Adalet ve Kalkınma Partisi meclis grup toplantısı bugün gerçekleştirildi. Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen toplantıda Erdoğan, Kemal Kılıçdaroğlu’nun geçtiğimiz hafta kendisine ve ailesine yönelik iddialarına yönelik;”İspat ederse siyaseti bırakacağım, edemezse o bıraksın”dedi.
Grup toplantısında konuşan Recep Tayyip Erdoğan toplantıya geçtiğimiz hafta yaptıkları icraatları aktarması ile başladı. Erdoğan enerji atılımları,33. İSEDAK Bakanlar Toplantısı,Soçi toplantsı,15 Temmuz darbe girişiminden sonra ilk defa mezun veren Kara Harp Okulu töreninden,ABD Başkanı Trump ile gerçekleştirilen telefon görüşmesinden, Eğitimcilerle görüşmesinden, Kara Astsubay mezuniyet töreninden, Balıkesir AK Parti toplantısından, Kadına Yönelik Şiddet Uluslararası Mücadele Günü’nden grup toplantısında aktardı.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan Kemal Kılıçdaroğlu’nun iddialarına yönelik;”Kendisine ya iddialarını ispat etmesi ya da özür dilemesi çağrısını yaptım. Bununla da kalmadım, iddialarını ispat ederse benim siyaseti bırakacağımı ve cumhurbaşkanlığından ayrılacağımı, ispatlayamazsa da kendisinden siyaseti bırakmasını beklediğimi ifade ettim. Biraz sonra grup toplantısında güya belge açıklayacakmış. Geçmişte defalarca iddia ettiği yalan ve yanlışlığı bizimle ilgisi olmadığı ispatlanmış konuları ısıtıp ısıtıp yeniden gündeme getirecektir.Biliyorsunuz müflis tüccar eski defterleri karıştırırmış. Bu da yine aynı şekilde bakıyorsunuz yine kendine bir yerlerden bir şey gönderiliyor onlarla uğraşıyor. Benim çağrım açık. Elinde benim yurtdışına milyonlarca dolar paralar gönderdiğimi söylüyor. Belgesi var mı? Yok. Meselenin dünürlere kadar götürülmesi zaten saçmalığın dik alası. Bu çağrılarımın beyhude uğraştığımın farkındayım ama müfterilere de meydanı bırakmamak gerektiğini biliyorum.
Bugün sizlerle eskiden beri yaşanan ancak son zamanlarda giderek daha sık kulağıma gelmeye başlayan, beni de rahatsız eden bir hususu paylaşmak istiyorum. Bürokrasi başta olmak üzere pek çok yerde nerede işinin altından kalkamayan, nerede tembellik yapan, nerede sorumluluğunun yükünü taşıyamayan biri varsa hemen şu tarz ifadelerle sıyrılmaya çalışıyor. “Beyefendi böyle istiyor veya Cumhurbaşkanımız böyle istiyor veya külliye böyle istiyor” Bu yöntemin basit bürokratik işlemlerden, ömrümde hiç görmediğim tanışmadığım insanların tasfiyesine kadar her konuda kullanıldığı anlaşılıyor. Peki bunun ispatı var mı? benim ağzımdan çıkan böyle bir söz var mı?”dedi.
Erdoğan;”Sosyal medyada benim adıma ahkam kesenlerle ilgili rahatsızlığımı belirtmiştim. Bir kez daha tekrarlıyorum. Tüm milletime de sesleniyorum, eğer ben birisine bir şey söyleyeceksem, bir konuda tavır koyacaksam, bir irade beyan edeceksem, kimseyi aracı kılmaya ihtiyacım yok. Bunu bizzat kendim yaparım.Bırakınız Türkiye’yi dünyada bu konuda açık yürekli kararlı liderleri az görürsünüz. Bu kadar net. Kafasında kırk tilki dolaştırıp kırkının da kuyruğunu birbirine değdirmeyen sinsi tiplerden, riyakarlardan hiçbir zaman olmadık olmayacağız.”dedi.
