Denizli’de sağlık meslek örgütleri ve sendikalarının temsilcileri bir toplantı gerçekleştirdi. Toplantının ardından ortaya konan sağlıktaki sorunlar bugün gerçekleştirilen basın toplantısında kamuoyu ile paylaşıldı. Basın toplantısında bildiriyi okuyan Denizli Tabip Odası Başkanı Fazıl Necdet Ardıç, sorunların çözümü için diyalog zemini aradıklarını söyledi. Doktorların günde 70 hasta bakmasının dayatıldığı hasta başına 5,5 dakika ayırabildikleri bunun da ‘zorunlu özensizlik’ getirdiği vurgulandı.
Denizli Tabip Odası Başkanı Fazıl Necdet Ardıç, Genel Sağlık İş Sendikası Yöneticisi Emre Berberoğlu, Denizli Diş Hekimleri Odası Başkan Yardımcısı Mehmet Rıza Soytekin, Aile Hekimleri Çalışanları Yönetim Kurulu Üyesi Rıza Yıldırım Denizli Gazeteciler Cemiyeti’nde basın toplantısı gerçekleştirdi. Toplantıda 10 Ekim 2022 tarihinde sağlık meslek örgütleri ve sendikalarının temsilcileri toplantısı sonrası ortaya çıkan metni ve değişikliklerin sağlık sisteminde yarattığı etkileri kamuoyu ile paylaşıldı.
Denizli Tabip Odası Başkanı Fazıl Necdet Ardıç şu ifadelere yer verdi;
Bu ay başında İstanbul’da özel bir hastanede ortaya çıkan yoğun bakımda yatan bir hastaya kötü muameleyi gösteren videolar biz sağlık çalışanlarını çok üzmüştür. Olayı şiddetle kınıyoruz. Bu vesileyle sağlık çalışanlarının eğitiminin, psikolojik durumunun ve liyakatının ne kadar önemli olduğunu vurgulamak istiyoruz. Herkes sağlık çalışanı olamaz. Ruhen ve bedenen dayanıklılık ve yüksek ahlak gerektirir. Bu şartlara uymayanların sağlık kurumlarında çalışması engellenmelidir. Aynı zamanda suçun şahsiliğini de hatırlatmak istiyoruz. Bu olay yüzünden ne bir camia ne de bir kurum suçlanmalıdır. Kişiye ibretlik bir ceza verilmelidir.
Geçen hafta Torbalı’da bir hekim meslektaşımız görevini doğru yaptığı, engelli meslektaşına sahip çıktığı için organize bir şiddeti eyleminin kurbanı olmuştur. Olayı nefretle kınıyoruz. Şiddet toplumumuzda önemli bir sosyal sorun haline gelmiştir. Sadece sağlık alanında değil, adliyede, okulda, trafikte her yerde beklenmedik bir şekilde karşımıza çıkmaktadır. Olayların çoğu basına yansımamaktadır. Siyasi iradenin kararları, kolluk kuvvetlerinin önlemleri ve adli uygulamalar bu soruna çözüm üretmekten uzaktır. Şiddet kullananların her zaman üste çıktığı imajı toplumumuzda bir kanser gibi yayılmaktadır. Bu konuda baştan savma değil ciddi adımlar atmak şarttır.
