Denizli Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi Diş Tabibi Asuman Karaağaç kanal tedavisinin günümüz teknolojisinde zor uygulanabilir bir tedavi olmaktan çıktığını, tedavide hekim – hasta koordinasyonu ile birlikte başarı oranının yükseldiğini söyledi.
Dişlerin en dışta mine denilen sert doku, altında sinir uzantılarının bulunduğu dentin ve en içte de pulpa denilen 3 katmandan oluştuğunu söyleyen Dt. Asuman Karaağaç kanal tedavisinin pulpayı yani damar ve sinir paketini içeren bağ dokusunu ilgilendirdiğini söyledi.
Pulpa hastalıklarının akut kronik ve travmatik kaynaklı iltihaplar şeklinde ortaya çıktığını anlatan Karaağaç; “ İltihap vücudun mikopları, zararlı maddeleri ve ölü hücreleri ortadan kaldırmak için kullandığı savunma yöntemidir. Hızla başlayan ve kısa sürede geçen iltihaplara akut iltihaplar, yavaş seyreden ve uzun süreli devam eden iltihaplara kronik iltihaplar denir. Akut iltihap durumunda hasta şiddetli ağrı, dişin üzerine basamama, dişte uzama hissi, özellikle sıcakta artan ağrı ile başvurur. Gece ağrısı ve kendiliğinden gelişen ağrılar da yine akut pulpa iltihabının ayırıcı tanılarındandır. Soğuk uygulaması ağrıyı rahatlatır. Kronik iltihaplarda ise büyük oranda dişler ölüdür. Çoğunda akutlaşma evresine kadar hasta ağrı hissetmez. Klinik muayenede genelde madde kaybı büyük bir çürük, kök ucu hizasında fistül dediğimiz iltihap akıntı deliği ve radyolojik muayenede kök ucu lezyon görüntüsü mevcuttur. Travma sonucu kanal tedavisi gerektiren durumlar ise pulpayı içine alan bir kırık hattı veya travma neticesinde dişin beslenmesinin bozularak ölmesidir. En sık rastlanan şekliyle bahsettiğimiz tüm bu durumlarda dişe kanal tedavisi öngörülerek kazanımı sağlanır” dedi.
Kanal tedavisinde hekim hasta koordinasyonunun çök önemli olduğuna değinen Dt. Asuman Karaağaç; “ Tedavi yapılırken iyi bir anestezi sonrası dişte çürük alanlar temizlenerek kök kanal ağızlarının görülebileceği bir preparasyon yapılır. Uygun aletlerle kök kanalının içine girilerek kanal içinin temizlenmesi, genişletilmesi ve yıkanarak dezenfeksiyonu sağlanır. Ardından kanallar sızdırmaz bir dolgu maddesi ile doldurulur. Daha sonra da diş kronunun restorasyonu ile tedavi tamamlanır. Enfeksiyonun şiddeti ve durumuna göre bazen tek bazen birkaç seans çalışma gerekebilir. Günümüz teknolojisinde kanal tedavisi zor uygulanabilir bir tedavi olmaktan çıkmış ve başarı oranı da artmıştır. Diş tedavilerinde tercihimiz her zaman öncelikle dişi canlı tutmak, iltihabik durumlarda ise kanal tedavisi ile ağızda kalmasını sağlamak yönünde olmalıdır” dedi.