European Southern Observatory’ye ait ve Şili, Mt Paranal’da bulunan VLT teleskobunun üzerindeki VISIR kamerası ile termal infrared (kızılötesi) tayfta 8 mikronluk bir görüntü olarak ‘Apep’ görüntülendi.
Uluslararası bir araştırma ekibi, yeni bir büyük kütleli yıldız sistemi tespit etti ve bu yeni keşif ile dev yıldızların sonunda nasıl öldüklerini açıklayan mevcut teorilerin tekrar gözden geçirilmesi gerektiği görüldü.
Araştırmacılardan biri olan New York University-Center for Cosmology and Particle Physics’ten Benjamin Pope, bu yıldız sisteminin kendi galaksimiz içinde türünün ilk keşfedilen örneği olduğunu belirtti.
Araştırmacılar spesifik olarak gama-ışını saçan bir progenitör (öncül) sistem keşfetti. Daha önceden yalnızca çok uzak galaksilerde gerçekleştiği ve gözlemlenebileceği düşünülen bu sistem, son derece kuvvetli ve dar plazma jetleri saçan bir süpernova tipi.
Araştırmacılar galaksimizde bu tip bir sistemin bulunmasını beklemediklerini buna karşın çok daha uzaktaki daha genç galaksilerde bulunabileceğini belirtiyor. Pope’a göre, parlaklığı ve görülebilirliği hesaba katıldığında çok daha önce keşfedilmemiş olmasının daha şaşırtıcı bir unsur.
Sistemin keşfi ve incelemenin detaylarına ilişkin rapor Nature Astronomy’de yayımlandı. Keşfedilen sisteme Mısır mitolojisinde, ışığın ve Güneş Tanrısı Ra’nın düşmanı, fırtınaların, depremlerin, kaos ve karanlıkların tanrısı Apophis’in (Apep) adı verildi ve ”Apep” olarak kayıtlara geçti.
New York University’ ve European Southern Observatory’ araştırmacıları dışında Netherlands Institute for Radio Astronomy, University of Sydney, University of Edinburgh, University of Sheffield ve University of New South Wales’ten araştırmacıları da bu çalışmaya dahil oldu.
Sistem, Dünya’dan yaklaşık 8.000 ışıkyılı uzaklıkta ve tozlarının aldığı şekil ile dönen bir fırıldak veya rüzgargülünü andırıyor. Oldukça yavaş hareket ediyor olması, bilimcilerin yıldızların yok oluşu hakkındaki mevcut teorilerin henüz tamamlanmamış olabileceği savını ortaya atmalarına neden oldu.
Evrenimizdeki yaşamların sonuna yaklaşmış olan en devasa yıldızlar, saniyede 1.000 kilometreden daha hızlı hareketleri dolayısıyla hızlı rüzgarlar oluştururlar. Bu rüzgarlar dolayısıyla da yıldızların kütlelerinde ciddi azalmalar olur.
Yıldızların rotasyonel enerjisini de beraberinde götüren bu hızlı rüzgarlar, yıldızları ölmeden önce bir miktar yavaşlatır. Bir partner ile birlikte genelde çift halinde bulunan bu dev yıldızlardan ölmekte olanın saçtığı materyaller eşlik eden diğer yıldız ile çarpışarak bir şok etkisi yaratır. Bu şok, X-ışını ve radyo frekansında ışınlar saçarak toz paternleri ortaya çıkartır.
“Apep’in tozlarının oluşturduğu rüzgargülü, gözlemlere göre sistemdeki rüzgarlardan daha yavaş hareket ediyor. Araştırmacılara göre bunun nedenlerinden birisi yıldızlardan birinin kendini parçalara ayıracak kadar çok hızlı dönüyor olması olabilir.
Bu rotasyon hızı, yıldızın yakıtı bitip süpernova olarak patlayacağı sırada, ekvator kısmından da önce kutuplarından çökerek gama-ışını patlamaları yayabileceği anlamına geliyor.
Kaynak: Nature Astronomy