ziyaretinde çok şeyler öğrendiğini belirten Umut Oran, “Türkiye bu kadar boş ve popülist politikalarla uğraşırken sizin yaptığınız deli işi. 5 yıldır devam eden bu toplantılara katılanları yürekten kutluyorum. Bozkurt Belediye Başkanımız kısıtlı imkanlarla inanılmaz işler yapıyor. Ben de 30 yıl boyunca Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde kalkınma modelleri üzerinde çalıştım. Bu işlerin ne kadar zor olduğunu biliyorum. 100 proje hayal edilir, biri uygulamaya geçer, bu diğerlerine örnek olur” diye konuştu.
Önce eğitimde kalitenin artması gerektiğini ifade eden Oran, “Eğitim 4.0 olmadan sanayide ve tarımda 4.0’ı yakalayamazsınız. Türkiye’de siyaset daha popülist ve oportünist bir şekilde yapılıyor. Burada CHP’ye büyük görev düşüyor. Burada yapılan çalışmaların CHP’nin cumhurbaşkanı adayına da iletildiğini bilmenizi isterim. Önümüzde tarihi 2 seçim var. Bu seçimde tarihi bir başarı elde etmemiz şart. 16 nisan referandumu ile fiili olarak rejim değişti. Biz iktidara gelirsek, bunu toparlayabilecek miyiz? Bildiğiniz gibi seçimi kazansak bile hemen arkasından parlamenter sisteme dönmemiz mümkün değil. Bu tek adam sistemi geri kalmış ülkelerin sistemi. Bizi bir anda ortaçağ seviyesine geri götürdü. Yeniden ileri gidebilmemiz için öncelikle vitesi boşa almalıyız. Ancak araba durduktan sonra ileriye hareket edebilir” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin tek adam rejimi ile uğraşırken dünyanın çok başka yerlerde olduğunu ifade eden Oran, “2024’te Mars’a insan taşınacak. Kıtalar arası roketlerle yolculuk çok kısa sürelerde tamamlanacak. Endüstri 4.0’ı kaçırırsak Osmanlı’nın sonu bizi bekliyor. İleriyi görebilmek için tarihten ders almalıyız. Osmanlı’nın en güçlü olduğu Fatih dönemini örnek almalıyız. İstanbul nasıl fethedildi? Düzenli ordu, liyakate dayalı bürokrasi ve güçlü ekonomi ile fethedildi” dedi.
AKP’nin 360 sayfalık seçim beyannamesini incelediğinde 16 yıldır aynı şeyleri söylediklerinin görüldüğünü iddia eden Oran, “Seçim beyannameleri bir anlamda acı bir itirafname olmuş. Bunu iyi kullanmamız gerekir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, referandumda milletten aldığı yetkiyi sonuna kadar götüremedi. 16 ayda pes etti. Koalisyona karşı olduklarını iddia ederlerken MHP’ye muhtaç hale geldiler” diye konuştu.
Seçim çalışmaları için genel merkezden veya bir yerlerden talimat bekleme lüksünün olmadığını söyleyen Oran, “Bu 25 günde seferberlik ruhu ile çalışmalıyız. Her gün 5 kişiyi ikna etsek, seçimde güzel sonuçlar alabiliriz. Seçim sırasında sandıklarımıza sahip çıkmalıyız. Geçtiğimiz seçimlerde 10 bin sandıkta bize hiç oy çıkmadı. Bu çok büyük bir oran. Bu tür olumsuzlukların önüne geçebilmemiz için sandık tutanakları doldurulurken mutlaka başında olmalıyız ve o islak imzalı tutanak elimizde olmalı. Yoksa atı alan üsküdarı geçiyor. Bir diğer konu da seçmenlerin sandığa taşınması. Son seçimlerde seçmenlerin tamamı sandığa gitse Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oyu yüzde 38’di. Herkes, bir şerlerden bir şeyler beklemeden evinin önünü süpürürse bu seçimlerden başarıyla çıkarız. Türkiye 1’den büyüktür” dedi.