Son zamanlarda hastalarımızın hastanelerden randevu alamadıkları, muayene olamadıkları ile ilgili şikayetler artmıştır. Denizli Sağlık Müdürlüğü’nün sosyal medyada paylaşılan toplantı tutanaklarından anlaşıldığı kadarıyla Sağlık Bakanlığı’nın bu konuda üretebildiği çözüm daha kısa aralıklarla hasta bakılmasıdır. Günlük minimum 70 hasta bakılması istenmektedir. Aynı belgeden anılan hasta bakma saatlerine bölündüğünde bir hastaya 5,5 dakika ayrılması ön görülmüştür. Bunun dışında yine Merkezi Hastane Randevu Sistemi’nde ek randevu açma olanağı getirilmiştir. Bu durum hastaların iyiliğine değildir. Hasta Hakları Yönetmeliği Madde 11’de “Hasta, modern tıbbi bilgi ve teknolojinin gereklerine uygun olarak teşhisinin konulmasını, tedavisinin yapılmasını ve bakımını istemek hakkına sahiptir. Tababetin ilkelerine ve tababet ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı veya aldatıcı mahiyette teşhis ve tedavi yapılamaz”denilmektedir. Bu konuda hekimlerin bütün söyledikleri gözardı edilmiştir. Bu kadar sürede bir hekim ancak hastasına zarar vermemeye çalışabilir. Doğru tanı ve tedavi için yeterli süresi yoktur. Bu kadar kısa sürede doktor- hasta ilişkisi kurulamamakta, hastanın tanı ve tedaviye güveni oluşmamaktadır. Bu da aynı hastanın doktor doktor dolaşmasına defalarca sistemden randevu almasına yol açmaktadır. Aynı zamanda kısa sürede bu kadar çok hasta görmesi hekimlerin bedenen ve ruhen tüketmektedir. Mesleği bırakan, yurtdışına giden hekim sayısı giderek artmasının nedeni para değil bu tükenmişliktir.
6 Ekim 2022 tarihinde yapılan yönetmelik değişikliği ile serbest çalışan hekimlerin, özellikle cerrahların mesleklerini icra etmeleri imkansız hale getirilmiştir. Yapılan uygulamanın hiçbir pratik yararı, sağlık sistemine veya sağlık ekonomisine katkısı yoktur. Bu değişiklik hastalar açısından Hasta Hakları Yönetmeliği Madde 9’da belirtilen hekim seçme özgürlüğüne hem de Madde 23’te belirtilen mahremiyet haklarına aykırıdır. Hekimler açısından ise İnsan hakları Beyannamesi Madde 23/1’de ifade edilen “Her şahsın çalışmaya, işini serbestçe seçmeye, adil ve elverişli çalışma şartlarına ve işsizlikten korunmaya hakkı vardır” temel hakkın ellerinden alınması anlamına gelmektedir. Hekimlere ya devletin memuru ya da sermayenin işçisi olabilirsin dayatması yapılmaktadır. Mesleklerini serbest çalışarak sürdüren hekimlerin devletin sosyal güvenlik kurumları ile bir ödeme bağlantısı yoktur. Hepsi kendi işlerini kurmuş birer vergi mükellefidir. Sağlık Bakanlığı’nın denetim yetkisi sadece tıbbi ve mesleki uygulamaların kalitesi üzerinedir. Bu hekimlerin hangi hastane ile anlaşma yapacaklarına, hasta izin vermediği sürece hastalarının bilgilerinin merkezi sistemlerle paylaşılmasına karışamaz. Bu konuda Türk Tabibler Birliği ve Uzmanlık dernekleri tarafından Danıştay’da dava açılmıştır. Hukuk karar verene kadar birçok meslektaşımız ve hasta mağdur olacaktır. Sağlık Bakanlığı’nı biran önce bu kararından dönmeye çağırıyoruz.
Sağlık çalışanlarının özlük hakları konusunda yapılan her değişiklik sorunu daha içinden çıkılmaz hale getirmektedir. Bu durumun son mağduru Üniversitelerde çalışan asistan hekimler olmuştur. Sağlık Bakanlığı hekimlerin özlük haklarında düzenleme yaparken farklı yasa maddelerine bağlı hekim gruplarının hukuki durumlarını göz önüne almadan alel acele, sürdürülebilirliği şüpheli, bakılan hasta sayısını öncelleyen, parasal cezalandırma yolunu açan bir yönetmelik yayınlamıştır. Yüksek Öğretim Kurumu’na bağlı üniversitelerde çalışan hekimler bu düzenlemeden yararlanamamış, daha sonra çıkarılan başka bir yönetmeliğe rağmen mağduriyetleri giderilememiştir. Bu sorundan en çok etkilenenler ise asistan hekimlerdir. Üniversitede çalışan asistanların özlük hakları, Eğitim Araştırma Hastanelerinde aynı görevi yapan asistanlar ile eşit duruma getirecek düzenlemeler bir an önce yapılmalıdır.
