Özel Denizli Cerrahi Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Gülşah Özcan, çocuklarla iletişimde dikkat edilmesi gereken konular hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Uzman Klinik Psikolog Özcan, iletişim sürecinin anne rahminde başladığını vurgulayarak, doğumla birlikte ilk nefesi alıp, ağlamasının çocuğun dünya ile iletişime geçtiğinin ilk işareti olduğunu söyledi. Doğum sonrası bebekle ilk iletişimin davranışsal ve beden dili ile olduğunu belirten Uzm. Psikolog Özcan, “Yaşları ilerledikçe iletişim kurma şekilleri de değişkenlik gösterir. Sağlıklı gelişim için de sağlıklı iletişim kurma yöntemleri gerekir. Çocukları, tüm haklara sahip birer birey olarak benimsemek, kendi özel ihtiyaçları ve yetenekleri bulunduğunu kabul etmek, onları dinlemek ve saygı ve empati göstermek gerekir. Erişkinler çocuklarına rol model olur, çocukları onları taklit ederler. Bu bağlamda aile içinde kurulan diğer bireyler arasındaki iletişim de önemlidir. Kurulan ilişkininde çocuğun gelişim dönemine uygun olması da diğer önemli bir konudur. İletişim kurarken her çocuğun farklı ihtiyaçları ve özellikleri olabileceği unutulmamalıdır” dedi.
Yapılan araştırmalarda korku oluşturan söylemlerin çocuklarda etkili olmadığını belirten Özcan, “Çocuklarla olan iletişimde “yap” “yapma” tarzı söylemin ne kadar etkili olduğu tartışmalıdır. Yapılan birçok araştırmada çocuklarda korku oluşturan söylemlerin etkili olmadığı, hatta uygun bir alternatif sunulmadığı zaman davranışı söndürmediği gibi olumsuz davranışlara neden olabildiği gösterilmiştir. Sevildiği ve güvende olduğunu hissetmeyen çocuk sorunlarıyla baş etmede başarısız olmaktadır. Saygı gördüğünü ve düşüncelerine önem verildiğini hisseden çocuk ise daha sağlıklı seçimler yapmakta ve topluma daha fazla uyum sağlamaktadır” ifadelerini kullandı.
Çocuklara nasıl davranılması gerektiğini belirten Uzman Klinik Psikolog Gülşah Özcan, “Sağlıklı iletişim, çocuklarla olan bağlarımızı güçlendirir ve onların da bizi dinlemesini kolaylaştırır. İletişim esnasında çocukların konuşmasına fırsat tanımak ve konuşmaları konusunda cesaretlendirmek gerekir. Çocuklar konuşurken vücut dillerine ve kelimelere yaptıkları vurgulara da dikkat edilmelidir. Çocukların sözlerini bitirmesini beklemek ve ondan sonra konuşmak en iyisidir. Yapmasını istenilen şeyler basit ve net bir dille anlatılmalıdır. Eleştiri ve utandırmaktan kaçınılmalıdır. Yanlış bir hareket görüldüğünde, niçin o hareketi tekrar yapmaması gerektiği anlatılmalıdır. Erişkinler de diğer insanlarla saygılı bir şekilde konuşarak rol model olmalıdır. Çocukların yalnızca güzel şeyleri değil, sıkıntı, endişe, üzüntü ve öfkelerini de anlatmalarına izin verilmelidir. Çocuğun yaşadığı duygusunu anlamak ve kabul etmek iletişimin önemli bir parçasıdır. Duygular konusunda ebeveynlerinden rehberlik alan çocukların daha sağlıklı, başarılı, esnek ve dayanıklı olduğunu gösteren araştırmalar vardır. Unutulmamalıdır ki çocukların en zorlu davranışlarda bulunup, en yoğun duygular içinde oldukları anları, onların, ebeveynlerine en çok ihtiyaç duydukları anlardır” şeklinde konuştu.
