İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesine tepkiler art arda geliyor. İYİ Parti Denizli İl Başkanı Raziye Akışık ve CHP Denizli İl Kadın Kolları Başkanı Ayşen Kocabay’dan sözleşmenin feshedilmesini sert bir dille eleştirdi.
Karara birçok kesimden tepki gelirken Denizli’nin tek kadın il başkanı olan ve henüz iki gün önce Güney Belediye Başkanı Halil Ayhan’ın cinsiyetçi yaklaşımına maruz kalan Akışık duruma sessiz kalmadı.
İYİ Parti İl Başkanı Raziye Akışık ‘Daha dün bir belediye başkanının yakışıksız yorumlarına maruz kalarak yaptığım açıklamanın gecesinde İstanbul Sözleşmesi’ni feshetmek, biz kadınları savunmasız bırakmış, sözlü ve fiziksel şiddete, tacize, tecavüze, öldürülmeye razı bırakmıştır’ dedi.
Akışık açıklamasının devamında ise “Türkiye, İstanbul Sözleşmesi’nin ilk imzacı devletlerinden olup 24 Kasım 2011’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 247 vekilden 246’sının kabul oyu, 1 vekilin çekimser oy vermesi ile “onaylayarak”, parlamentosundan geçiren ilk ülke olmuştur. Meclisin verdiği kararı tek adam yönetimi bir imza ile kaldırmıştır. Bir, iki yüz kırk yediden büyük mü? Her gün bir kadın dayak yiyor, öldürülüyor, tehdit ediliyor, şantaja uğruyor. Eksiksiz her haber bülteninde yer alan kadına şiddet haberlerine rağmen İstanbul Sözleşmesi’ni feshedilmesi çağ dışı bir davranıştır. Caydırıcı yasalarla kadınlarımızın koruma altına alınmasını beklerken, elimizdeki kanunun sabaha karşı tek bir imza ile feshedilmesi orta çağa geri dönüşün sinyalleridir. Bu ülkede 42 milyon kadın yaşıyor. Hepsinin hakkını hukukunu ellerinden alıyorsunuz. Kadınlar olarak toplumda eşitsiz ve adaletsiz bir biçimde yaşamaya çalışırken, kadınlar toplumda, sokakta, yaptıkları işte, sizin sayenizde küçümsenirken, cinsiyetçi yaklaşım gün geçtikçe artarken İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesini kabul edilemez. Bir insan kadınları savunan bir sözleşmeyi neden istemez? Rahat rahat dövebilsin, sövebilsin, öldürebilsin diye. Kadın düşmanlarını sevindirecek bir gelişmeye imza atıldı. Her gün en kötü ne olabilir ki derken, her gün daha kötüsü geliyor başımıza. En dibe gömülmeden çıkışı göremeyeceğiz anlaşılan. Bekliyoruz, sıradaki kötülük gelsin” diye konuştu.
CHP Denizli Kadın kolları il başkanı Ayşen Kocabay’ın şu ifadelere yer verdi;
Ülke adına karanlık bir güne uyandık. Kadınların can simidi olan İstanbul Sözleşmesi, bir gecede tek adam hükümeti tarafından feshedildi! Bu kararla, koruma ve uzaklaştırma kararlarına rağmen en güvenli yer olan evlerinde hatta sokak ortasında katledilen binlerce kadın; bir kez daha öldürülmüştür. 42 milyon kadının hakkı elinden alınmıştır.
Recep Tayyip Erdoğan tarafını bir kez daha belli ederek; kadınların yaşam hakkına sahip çıkan İstanbul Sözleşmesi’ne destek çıkacağına, zalimlerin yanında saf tutmuştur.
Türkiye’nin ilk imzacısı olduğu İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik her türlü şiddetin önlenmesi için devlete sorumluluk yüklemektedir. Psikolojik şiddet, ısrarlı takip, fiziksel şiddet, zorla evlendirme, cinsel ve ekonomik şiddet de dahil olmak üzere kadınları her türlü şiddetten koruyan en kapsamlı sözleşmedir. Şimdi AKP hükümetine soruyoruz: “Bu sözleşmenin neyinden rahatsız oldunuz?”
Kadını yok sayan düzenden doğan kadına yönelik şiddetin ateşini harlamak, şahsım hükümetinin haddi değildir. Kadına karşı vahşet ve aile içi şiddet vakalarında yaşanacak artışın vebali, İstanbul Sözleşmesi’ni feshedenlerin boynundadır.
20 Temmuz sivil darbesinin failleri durmuyor, haksız, hukuksuz ve adaletsiz uygulamalarına devam ediyor. Dün gece TBMM’ye bir darbe daha yapıldı ve kadınların uzun mücadeleler sonucunda elde ettiği kazanımlar heba edildi, evrensel değerlerden uzaklaşıldı.
Meclis’te oy birliğiyle kabul edilmiş olan İstanbul Sözleşmesi, milletin iradesi yok sayılarak feshedilemez. İnsan hakları, temel hak ve özgürlükler alanındaki sözleşmeler TBMM kararıyla; yani kanunla alınır. Bu karar açıkça Anayasamızı da yok saymaktır. Kadın cinayetleri politiktir. Biz, Erdoğan’ın TBMM’yi ve hukuku yok sayarak aldığı İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararını tanımıyoruz, tanımayacağız!
Biz kadınlar korkmuyoruz, sinmiyoruz, zalimlere itaat etmiyoruz, geri durmuyoruz. Onlar korku yaymaya çalıştıkça, bizim örgütlü gücümüz her geçen gün büyüyor. Onlar dallarımızı budamaya çalıştıkça, bizim köklerimiz güçleniyor.
Başta TBMM olmak üzere her platformda bu sözleşmenin gereklerinin yapılmasını sağlamak için kadın hareketiyle birlikte mücadelemize devam edeceğiz. Bundan sonra bulunduğumuz her alan; sokaklar, mahalleler, meydanlar dahil bizim için mücadele alanıdır.
Vicdan sahibi her erkeğin annesi, eşi, kardeşi, arkadaşı olan ve yaşamın eşit ortağı olan kadınlarla beraber olacağını biliyoruz. Biz, hep birlikte bu zulme dur diyeceğiz. Türkiye’ye aydınlık günleri bizler getireceğiz!