İYİ Parti’li Sunat ve Öztürk, Mecliste basın toplantısı düzenledi. Sunat, 2019 itibarıyla devamsızlık, kayıt dondurma, ekonomi, Kovid-19 salgını ve psikososyolojik nedenlerle yaklaşık 500 bin üniversite öğrencisinin kaydının silindiğini söyledi.
İYİ Parti Denizli Milletvekili Yasin Öztürk açıklamalarına şu şekilde yer verdi;
” Yükseköğretim Kanununa göre öğrencilerimiz, öğrenim süresi iki yıl olan ön lisans programlarını azami dört yıl, öğrenim süresi dört yıl olan lisans programlarını azami yedi yıl, öğrenim süresi beş yıl olan lisans programlarını azami sekiz yıl, öğrenim süresi altı yıl olan lisans programlarını azami dokuz yıl içinde tamamlamak zorundadır.
Bu süre 1 yıl süreli yabancı dil hazırlık sınıfı hariç, kayıt olduğu programa ilişkin derslerin verildiği dönemden başlamak üzere hesaplanmaktadır.
Yükseköğretim Kurumuna göre “eğitim, başarıya endeksli bir şekilde bir şekilde kurgulanmalı” bu nedenle de azami eğitim süresi şart…
Üniversitelerimizde eğitim almak için her yıl milyonlarca öğrencinin sınava girdiği düşünüldüğünde eğitimin tamamlanması için bir sınırlama getirilmesi gerekiyor ama ülke gerçekleri dikkate alındığında bu süre yeterli değildir.
Lisans programına 2014-2015 güz yarıyılında başlayan öğrencilerimiz için azami süre dolmuştur…
Ancak kendilerine öğretimlerini tamamlamaları için azami süre verilen öğrencilerimizin asgari sorunlarına bile çözüm bulunamamıştır.
2021-2022 yılı öğretim dönemi birçok öğrencimiz için açılamadan kapanmıştır…
Üniversite öğrencilerimizin en büyük sorunu barınma…
Ama iktidar öğrencilerimize diyor ki, PARAN YOKSA ÜNİVERSİTEDE BARIN-MA….
Bu sorun çözmeye niyetiniz var ise öngörülebilir ve çözülebilir bir sorun…
Ama niyet her krizi fırsata çevirmek olunca, iktidar bunu da bir nimet olarak kabul edip, iktidara yakın sözde kamu yararına çalışan vakıflara kaynak aktarmayı barınma sorununa çözümmüş gibi sunmaya çalışıyor…
“Başarıya endeksli yüksek öğretimde” öğrencilerin başarı durumlarını etkileyen birçok faktör vardır;
Ekonomik problemler, sosyo kültürel problemler, psikolojk problemler, sağlık problemleri ve eğitim öğretim problemleri öğrencinin akademik başarısını etkileyen faktörler arasında ilk sıralarda yer alsa da, öğrencinin çevresi ile geliştirdiği iletişim tutumları bile başarısızlıkta önemli rol oynamaktadır.
Öğrencinin başarı ve veya başarısız olma durumu akademisyenlerin tutumuyla da doğrudan ilgilidir. Dersinin anlatımı, bilginin öğrenciye aktarılabilme biçimi, öğrencide motivasyon oluşturma gibi faktörler de başarı durumunu doğrudan etkilemektedir.
Bunların hepsi birbirine zincirleme bağlı ve biri diğerini tetikleyen faktörlerdir.
Bunlara bir de malum COVİD 19 salgını eklendi.
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) 2020 Değerlendirme Raporu’na göre; 121 Üniversite 23 Mart 2020’de, 41 üniversite 30 Mart 2020’de ve 25 üniversite de 6 Nisan 2020’de uzaktan eğitime geçmiştir.
Karar bir süredir alışkın olduğu gibi gece yarısı alınmış ve birçok üniversite ani alınan bu kararın gereğini yeterli teknolojik altyapısı olmaması nedeniyle yerine getirememiştir.
Üniversitelerin uzaktan eğitime geçmesiyle birlikte öğrencilerin birçoğu eğitim-öğretim hayatlarına devam ettikleri şehirlerden, ailelerinin yaşadığı şehirlere dönmek zorunda kalmış, özellikle aileleri kırsal kesimlerde ikamet eden öğrenciler için internet erişimi uzaktan eğitimin en büyük sorunu halini almış ve bu durum öğrencilerin sınavlarına başarısızlık olarak yansımıştır.
Öte yandan yaklaşık 68 bin vatandaşımız Covid-19 nedeniyle hayatını kaybetmiştir.
Kayıplarımızın hepimizi derinden etkilediği bu süreçten, öğrencilerimizi ayrı tutabilmemiz mümkün değildir. Ailesinin, yakınlarının, arkadaşlarının vefatı ve hasta sayılarının her geçen gün artması özellikle gençlerde kaygı bozukluklarına sebebiyet vermiştir.
Hastalık nedeniyle derslere giremeyen, ikamet ettiği bölgede internet erişimi imkanı olmayan ya da ekonomik sıkıntısı nedeniyle uzaktan eğitim materyallerine erişemeyen, çalışmak zorunda olduğu için derslere katılamayan öğrencilerimiz bu süreçten fazlasıyla etkilenmiştir.
Üniversite öğrencilerinin affına ilişkin ilk düzenleme 1983 yılında yapılmış, bu düzenlemenin ardından 2000 yılına kadar olan sürede neredeyse 2 yılda bir öğrenci affı çıkarılmıştır. 2000 yılında çıkarılan aftan sonra 2005, 2008, 2011, 2012 ve son olarak 2018’de öğrenci affı düzenlemesi yapılmış, son aftan sonra yaklaşık 500 binin üzerinde öğrenci yeniden üniversitede öğrenim hakkına kavuşmuştur.
En temel insan haklarından biri olarak kabul edilen eğitim hakkı, devletin olumlu katkısını zorunlu kılan sosyal bir haktır.
Şu an sadece ekonomik imkansızlıkları nedeniyle kayıt bile olamadığı için eğitim hakkı elinden alınan on binlerce öğrencimiz bulunmaktadır. Yine bağlı bulundukları yükseköğretim kurumlarında azami eğitim süresini her ne sebeple olursa olsun tamamlayamayan öğrencilerimiz Meclisimizden bir af beklemektedir.
Biz diyoruz ki, terör suçundan hüküm giymemek, terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı nedeniyle ilişiği kesilmemek koşuluyla öğrencilerimize bir şans tanıyalım ve 2021-2022 yılı öğretim yılında okullarına devam edebilmeleri için bir düzenleme yapalım…
Ve bunun için acele bir adım atalım…
Bu yeterince imkan sunamadığımız gençlerimize bir borcumuzdur.
Gençlerimize olan bu borcu teklif İYİ Parti’den geldiği için reddedecekseniz biz hazırız teklifimizi de geri çekeriz, siz bu kanun teklifini getirin biz sizi destekleyelim.
Yeter ki eğitim hakkı elinden kayıp gidecek gençlerimizin çığlığını duyun… “