Kabul edilen af yasasıyla birlikte, koşullu salıverilme oranı 2/3’ten yarıya, mükerrirler ve örgütlü suçlar bakımından infaz oranı 3/4’ten 2/3’e indirildi. Uyuşturucu ticareti ve cinsel istismar suçlarıyla, terör suçlarının 3/4 olan koşullu salıverilme oranları aynen muhafaza edildi. Bu suçların çocuklar tarafından işlenmesi halinde 2/3 olan koşullu salıverilme oranı değişmedi.
Gerçekleştirilen düzenlemenin içeriği ile ilgili CHP Denizli İl Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu sert bir açıklama yaptı.
Düşünce suçlarıyla ilgili insanlar içerde yatarken iki satır yazı yazıp hükümeti eleştirenler, gazeteciler, akademisyenler, yazarlar, siyasetçiler özgürlüklerinden yoksun bırakılırken; hırsızları, irtikap suçunu işleyenleri, çete kuranları ve üyelerini yasa dışı kumar oynatanları, fuhuş yaptıranları ve kadına şiddet uygulayanları salıvermenin akla, vicdana hiçbir şekilde uygunluğu yoktur.
Bir insan sadece barış istedi diye, bir insan sadece akademisyen diye bir insan sadece iktidar karşıtı diye içeride tutulacak; fakat yukarda belirttiğimiz suçları işleyenler dışarıda olacak. Burun hakla, hukukla, adaletle hiçbir örtüşür yanı yoktur.
Türk Ceza Kanunu’nda “kadına şiddet suçu” olarak bir suç tanımı yapılmamıştır. Bu nedenle eşe karşı işlenen suçların-kasten yaralama-suçu sayıldığı durumlarda cezaların infazında indirim yapılacaktır ki, bu da aile içi şiddette karnesi bu denli kötü olan ülkemiz için çok korkutucudur.
Düşüncelerini ifade etmenin adam öldürmekten daha kötü bir suç olduğunu savunan bir infaz yasasıyla karşı karşıyayız. Fikirlerini beyan edenler, kalemleri ile muktedirleri eleştirenler, gazeteciler, aydınlar, akademisyenler, siyasetçiler ve daha niceleri hala içerideyken “cezaevleribiraz dolu seyreltiverelim” yaklaşımıyla böylesine vicdanlara ve hukuka aykırı adalet düzenini yerle bir eden bir yasayı kabul etmemiz mümkün değildir. Zaten bu yasanın uygulanmasının devam etmesi halinde birkaç yıl sonra cezaevlerinin nüfusunu yeniden çoğalacağı aşikardır.