Biz milletimize hizmet için gece gündüz demeden, şevkle, azimle çalışıyoruz. Herkesten de bu şekilde hizmet ortaya koymasını bekliyoruz. Bakan bakanlığını tıkayacak, siyasetçi teşkilatı tıkayacak ondan sonra da suçu bizim üstümüze atacak. Yok öyle yağma, herkes görevini yapacak. Cumhurbaşkanı olarak her zaman işini yapan herkesin, daima en büyük yardımcısı, destekçisi olmuşumdur. Önüme getirilen tüm konularla, kararımı muhataplara olumlu veya olumsuz olarak ifade etmişimdir. Herkesin yüzüne duymak istediğini söyleyip, arkadan başka işler çevirmek asla tarzım değildir.
Hiçbir teşkilatımızda şahsımın adı kullanarak kurallar kaideler dışında iş yapılmasına rıza gösteremem. Lütfen bizzat, ben bir bakanımı, bürokratı aramıyorsam babamın oğlu olsa kapıdan geri koysun. Tüm bakan arkadaşlarıma, şu 15 yıllık süre içinde her zaman bunu söylemişimdir.Adımı kullanarak sizlere kim geliyorsa, benden bir telefon almıyorsanız bana sorun ve bunun teyit etmiyorsam bu insanları lütfen gönderin. Ne demek adımı kullanmak? Bu bir defa bizim adabımıza bizim edebimize bizim siyaset etme anlayışımıza temeliyle terstir. Onlar kolaycılıktır. Bunu yapanlar açık söylüyorum, sahtekardır, dolandırıcıdır. Bunlara yol vermeyin.İsmimi unvanımı kendi yanlışına alet etmeye kalkan hiç kimseyi affedemem. Bu tarz davranışlarla karşılaşanlardan durumu Meclis’teki partideki cumhurbaşkanlığındaki özel kalem görevlilerimle lütfen şahsıma iletmelerini rica ediyorum.
Son günlerce yıl dönümleri vesilesiyle cumhuriyetimizi, Atatürk’ü sıkça andığımız için CHP’den her an cumhuriyet ve Atatürk karşıtı açıklamasını bekler hale geldik. CHP bu zat eliyle hızla maalesef ana muhalefet partisi olmaktan çıkıp, ana hıyanet partisi konumuna doğru sürüklenmektedir.
Tüm hayatı siyaset içinde geçmiş insanlar olarak meseleyi siyasetin dili içinde konuşmayı, tartışmayı seven insanlarız. Kaliteli siyaset sadece ülkenin büyümesine katkı sağlamakla kalmaz, aynı zamanda bununla meşgul olan insanların yaptıkları işten haz duymalarını sağlar.
Erdoğan;”CHP’nin eski genel başkanıyla tartışırdık. Kendisine kızardık, o bize kızardı vesaire. Karşılıklı atışırdık ama polemiklerimizin bir seviyesi vardı. Bugün ortada seviye falan kalmadı. Terbiyesizliklerini siyaset yapmak sanıyorlar. Muhatap alsak ağızlarının payını versek, biz kendimizi onların seviyesine düşürmüş oluyoruz. Ne yapacağımızı biz de şaşırdık. Milletimizi hakem tayin ediyoruz. İşte 2019 seçimleri yaklaşıyor. Milletimizin önüne çıkacağız. Biz yaptıklarımızı, yapacaklarımızı anlatacak sandıkta destek isteyeceğiz.Ana muhalefet de çıkacak heybesinde ne kadar iftira, hakaret, zehir varsa onları ortaya dökecek. Hazreti Mevlana’nın dediği gibi “küp içindekini sızdırır” İçinde bal varsa bal sızdırır, balçık varsa balçık sızdırır. Milletimiz görüyor, biliyor.Ailece biz bu zat hakkında manevi tazminat davamızı 1,5 milyon olarak avukatlarım müracaatlarını yaptılar. Sonuna kadar bu işin takipçisiyiz. Kovalayacağız, iftira at yok artık geçti o iş. Biz şöyle bir çizgi çekmiştik ama anlamadı. Çünkü cibilliyet meselesi bu. Cibilliyetinin gereğini yapıyor, biz ise insanlığımızın gereğini yaptık. Hukukumuzu hukuk içinde aramaya devam edeceğiz. Bir yanağıma vurdun mu, öbür yanağını bekle, bizden gelecek.”dedi.