Türk Eczacılar Birliği’nin dile getirdiği ilaç farkları, ilaca ulaşamama, eczacılık eğitimi, Eczanelerin yaşadığı ekonomik çıkmaza ait açıklamaları ve 16 Ekim Pazar günü yapılacak mitingi destekliyoruz.
Aile Hekimlerinin Maaş İyileştirmesinin Acak 76 Hastadan Fazla Bakması Halinde Ödenecektir.
Sağlık Bakanlığın yeni yönetmeliği ile günde 76 hasta bakan aile hekimlerine ek ödeme yapılacağı anlaşılmaktadır. Bu uygulama ile aile hekimi 5 dakikada bir hasta muayenesine zorlanacak ve hastalarına yeterince zaman ayıramayacaktır. Aynı şekilde, koruyucu sağlık hizmetlerini ve kaliteli hasta hekim iletişimini engelleyecek olan bu durum hastalarımızı ve halkımızın sağlığını tehlikeye atmaktadır. Buna ek olarak bu performans sisteminde Aile Hekimliği Uzmanlarının özlük hakları ve aile sağlığı çalışanları yok sayılmaktadır.
15.08.2022 tarihinde yayınlanan yönetmelik ile aile hekimlerine ve aile sağlığı çalışanlarına verileceği belirtilen destek ve teşvik ödemeleri çalışanlara tam yansımamıştır. Sağlık Bakanlığının belirttiği üzere 2023 yılında aile hekimliği birim başına düşen ortalama nüfus 2700’e, aile hekimliği birim sayısını 32190’a, yıllık başvuru sayısı kişi başı 4’e ve yıllık başvuru sayısının yaklaşık 350 milyona ulaşacağı hedeflenmektedir. Bu rakam ile aile hekimliğinde günlük 1,385 milyon vatandaş başvurusu hedeflenmektedir. Bu hedef ile aile hekimliği birim başına ortalama başvuru sayısının 43 olacağı sağlık bakanlığınca öngörülmektedir. Bu hedefler aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanlarının yıllık izin kullanmadığı varsayılarak hesaplanmıştır. Bu durumda yayınlanan yönetmelikte aile hekimlerinin tam bir iyileştirme alması için gerekli sayının 76 olması sağlık bakanlığının kendi hedefleri ile çelişmektedir. Biz aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanları olarak yayınlanan destek ve teşvik ödemelerinin herhangi bir şarta bağlanmasının kaldırılmasını ya da herkesin eşit bir şekilde yararlanabileceği şekli ile yeniden düzenlemesini bekliyoruz. Aile Sağlığı Merkezi gider ödenekleri sağlık sisteminin temeli olan aile sağlığı merkezi hizmetlerini sürdürülebilir kılacak şekilde arttırılmalıdır.
Ağız ve Diş Sağlığı Hizmeti Sunulan Özel Sağlık Kuruluşları Yönetmeliği Diş Hekimlerinin Görüşü Alınmadan Yapılmıştır.
Dişhekimliği alanında yayınlanan Ağız ve Diş Sağlığı Hizmeti Sunulan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik TDB nin görüşleri alınmadan yapılmıştır. Bu yönetmelik değişikliği ile muayenehane açmak daha da zorlaşmış, Dişhekimleri adeta Merkez ve Polikliniklerde ücretli hekim olarak çalışmaya zorlanmaktadır. Gelecek yıllarda verilecek mezun sayıları da düşünülünce hekim emeğinin sömürülmesinin yolu açılmaktadır. Ülkemizde yaşanan en büyük yanlışlıklar dan birisi de konuya ilişkin meslek örgütlerinden hiçbir şekilde görüş alınmadan yönetmelik değişikliklerinin yapılmasıdır. Meslek örgütlerini işlevsizleştiren uygulamalardan derhal vazgeçilmelidir.”
Toplantının ardından gelen soru üzerine Ardıç, bu yıl 1200’ü aşkın doktorun yurtdışına gittiğini açıkladı. Sağlık sistemindeki mevcut durumun ‘kışkırtılmış sağlık talebi’ olduğunu ve hükümetin şuanda bununla başa çıkamadığını söyledi. Sağlık çalışanları malzeme eksikliği ve ihale usulü alınan sağlık malzemelerinin kalitesizliğine dikkat çekti.