Denizli’de mide kanseri teşhisi konulan 55 yaşındaki Binali Yiğit, kapalı ameliyat olarak bilinen laparoskopik yöntemle sağlığına kavuştu.
Hem Türkiye’de hem de dünyada giderek artan, çağın hastalığı kansere laparoskopik (kapalı) cerrahi yöntemiyle ağrısız ve izsiz müdahale ediliyor.
Pamukkale Üniversitesi Hastanesi Genel Cerrahi bölümüne iştahsızlık, karın ağrısı, kilo kaybı şikayetleri ile başvuran hastaya yapılan endoskopik değerlendirme neticesinde mide kanseri teşhisi kondu ve gerekli ön hazırlıklar yapılarak operasyona alındı.
Pamukkale Üniversitesi Hastanesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Kağan Gökakın, yaptığı açıklamada, “Genel anestezi altında yapılan ve karın üzerinde küçük delikler açılarak iç organların görüntülenmesi prensibine dayanan bir ameliyat şekli olan” Laparoskopik” ameliyatların artık birçok kanser hastalıklarında başarıyla uygulandığını bildirdi. Günümüzde karın içi organlarımızda mide, kolon, karaciğer ve böbrek gibi organların kanserleri yoğunluklu olarak açık ameliyat yapılmaktadır. Ama ilerleyen teknoloji ve deneyimler sayesinde bu tür vakalara açık ameliyata gerek kalmadan laparoskopik cerrahiyle müdahale edilebiliyor. PAÜ Hastanesinde başarıyla yapılmış olmasının, Türkiye’de tıp bilimi ve sağlık alanında katedilen mesafenin öneminin çok açık göstergesi” olduğunu dile getirdi. Kapalı ameliyatların, tüm dünyada hekimler ve hastalar tarafından çok tercih edildiğini vurgulayan Gökakın, sağlık kuruluşunda belli bir teknik alt yapının gerekliliği yanında, operasyonu yapacak ekibin de deneyim sahibi olması gerektiğini bildirdi.” dedi.
Pamukkale Üniversitesi Hastanesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Muhammed Raşid Aykota yaptığı açıklamada, mide kanserinin özellikle son yıllarda sigara, beslenme alışkanlıkları ile ortalama yaşam süresinin uzaması, tanı yöntemlerinin artması ve düzenli sağlık kontrollerine ağırlık verilmesi gibi çeşitli nedenlere bağlı olarak görülme sıklığının arttığını söyledi. Tıpta teknolojinin sunduğu imkanlar sonucunda geçmişe oranla çok daha erken evrede tanı konulduğunu ifade eden Aykota, mide tümörlerinin tüm dünyada 2. sıklıkta rastlanan tümörler olduğunu dile getirdi. Mide tümörünün, kilo kaybı, karın ağrısı, iştahsızlık ve kusma gibi şikayetler ile kendini gösterdiğine işaret ederek, zamanında ve uygun tedavi yapılmadığında ölümle sonuçlandığına dikkati çekti. Kapalı cerrahi ile kötü huylu mide tümörü ameliyatlarının artık PAÜ Hastanesinde de başarılı bir şekilde gerçekleştirildiğini” açıklayarak şunları da kaydetti: “Ülkemizde son yıllarda tüm dünyada olduğu gibi cerrahi işlemlerin kapalı yani laparoskopik yöntemlerle yapılması, hem hasta konforu açısından hem de ameliyat sonrası iyileşme döneminin kısalığı ve iş gücü kaybının az olması nedeniyle tercih edilmektedir. Kapalı yöntemlerle kalın bağırsak kanserleri dahil, çok sayıda ameliyat hali hazırda zaten ülkemizde ve kliniklerimizde başarıyla yapılmaktadır. Biz, Japonya ve Amerika’da son yıllarda başarıyla yapılan yöntemi Pamukkale Üniversitesi Hastanesi Genel Cerrahi Kliniğinde gerçekleştirdik, Total Gastrektomi operasyonu sonrası hasta 7. Gün sağlıklı bir şekilde taburcu edildi.
Gökakın, ”Kapalı cerrahinin hasta açısından özellikle operasyon sonrası riskleri minimum düzeye düşürdüğünü, iyileşme hızını artırdığını, hastanın kısa sürede sosyal yaşama dönmesine imkan verdiğini” ifade etti. Her hastanın bu tedaviye uygun olmadığının altını çizdi ve ameliyat öncesi yapılacak değerlendirmede tümörün evresine ve hastanın genel durumuna göre karar verildiğini söyledi.