Romanya’da (Eflak) Akdeniz Parlementerler Asamblesi 12. Genel Kurulu toplantısına katılan AKDENİZ PA Üyesi Denizli AK Parti Milletvekili ve MKYK Üyesi Av. Cahit Özkan burada yaptığı açıklamada sınırımızdaki teröristleri temizlemeye yönelik başlatılan Zeytin Dalı Operasyonunu anlattı.
TÜRKİYE’NİN, SINIRINDA HERHANGİ BİR TERÖR UNSURUNUN MEVCUDİYETİNE MÜSAMAHA GÖSTERMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR
Türkiye, ulusal güvenliği için risk ve tehdit oluşturan birçok terör örgütüyle mücadele halinde olduğunu ifade eden Özkan: “Terör örgütleriyle mücadele kararlılığımız kesin ve nettir. Uluslararası platformlarda bu çerçevede ortaya konulan çabalara en başından itibaren tam destek verdik. Bu arada da Fırat Kalkanı Operasyonu ile sınırlarımızın bir kısmını teröristlerden temizledik. Ancak, sınırlarımıza yönelik Suriye kaynaklı terör tehditleri sona ermiş değildir. Türkiye’nin, sınırlarında herhangi bir terör unsurunun varlığına müsamaha göstermesi asla ve asla mümkün değildir. Bu terör örgütlerinin varlığı, ulusal güvenliğimizi ve sınırlarımızın güvenliğini tehdit eder hale gelmiştir.”diye belirtti.
Suriye’nin kuzeybatısındaki Afrin bölgesinde konuşlanan PKK/KCK/PYD-YPG terör örgütü unsurlarının, gerek dost ve kardeş bölge halkı, gerek sınırlarımız civarında yaşayan vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğine yönelttiği tehlikenin, son dönemde artan taciz atışları ve saldırılarıyla ileri düzeye taşındığını vurgulayan Özkan, Afrin bölgesinden Hatay ve Kilis illerimiz ile civardaki karakol ve üslerimizin yanı sıra, İdlip’te konuşlu askeri gözlem noktalarımıza 2017 yılı başından bugüne kadar 700’e yakın taciz ve saldırı gerçekleştiğine değindi.
Suriye’nin diğer kesimlerinden gelen ve bu bölgede bulunan gerek DEAŞ unsurları gerekse diğer terör gruplarının ülkemize saldırı düzenlemeleri ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya geçiş yapmaları riskinin bulunduğunu söyleyen Özkan:
“Bu sebeplerden dolayı, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından 20 Ocak 2018 tarihinde “Zeytin Dalı Harekatı” başlatılmıştır. Harekat, uluslararası hukuk temelinde, BM Şartı’nın 51. maddesinden kaynaklanan meşru müdafaa hakkımız ve BM Güvenlik Konseyi’nin terörizmle mücadeleye ilişkin 1373(2001), 1624(2005), 2170(2014) ve 2178(2014) sayılı kararları uyarınca, Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygı temelinde yürütülmektedir. Uluslararası toplumu harekatın hukuki zemini ve gerekçeleri ile hedefleri hakkında bilgilendirmek üzere gereken adımlar atılmıştır.
Harekatın planlama ve yürütülmesi sırasında, sadece bahse konu terör unsurları ile bu unsurlara ait barınak, sığınak, mevzi, silah, araç ve gereç hedef alınmaktadır. Sivil halkın zarar görmemesi için gereken her türlü tedbir alınmıştır. Nitekim, bugüne kadar harekat sahasında hiçbir sivil kayıp yaşanmamış olması bu hassasiyetimizin en önemli göstergesidir. Ancak, PYD/YPG tarafından başka tarih ve yerlerde çekilmiş görsel malzemeyle sivillerin öldürüldüğü yönünde bir algı operasyonu yürütüldüğü görülmektedir.
Bunların aksine, PYD/YPG harekatın başlangıcından itibaren Hatay ve Kilis illerimize 90’dan fazla saldırı düzenleyerek çok sayıda vatandaşımızın ölümüne ve yaralanmasına sebep olmuştur. PYD/YPG bir camiye saldırarak ibadet etmekte olan vatandaşlarımızı bile hedef alabilecek alçaklığı göstermiştir.”dedi.
PKK’nın PYD/YPG’yle bağlantısından şüphe duyulmaması gerektiğini, PKK teröristleri ve sempatizanlarının harekatı protesto etmek amacıyla çeşitli Avrupa ülkelerinde düzenledikleri gösteriler ve şiddet olayları, PKK ve PYD/YPG arasındaki organik bağı bir kez daha ortaya koyduğunu vurgulayan Özkan: “Asılsız ve içerisi boş iddiaların aksine, harekat alanından bulunan dini ve kültürel yapılar, tarihi eserler ve arkeolojik kalıntılar tarihimizde olduğu gibi bu operasyonlar sırasında kesinlikle hedef alınmamış; uluslararası hukuk ve anlaşmalarca yasaklanmış silah ve mühimmat hiçbir şekilde kullanılmamıştır. Bununla beraber herkes bilmelidir ki ;Harekat, terör unsurları bu bölgeden temizlenene, ulusal güvenliğimiz tam anlamıyla sağlanana dek sürecektir” diyerek sözlerine son verdi.
